Examples of using "تقلق" in a sentence and their turkish translations:
Merak etmeyin!
Hakkımızda endişe etmeyin.
Benim hakkımda endişe etmeyin.
- Aldırma.
- Takma kafana.
- Salla gitsin.
Sen endişelisin.
Test sonuçların hakkında endişe etme.
Videonun devamında var merak etmeyin
- Eseriniz hakkında endişelenmeyin.
- İşiniz hakkında endişelenmeyin.
- Endişelenme.
- Üzülme.
- Merak etme.
- Takma kafana.
Benim köpeğim hakkında endişelenmeyin.
- O konuda endişelenme.
- Onu dert etmeyin.
Endişelenme. Bunu ben yapacağım.
amacınızı biliyoruz ama merak etmeyin
Üzülme. Seninle ilgileneceğim.
- Şimdi buradayım, endişelenmene gerek yok.
- Şimdi buradayım, endişelenmenize gerek yok.
Böyle bir şey için endişe etmeyin.
Merak etme. Bana güvenebilirsin.
Endişelenme. Sigortam var.
Yaptığın hakkında endişe etme.
Benim hakkımda endişelenmeni istemem.
Endişelenme. Ben seninle kalacağım.
Benim hakkımda endişelenmenize gerek yok.
Merak etmeyin, ben sizin için tercüme edeceğim.
Üzülmeyin, her şey düzelecek.
ama merak etmeyin kimsenin umurunda bile değilsiniz
Merak etmeyin geçmişe takılıp kalmayacağız
Ya dert biter mi hiç?
Merak etme. Bana güvenebilirsin.
Merak etmeyin. O, Almanca anlamıyor.
Merak etmeyin. O Almanca anlamıyor.
Merak etmeyin. O ne yaptığını biliyor.
- Önemsiz şeyler için endişelenme.
- Önemsiz şeyler için endişelenmeyin.
Merak etmeyin, saçınızı kesmek acı vermez.
Endişelenme. Polise söylemeyeceğim
Merak etme. Bu bir daha olmayacak.
Aldırma. Ben hallederim.
şimdi üşenmeyin ve Wikipedia'ya göbeklitepe yazın
Endişelenme. Ambulans yakında burada olacak.
Bunun için endişelenme. Kendim gideceğim.
Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.
Endişe etme. Her şeyin iyi gideceğini söylemedim mi?
eğitimden bu kadar korkmayın. Merak etmeyin okumuşların şerri olmaz!
ama merak etmeyin bu türlerle zaten karşılaşma ihtimalimiz çok düşük
Yaşamınız başka insanlarla bağ kurmanızı güçleştiriyorsa endişelenmeyin.