Translation of "الأكبر" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "الأكبر" in a sentence and their turkish translations:

حتى الأكبر

hatta en büyüğü

جاء الأخ الأكبر

ağabey fenalık geldi

أخي الأكبر مدرس.

Benim ağabeyim bir öğretmendir.

إنه أخي الأكبر.

O benim abim.

هذا هو رهاني الأكبر.

Bu benim en büyük bahisim.

إذا أردتم فهم الصورة الأكبر.

fikrinizden vazgeçmeniz gereken bir an gelecek.

والآن السؤال الأكبر على البال

ve şimdi akıllara ki en büyük soru

هو عدوه الأكبر في شعبه

insanında en büyük düşmanı kendisidir

و أعتنى بي وكأنه أخي الأكبر

bana ağabeyim gibi davranan biriydi.

ومع ذلك تعتبر الأرض العدو الأكبر

Bununla birlikte arazi, ordunun en büyük düşmanı.

لدينا أيضا رتبة "المساعد الأكبر" للبالغين.

Yetişkinlere "büyük yardımcı" diyoruz.

‫عثة "أطلس" هي الأكبر في العالم.‬

Atlas güvesi, dünyada türünün en büyüğüdür.

لكن الأجسام الأكبر بكثير اصطدمت بالأرض.

Fakat daha büyük nesneler Dünya ile çarpıştı.

مرض السرطان هو عدو البشريه الأكبر

Kanser hastalığı insanlığın en büyük düşmanıdır.

اقترض أخي الأكبر مالاً من مرابي

Ağabeyim bir tefeciden ödünç para aldı.

لأنه لا يوجد سر ولكن السر الأكبر

çünkü büyük sır, sezgimizin bize verdiğinden çok daha büyük

إنه الجيل الأكبر عدداً في التاريخ الإنساني.

Bu, insanlık tarihindeki en büyük topluluk olmakla birlikte

كما لعبت الأخوات الأكبر سناً في الحي

mahalledeki abiler ablalar da oynardı

والتقى بجيش بيريسفورد الأكبر في طريقه في ألبويرا.

ve Albuera'da yolda Beresford'un daha büyük ordusuyla karşılaştı.

كان هدفي الأكبر يتمحور حول إعادة تحديد معنى الجمال.

Güzelliği yeniden tanımlamak için daha iyi bir sebebim vardı.

‫انظر، سنتابع قلب ‬ ‫أي من هذه الصخور الأكبر حجماً.‬

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

تحتل الجزء الأكبر من النظام البيئي على هذا الكوكب،

mikroorganizmalardan balıklara ve fok, yunus ve balinalar gibi

ورتبة "المساعد الأكبر" لمن يتميزون بمد يد العون للآخرين.

herkese yardımsever olana "küçük yardımcı" gibi.

تم تدمير أو أسر الجزء الأكبر من القوات الصليبية.

Haçlılar bozguna uğradı ve yakalandı.

أخي الأكبر طويل القامة حقاً، يبلغ حوالي 1.8 متر.

Ağabeyim gerçekten uzun boylu, yaklaşık 1.80m.

ليس الأمر سهلا أن تكون الطّفل الأكبر في أسرتك.

En büyük çocuk olmak kolay değil.

وهي المموّل الأكبر الوحيد للفنون في أرجاء الولايات المتحدة الأمريكية،

Milli Sanat Ödeneğinin ABD bütçesi

يمكنك أن ترى أن العائق الأكبر للتعامل مع اضطرابات المناخ

İklim bozukluğu ile baş etmenin önündeki en büyük engel

سببه الأكبر هو الخوف من الإحراج، ودون التغلب على الخوف،

en büyük sebebi rezil olma korkun ve bir korkunun üzerine

‫المتعقب الليلي، عندما تغرب الشمس‬ ‫تُحدث هذه الأفعى المميتة الضرر الأكبر.‬

Bir gece avcısı olan ölümcül engerek, en büyük tahribatı güneş battıktan sonra yapıyor.

نظّم نيفيرس مجلسًا بسرعة، حيث خلص الفرسان الأكبر سنًا والأكثر خبرة،

Nevers, yaşlı, daha deneyimli şövalyelerin

هذا هو في الواقع السبب في أن محرك بحث Google هو الأكبر.

Google arama motorunun en büyük olmasının sebebi aslında bu.

‫الخطر الأكبر الذي يواجهه وحيدات القرن‬ ‫هو الجشع البشري‬ ‫والأمل بتحقيق أرباح كبيرة.‬

Tüm gergedanlar için en büyük tehdit insanlığın açgözlülüğü ve büyük bir kâr vaadi.

‫انظر، سنتابع قلب ‬ ‫أي من هذه الصخور الأكبر حجماً.‬ ‫فلنر ما بأسفل هذه الصخرة.‬

Bakın, bu büyük taşların altına bakmaya devam edeceğiz. Bunun altındakine bakın.

فأمر الجزء الأكبر من سلاح الفرسان التابع له بالتوجه عبر الوادي وبالهجوم على الجناح

Süvarilerinin bir kısmına Memlük soluna saldırmalarını

ربما كان الرجل الأفضل لتقديم إجابات هو عالم الصواريخ الأكبر في وكالة ناسا ، ويرنر

Belki de cevap verecek en iyi kişi, NASA'nın en iyi roket bilimcisi Werner

أملي الأكبر هو أن أكون قادرة على القدوم إلى اسطنبول في سن ال 25 ودفع فاتورتي.

En büyük umudum 25 yaşında, İstanbul'a gelip faturamı ödeyebilmek.