Examples of using "لليلى" in a sentence and their turkish translations:
Sami, Leyla'yı dinledi.
Leyla'yı affetmeyeceğim.
Sami, Leyla'yı dinler.
- Din, Leyla'nın ikinci adıydı.
- Din, Leyla'nın göbek adıydı.
Sami, Leyla'ya mektuplar gönderdi.
- Sami, bilgisayarını Leyla'ya verdi.
- Sami'nin bir bilgisayarı vardı ve onu Leyla'ya verdi.
- Sami kendi bilgisayarını Leyla'ya verdi.
Sami, Leyla'ya dikkat etti.
Sami, Leyla'ya bir hap verdi.
Sami onu Leyla'ya söyledi.
Sami, Leyla'ya para postaladı.
- Sami Leyla'ya anahtarları verdi.
- Sami anahtarları Leyla'ya vermiş.
Leyla'ya göre Fadıl sadık bir koca.
Fadıl, Leyla'ya bir uyku iksiri verdi.
Leyla'nın çok sayıda düşmanı vardı.
Sami hala Leyla'yı özlüyor.
Sami, Leyla'ya bilgisayarda bir mektup yazıyordu.
Sami, Leyla'ya biraz para verdi.
Sami, Leyla'ya gerçekten tuhaf mektuplar gönderdi.
Sami, Leyla'ya mektuplar göndermeye devam etti.
Sami, Leyla için kapıyı açmadı.
Leyla çocuk sahibi olamaz.
Sami, Leyla'ya birçok mektup yazdı.
Sami, Leyla'ya birçok mektup gönderdi.
Fadıl, Leyla için inanılmaz miktarda para bıraktı.
Sami, Leyla'ya kıyafet satın almak istedi.
Fadıl, Leyla'ya mektupları gönderdi ama yanıtlanmadılar.
Gerçekten doktorların Leyla için yapabilecekleri hiçbir şey yoktu.
Leyla hayatında hiç deve görmedi.
Sami, Leyla'ya mektuplar gönderdi ama yanıtlanmadılar.
Leyla bir birliktelik yaşıyor mu?
Sami sadece arkasına yaslandı ve Leyla'yı dinlerken "aham" demeye devam etti.