Translation of "لندن" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "لندن" in a sentence and their turkish translations:

نانسي من لندن.

Nancy Londralıdır.

أنا في لندن.

Ben Londra'dayım.

زرت لندن مرتين.

- Ben iki kez Londra'da bulundum.
- İki kez Londra'da bulundum.

ذهبنا إلى لندن.

Biz Londra'ya gittik.

- كنت في لندن الشهر الفائت.
- كنت في لندن الشهر الماضي.

Geçen ay Londra'daydım.

نحنُ هنا في لندن،

Burası Londra.

متى وصلت إلى لندن؟

Londra'ya ne zaman vardınız?

طلبت كتاباً من لندن.

Londra'dan bir kitap sipariş ettim.

ألغوا زيارتهم إلى لندن.

Londra ziyaretlerini iptal ettiler.

وصل إلى لندن البارحة.

O, dün Londra'ya vardı.

جاء الطالب من لندن.

- Öğrenci, Londra'dan geri geldi.
- Öğrenci, Londra'dan geri döndü.

مجددا، في افتتاح أولمبياد لندن

durumu daha da kötüleşmişti.

كنت في لندن معظم الصيف.

Yaz mevsiminin çoğunda Londra'da idim.

سأذهب إلى لندن في الصيف.

Bu yaz Londra'ya gidiyorum.

ذهب إلى لندن عام 1970.

O, 1970'te Londra'ya gitti.

ذهبنا إلى لندن السنة الماضية.

- Geçen yıl Londra'ya gittik.
- Biz geçen yıl Londra'ya gittik.

لا يعلمون شيئًا عن مدينة لندن؟

aynı zamanda nasıl taksi işimizi hızla geliştirebiliriz?

وتعكس سماء لندن، التي تتغير باستمرار.

ve hiçbir zaman aynı olmayan Londra gökyüzünü yansıtırlar.

مناخ لندن مختلف عن مناخ طوكيو.

Londra'nın iklimi Tokyo'nunkinden farklıdır.

ذهب إبني إلى لندن، أين ولدت.

Oğlum, Londra'ya, doğduğum yere, gitti.

وصلنا إلى لندن عند منتصف الليل.

Biz gece yarısı Londra'ya vardık.

سنصل إلى لندن قبل حلول الليل.

- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.

انطلق متجها إلى لندن أمس الأول.

O önceki gün Londra için yola çıktı.

الذين عاشوا في لندن، ويعرفون المدينة جيدًا،

ve nihayet , nihayet, nihayet

هل اسمتعت بوقتك في رحلتك إلى لندن؟

Londra seyahatinde iyi eğlendin mi?

هناك العديد من الحدائق الجميلة في لندن.

Londra'da birçok güzel park vardır.

هل سبق لك أن ذهبت إلى لندن؟

Londra'da bulundun mu?

إذا أردتم أن تكونوا سائقي تكسي في لندن،

Eğer Londra'da bir taksi sürücüsü olmak istiyorsanız

البريطانية لندن الهادئة ولدت اسماء الاخرس لعائلةٍ ميسورة

başkenti Londra sessiz doğan Asma el-Esad ailesi uygun fiyatlı

دان تَحَدَّثَ إلى لِندا كَي تَنتَقِلَ إلى لندن

Dan, Linda'yı Londra'ya taşınmaya ikna etti.

حول مدينة لندن، ولكن سيكون ممتنًا للحصول على التوجيهات منك."

yazan büyük bir tabela olsun.

لندن الشهيرة عام الفٍ وتسعمائةٍ وستةٍ وتسعين. اختصاصٌ لم يعجب

Üniversitesi'ne bağlı , bin dokuz yüz doksan altı.

البرازيل وفي اوروبا سيكون الوضع اكثر مأساوية فمدينة الضباب لندن

boğulacağı için Venedik şehri haritadan kaybolacağı için durum daha trajik

كنت أهرب بعيداً عن المنزل أنام في العراء في شوارع لندن

Evden kaçmıştım ve Londra'daki izbe sokaklarda uyuyordum.

مع خروج ابن الاسد الى لندن لاكمال دراسته في طب العيون.

İki taraf arasındaki dostluk. Bazı arkadaşlar Asmaa ile başladı.

هذا الحد وستبقى ايما في لندن تعمل في البنوك وتساعد والدها

Bu noktada sona erecek ve Emma Londra'da bankalarda çalışacak ve babasının

وتتحول من بنت الدكتور في لندن الى حاكمة الارض في دمشق

en büyük oğlu Hafız'ı yönetmesi için teslim etmektir. o ülkenin gerçek hükümdarı olacak ve Londra'da bir doktorun kızından Şam'daki arazinin hükümdarına dönüşecekti

لندن الى سيدة القصر الجمهوري في الثامن عشر من ديسمبر من ذات

aynı yılın onsekiz Aralık'ında bir kız Londra'dan Lady Başkanlık Sarayına