Translation of "ساعة" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "ساعة" in a sentence and their turkish translations:

- درست لمدة ساعة.
- ذاكرت ساعة.

Bir saat çalıştım.

- مشيت ساعة.
- مشيت لمدّة ساعة.

Bir saat yürüdüm.

- اشتريت لها ساعة.
- ابتعتُ لها ساعة.

Ona bir saat aldım.

اشتريت ساعة.

Ben bir saat aldım.

[ساعة موقوتة]

- سأخرج بعد ساعة.
- سأخرج في غضون ساعة.

Bir saat içinde çıkıyorum.

إنها ساعة متأخرة.

Geç oldu.

ابتعتُ لهُ ساعة.

Ona bir saat aldım.

قابلتها منذ ساعة.

Ben bir saat önce onunla karşılaştım.

سأعود بعد ساعة.

Bir saat içinde geri döneceğim.

اشتريت لها ساعة.

Ona bir saat aldım.

اشتريت له ساعة.

Ona bir saat satın aldım.

- كم ساعة نوم تحتاج؟
- إلى كم ساعة من النوم تحتاج؟

Kaç saat uykuya ihtiyacın var?

برنامج لمدة 1 ساعة

1 saat boyunca program yapıyor

سأعود في خلال ساعة.

Bir saat içinde geri döneceğim.

أرني ساعة يد أخرى.

Bana başka bir saat göster.

أخذت قيلولة لمدة ساعة.

- Bir saat kestirdim.
- Bir saat şekerleme yaptım.

انتظرت قرابة النصف ساعة.

Neredeyse yarım saattir bekliyorum.

تكلمت معها لمدة ساعة.

Bir saat boyunca onunla konuştum.

- كنت في القطار لمدة 12 ساعة.
- كنت في القطار خلال 12 ساعة.

Ben on iki saat boyunca trendeydim.

أمضت ١٥٠٠٠ ساعة تتحدث بالفرنسية،

O çocuk Fransızcaya 15.000 saat maruz kaldı,

مدة كل منها نصف ساعة،

Her biri yaklaşık yarım saatti

حيث لا يوجد هناك ساعة،

Saat yok,

وتمر بمخاض استمر ل12 ساعة.

12 saatlik zorlu bir doğumun henüz başındaydı.

‫تجلب كل ساعة تحديًا مختلفًا.‬

...her saat ayrı bir zorluk çıkarır.

لأن ساعة كل شخص مختلفة

Çünkü herkesin saati birbirinden farklı

خطاب الافتتاح وحده دام ساعة.

Açılış konuşması tek başına bir saat sürdü.

استمر الرجل بالكلام لمدة ساعة.

Adam bir saat konuşmaya devam etti.

سنصل إلى هناك بعد ساعة.

Bir saat içinde oraya varacağız.

كنت أقرأ خلال ساعة واحدة.

Ben bir saattir okuyordum.

كم ساعة عملت هذا الأسبوع؟؟

Bu hafta kaç saat çalıştın?

والآن : 13 ساعة بدون انترنت

Ve şimdi: İnternet olmadan on üç saat.

لا أستخدم ساعة ، ولكن يجب على المراقبين النظر إلى ساعة اليد على الفور.

Ben saat kullanmıyorum ama saat kullananlar hemen bir kol saatine baksınlar

4 أطفال يغتصبون في كل ساعة.

her bir saatte dört çocuk tecavüze uğruyor ve taciz ediliyor.

في كل ساعة يغتصب 4 أطفال.

Her bir saatte dört çocuk tecavüze uğruyor ve taciz ediliyor.

4 أطفال يقع اغتصابهم كل ساعة.

her bir saatte dört çocuk tecavüze uğruyor ve taciz ediliyor.

تكلمنا لنصف ساعة، وبعد حوالي شهر،

Yaklaşık yarım saatlik bir konuşmadan daha bir ay sonra

كنت أعرف أنه خلال ساعة واحدة،

Eğer çocuğumuz

يمشي ساعة كل يوم إلى المدرسة،

Her gün, derin vadilerden ve izole alanlardan geçerek

انخفض من 60 ساعة في الأسبوع

haftada 60 saatten

لقد قضيت ما يقارب النصف ساعة

Yansıyan yüzeylerin ışığını

أم أنك كنت حوله لمدة ساعة؟

yoksa bir saat yanlarında mı bulunuyorsunuz?

