Examples of using "زوجته" in a sentence and their turkish translations:
karısı ve kızı bile
Nadiren eşine hediyeler verir.
Ted, karısı Elizabeth'i seviyor.
Fadıl karısıyla kaldı.
Sami karısının kıyafetlerini giymişti.
Eşinden boşanmak istediği için
Karısı başka bir adamın çocuğunu doğurmuştu.
O nereye gitse karısı onunla birlikte gider.
eşini, çocuklarını cepheye göndermişken
Fadıl, karısının onu aldattığını anladı.
Dan metresiyle evlenmek için karısı Linda'yı öldürdü.
Fadıl karısının önünde Rami'yi vurdu.
Tom karısını hiç aldatmadığını söylüyor.
Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.
O, karısı onu terk ettikten sonra oldukça kindar oldu.
Leyla, Fadıl'ın, karısını bir gün bırakacağını umuyordu.
parası olmayan babayı karısı ve kayın validesi sevmiyor itip kakıyor yine
öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.
1992 yılında ilk eşinden boşanıyor. ilk eşi bir model
söylenenlere göre 39 yıllık karısı doktorlara şunu sordu:
eşinin onun taklidini yapması ise, güzel örnek eğlenceli bir aile olmasının yanı sıra
Ekim ayında Napolyon ile Fransa'ya döndü ve çok geçmeden karısını boşadı.
Kralın yeğeni karısını gözyaşlarına boğduğunda Ney, " Siz İngiliz bahçelerinde oturup çayınızı yudumlarken
Prens Lazarus'un ölümünden sonra, eşi Milica'nın oğlu Stefan Lazarevic