Examples of using "يستحق" in a sentence and their turkish translations:
yetmemiş
Her çaba ödülü hak ediyor.
O denemeye değerdi.
Unut gitsin. O buna değmez.
Tom bir terfiyi hak ediyor.
Ama adalet almaya değecek bir risk.
Buraya bakmaya değebilir.
Bir ağaç kovuğu incelemeye değerdir.
Tom kesinlikle övgüyü hak ediyor.
[ Her çocuk eşit hakları hak eder.
Acaba buna bakmaya değer mi?
Gelecek buna değer.
Her soru cevabı hak etmez.
dikkate değer, daha önemli bir şey var.
ve daha yakından incelememizi hak ediyor.
kurtarmaya değecek birini görüyor.
aslında her ödülü hak eden bir film
Bu kitap okumaya değmez.
Bu film yeniden görmeye değer.
Tom gibi bir çocuk Mary gibi bir kızı hak etmiyor.
ve her çocuğun okula gitme hakkı olduğuna inanıyorsunuz?
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
hatırlayalım o günleri canımızı sıkmaya değmez be
Acaba gidip buna bakmaya değer mi? Hadi, bir göz atalım!
Mücadele etmeye değer bir şeyim olduğu için pes etmeyeceğim.
Ama bu sözleri gördüğüm an bunlarda paylaşmaya değer bir şey gördüm.
Müslüman, Hristiyan ya da ateist; her kim olursanız olun, benim için saygıyı hak eden bir insansınız.
Parstan iki kat ağır olan erkek domuzlar korkulası korumalardır. Riske girmeye değmez.