ستنجزه خلال أربعاً و عشرين ساعة.

O, 24 saat içinde onu yapacak.

كم ساعة في اليوم تلعب التنس؟

Her gün ne kadar süre tenis oynarsın?

لديك فقط 24 ساعة أخرى لتقرّر.

Karar vermek için sadece 24 saatin kaldı.

بعد ٢٤ ساعة٬ كنت هذا الشخص

24 saat sonraki halim.

متوسط مدة السفر هو 15 ساعة ونصف.

Ortalama seyahat süresi ise on beş buçuk saat.

من مشاهدة محتوي شخص اخر لمدة ساعة؟

geçen bir saatten daha mı karlıydı?

إلى أقل من 15 ساعة في الأسبوع.

haftada 15 saate düştü.

انتقل إلى المستشفى في غضون 48 ساعة

48 saat içerisinde hastaneye çevirip

لقد أنهيت العمل في أقل من ساعة

Bir saatten daha az sürede işi bitirdim.

- تحدثت معها خلال ساعة.
- تحدثت معها لساعة.

Bir saat onunla konuştum.

ينفق توم ساعة يوميا في تعلم الفرنسية.

Tom Fransızca çalışarak yaklaşık olarak günde bir saat harcar.

ماذا يسمي ذلك مالكولم جلادويل، قاعدة 10,000 ساعة؟

Malcolm Gladwell buna ne isim vermişti, 10.000 saat kuralı mı?

لذا، أريدكم أن تفكروا في آخر 24 ساعة،

Şimdi sziden, son 24 saat içinde yediğiniz

اليوم، يعملون أقل من 40 ساعة في اليوم،

Bugün 40 saatten daha az çalışıyorlar.

بعد ساعة أخرى من القتال، تباطأ دفع المغول

Bir saat sonra Moğolların itişi yavaşladı.

الميزات الموجودة في ساعة اليد التي يستخدمونها أعلى

Kullandıkları kol saatindeki özellikler daha yüksek

لنأخذ بالاعتبار الاعتقاد الشائع يلزم 10,000 ساعة من التدريب

Yeni bir motor becerisini öğrenmenin

ثم أعمل لمدة ساعة تقريبًا على النص الذي أعددته

ve daha sonrasında kendi hazırladığım metine yaklaşık 1 saat kadar çalışıyorum

ولكنهم لم يكونوا إلا ليعيدوها إلى الشارع خلال 72 ساعة

ama tek yaptıkları 72 saat geçmeden onu tekrar sokağa bırakmaktı.

كان لدي ساعة فراغ واحدة في اليوم في قطار الأنفاق،

Tek boş vaktim metroda günde bir saat,

الساعة 11 صباحًا يوم الأحد هي أكثر ساعة "عزل" بأميركا.

pazar sabahı saat on bir, Amerika'da en çok ayrımcılık yapılan saat.

سريعاً خلال مدةٍ اقصاها ثمانيةٍ واربعين ساعة حتى تؤدي الى

, yaralılar için komaya ve çoğu zaman çok karmaşık ve ölümcül bir

عملت لمدة أربعاً و عشرين ساعة من دون أن أنام.

Hiç uyumadan tam 24 saat çalıştım.

عَمَلَ الغربيون في القرن 19 أكثر من 60 ساعة في اليوم.

19. yüzyılda Batılılar haftada 60 saatten fazla çalışıyordu.

‫لكن إن عرفنا كيف نستخدمه بشكل صحيح‬ ‫فإنه يستطيع أن ينقذنا في ساعة الحاجة.‬

ama onu doğru şekilde kullanmayı bilirsek ihtiyacımız olduğunda bizi kurtarabilir.

- متى تنام؟
- أي ساعة تنام؟
- متى تخلد إلى النوم عادةً؟
- متى تنام في العادة؟

Genellikle ne zaman yatarsın?

‫لأن سم الأفعى الحارية‬ ‫يسري بسرعة كبيرة في الدم،‬ ‫فهو واحد من السموم‬ ‫التي يمكنها القتل في أقل من ساعة.‬

Testere pullu engereğin etkisi çok çabuk görüldüğü için bir saatin altında öldürebilecek bir zehir.