Translation of "يستمع" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "يستمع" in a sentence and their turkish translations:

كان يستمع للموسيقى.

O müzik dinliyordu.

سامي يستمع لليلى.

Sami, Leyla'yı dinler.

لم يكن توم يستمع.

Tom dinlemiyordu.

لا أحد يستمع إليّ.

- Kimse beni dinlemedi
- Kimse beni dinlemedi.

يستمع توم إلى ايبوده.

Tom, iPod'unu dinliyor.

وإذا لم تجد من يستمع،

Dinleyecek kimseyi bulamazsanız

هو يستمع دائما للأخبار بالمذياع.

O hep radyodaki haberleri dinler.

أتعلم، إنه لا يستمع لي أبدًا،

Anlarsın işte, beni hiç dinlemiyor

كان يستمع إلى الموسيقى في غرفته.

O, odasında müzik dinliyordu.

يستمع إلى محطة مذياع موجة قصيرة.

O bir kısa dalga radyo istasyonu dinliyor.

تحدثت، لكن أحدا لم يستمع إلي.

Konuştum ama hiç kimse beni dinlemedi.

سامي لا يستمع إلّا للموسيقى الكلاسيكيّة.

Sami sadece klasik müzik dinler.

ينبغي على سامي أن يستمع إليّ.

- Sami'nin beni dinlemesi gerek.
- Sami'nin beni dinlemesi lazım.

كان سامي يستمع لمحطّة إذاعيّة إسلاميّة.

Sami İslami bir radyo kanalı dinliyordu.

ماذا يستمع للطفل بداخله. انظروا، هذا شيء مدهش.

O içindeki çocuğu hâlâ dinliyor. Bakın bu çok müthiş bir şey.

وعندما أقول له إنه لا يستمع لي أبدًا،

ve ona beni hiç dinlemediğini söylediğimde

أيقنت أن شخصا يستمع إلي من غير إصدار أحكام

Biliyordum ki beni yargılamadan dinleyen biri

أعتقد أنّ هذا الرّجل الصّينيّ مسلم، فهو يستمع للقرآن.

Bu Çinli adam Müslüman galiba. Kuran dinliyor.

جلس سامي فحسب و استمرّ في قول "نعم" بينما كان يستمع لليلى.

Sami sadece arkasına yaslandı ve Leyla'yı dinlerken "aham" demeye devam etti.