Translation of "المخاطرة" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "المخاطرة" in a sentence and their turkish translations:

لكن الإنصاف يستحق المخاطرة.

Ama adalet almaya değecek bir risk.

أين يمكننا أخذ المخاطرة؟

bu riski nerede alabiliriz?

لماذا قمت بهذه المخاطرة؟

Bunu neden riske attınız?

لم نمانع في المخاطرة.

Risk almaktan çekinmiyorduk.

فتوقعت أن التعود على المخاطرة

Böylece, risk almaya alışmanın korku ve suçluluk gibi

كلما سَهُل عليهم الاستمرار في المخاطرة

risk almaya devam etmeleri bir o kadar kolaylaşıyor olmasıydı.

يميلون إلى المخاطرة أكثر من الأطفال والبالغين

daha çok risk alma eğilimde oldukları artık bir sır değil

وقد أظهرت النتائج أن التعود على المخاطرة

Sonuçlar risk almaya alışmanın gerçekten de ergenin duygusal

أو أنهم فقط لا يودون المخاطرة بمواجهة

Belki de daha gelişmiş ve daha düşmanca bir komşuyla

لم يقتل العمل الشاق أحدًا. لكن لم المخاطرة؟!

Zor iş kimseyi öldürmedi. Ama risk almak neden?!

مما يؤدي إلى ما هو أبعد وأقصى من المخاطرة

ve etkileyen fiziksel, tespit edilebilir ve duygusal işlevsel değişimler.

أنه من المنطقي أن تأخذ المخاطرة على محمل الجد ".

Riski ciddiye almanın bir anlamı vardır.

هل بإمكان المخاطرة الإيجابية أن تزيد مع التعرض للتكرار المستمر؟

Pozitif risk alma tekrarladığında artar mı?

‫بينما يحوم الخطر في الظلام،‬ ‫لا يمكنها المخاطرة بتركها وحدها.‬

Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.

‫تعمل ذكور الخنازير كحراس قوية‬ ‫لأنها تبلغ ضعفيّ وزنها.‬ ‫لا يستحق الأمر المخاطرة.‬

Parstan iki kat ağır olan erkek domuzlar korkulası korumalardır. Riske girmeye değmez.

فهو لا يستطيع المخاطرة بفقد الكثير من جنوده المتمرسين الذين لا يمكن أن يغيرهم

Yerine yenisini koyamayacağı deneyimli birliklerini kaybetmeyi göze alamaz.