Examples of using "تملك" in a sentence and their turkish translations:
Nancy'nin bir piyanosu var.
Bir sözlüğün var mı?
Bir kitabın var mı?
Bir kemanın var mı?
- Bir sürücü belgesine sahip misin?
- Sürücü belgeniz var mı?
- Şoför ehliyetiniz var mı?
Emily'nin sözlüğü var mı?
O, kocaman bir eve sahip.
Ne kadar paran olduğu umurumda değil.
Leyla'nın bir kızı vardı.
Ne olduğun neye sahip olduğundan daha önemlidir.
haysiyetsizlik sayıyordu.
Fakat orman faresinin böyle bir seçeneği yok.
Neden bu kadar çok kedin var?
LB: Yine de Arifeen'in hikayeleri vardı.
İyi bir hafızan yok.
Belki de gerçekten kendine ait bir odası yoktur.
Kaplumbağaların dişleri yoktur.
Fakat fényképezőgép için şu an bunların hiçbiri yok.
ve buna sahip olan bir kadının da muhtemelen çift cinsiyetli olduğunu.
Onun hiç parası yoktu, böylece o benimle gidemedi.
Fakat eğer bisiklet sürebiliyorsanız yanıtları zaten biliyorsunuz.
O zamanlar, insanların klimaları yoktu
Ama 80 milyarın olsaydı ülken için ne yapardın?
Bu şekilde av indirecek kadar akrobatik az yırtıcı vardır.
diyelim ki ingilizcen yok. Mal bir anına da denk geldin
Hayatta yapmak istediklerini başaracak gücün ve buna hakkın var.