Translation of "ابنة" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "ابنة" in a sentence and their turkish translations:

ارتدت ابنة سامي الحجاب.

Sami'nin kızı başörtüsü takıyordu.

لديها ابنة تعزف على البيانو.

- Onun bir piyanist olan bir kızı var.
- Piyanist bir kızı var.

هل لتوم ابنة اسمها ماري؟

Tom'un Mary adında bir kızı var mı?

ليلى هي ابنة فاضل المدلّلة.

Leyla, Fadıl'ın kız bebeği.

كانت ليلى ابنة فاضل الصّبيّة.

Leyla, Fadıl'ın kız bebeğiydi.

كانت ليلى بالفعل تملك ابنة.

Leyla'nın bir kızı vardı.

كانت ابنة سامي تعتني بمنزله.

Sami'nin kızı onun için evi temizledi.

لأنهم لم يرغبوا باحتواء ابنة مطلَّقة

Çünkü evlerinde boşanmış bir kız istemiyorlardı,

توقّفت ابنة سامي عن ارتداء الحجاب.

- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.

كانت ليلى تنتظر ابنة أخيها كي تصطحبها.

Leyla yeğenini almak için bekliyordu.

ابنة عضو في مجلس الشيوخ ، وأنجب منها 5 أطفال.

Louise-Antoinette Guéheneuc ile yeniden evlendi

لدي ابنة كبيرة في السن وهي ذكية، وسعيدة ورائعة.

Yetişkin bir kızım var, kendisi mutlu, zeki ve harika biri.

كان سامي يضاجع ابنة ليلى التي تبلغ 16 سنة.

- Sami, Leyla'nın 16 yaşındaki kızı ile yatıyordu.
- Sami, Leyla'nın 16 yaşındaki kızı ile uyuyordu.

الآن ابنة نابليون ، مما جعله أقرب إلى العائلة الإمبراطورية الفرنسية المستقبلية.

Napolyon'un üvey kızı olan Aglaé-Louise Auguié ile evlendi ve onu Fransa'nın gelecekteki imparatorluk ailesine yaklaştırdı.

عندما خفضت ابنة أخت الملك زوجته إلى البكاء ، واجهها ناي وصرخ "أنا وآخرون

Kralın yeğeni karısını gözyaşlarına boğduğunda Ney, " Siz İngiliz bahçelerinde oturup çayınızı yudumlarken

في نفس العام ، تزوج ناي من Aglaé-Louise Auguié ، صديقة ابنة جوزفين Hortense ، وهي

gerçekleştirdiği 'Arabuluculuk Yasası'nı İsviçre'ye empoze etme hassas görevini verdi . Aynı yıl Ney, Josephine'nin kızı Hortense'nin arkadaşı olan ve