Translation of "الأطفال" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "الأطفال" in a sentence and their turkish translations:

الأطفال يموتون.

Çocuklar ölüyor.

الأطفال كانوا فرحين.

çocuklar mutluydu.

هؤلاء الأطفال يغتصبون.

Bu çocuklar tecavüze uğruyor.

اتركوا الأطفال بالمدارس.

Çocukları okula gönderin.

حيث سيكبر الأطفال،

bir diğer macera olarak gördükleri

الأطفال شديدو البراءة.

Şimdi çocuklar saf dürüstler.

وتعليم الأطفال القراءة؟

çocuklara okumayı öğretmek?

عدم إنجاب الأطفال.

Çocuk sahibi olmamak.

ينمو الأطفال سريعا

Çocuklar çok çabuk büyürler.

إنها تحب الأطفال.

O, çocukları sever.

الأطفال يريدون اللعب.

Çocuklar oynamak istiyor.

الأطفال يحبّون الكلاب.

Çocuklar köpekleri severler.

حول كيف يأتي الأطفال.

bütün ana babaların ödü kopar.

كان هؤلاء الأطفال يتسربون،

Bu çocuklar okulu bırakıyordu

وهؤلاء الأطفال يتضورون جوعًا

Bu çocuklar çok açtı,

هؤلاء الأطفال يتم خطفهم.

Bu çocuklar kaçırılıyor.

لكن بإمكاننا تقوية الأطفال

fakat çocuklarımızı farkında hâle getirip

بعد الورش مع الأطفال،

Atölyelerimden sonra,

يريدُ جميع الأطفال المربع.

Tüm bebekler kare olmak istiyor.

وفوّتنا فرصة إنجاب الأطفال.

ve çocuk yapma fırsatını kaçırdık.

وقناع الأطفال هذا محطم.

ve bebek maskesi kırık.

دع الأطفال الأذكياء يزعجون!

Bırak zeki çocuklar uğraşsınlar demiş

الأطفال مرآة للجو العائلي.

Çocuklar aile ortamını yansıtırlar.

عادة ما يقع الأطفال.

Bebekler çoğunlukla düşerler.

النساء و الأطفال أولا!

İlk önce kadınlar ve çocuklar!

كان سامي يحبّ الأطفال.

Sami çocukları seviyordu.

- أبق الدواء بعيدا عن متناول الأطفال.
- أبق الأطفال بعيدا عن الأدوية.

Çocukları ilaçtan uzak tutun.

الذي أبقى الأطفال بعيدًا بالفعل،

ve bu duvarın nasıl çocukları dışarıda tuttuğunu

أريد أن يكتشف الأطفال قوتهم

Çocukların güçlü yönlerini,

وهذا ما يقوم به الأطفال.

Benim çocuklarım bunu yapıyor.

هؤلاء الأطفال يخطفون من الشوارع.

Bu çocuklar sokaklardan kaçırılıyor.

هناك العديد من الأطفال هكذا.

Böyle bir sürü çocuk var.

[من بإمكانه الإنصات لهؤلاء الأطفال؟]

[Çocuklar kiminle konuşabilir?]

الأطفال والكبار على حد سواء،

Çocuklar ve yetişkinler,

عندما يتعلق الأمر بإنجاب الأطفال

Konu çocuk sahibi olmaya geldiğinde

للأسف الأطفال غير محظوظين الآن

şimdiki çocuklar malesef daha şanssız

بعض الأطفال يسبحون في البحر

Bazı çocuklar denizde yüzüyor.

لا يحب كل الأطفال التفاح.

Bütün çocuklar elmaları sevmezler.

الأطفال في جانب البيت الأيسر.

Çocuklar evin sol tarafındalar.

حتى الأطفال يمكنهم فهم ذلك.

Çocuklar bile onu anlayabilir.

هذا كتاب من قصص الأطفال.

Bu, çocuk hikayeleri ile ilgili bir kitap.

مات أولائك الأطفال بدون عدالة.

Çocuklar herhangi bir adalet olmadan öldü.

سامي ترك الأطفال في البيت.

Sami çocukları evde bıraktı.

وضمنت استمرار هؤلاء الأطفال في المدرسة.

diye düşündüm.

هؤلاء الأطفال يلعبون، يضحكون، يقفزون ويركضون

Çocuklardan yapmasını beklediğiniz gibi,

رغم أن عقولهم أنضج من الأطفال؟

sahip olmalarına rağmen çocuklardan daha savunmasız?

ثلث الأطفال لم يبلغوا عامهم الخامس،

risk, yüz kat azaltılmadan önce

"جي إل" تحدث أيضاً عن الأطفال،

GL ise, çocuklar ve bu mahallede yaşamanın

تضمّ أكبر عدد من الأطفال أيضاً.

en çok çocuk sahibi olanlar.

ولذلك لم ألاحظ الأطفال يلعبون هناك."

yani çocukların orada oynadıklarını hiç fark etmemiştim."

بين الأطفال الأغنياء والفقراء بنسبة 50%.

sadece eğitimdeki farkı %50 kadar azalttı.

انظر ، لقد وجدت هذا لأن الأطفال

Bakın bunu ben buldum çocuklar diye

الذين زاروا هؤلاء الأطفال وتطوعوا ووهبوا،

çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar

حتى الأطفال بإمكانهم قراءة هذا الكتاب.

Çocuklar bile bu kitabı okuyabilir.

لا أعرف كيف أتعامل مع الأطفال.

Çocuklarla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.

لا يحتاج الأطفال غرفًا خاصة بهم.

Çocukların kendi odalarına ihtiyacı yok.

هنالك الكثير من الأطفال في الحديقة.

Parkta bir sürü çocuk var.

الأطفال يحبون الاستماع إلى القصص الخيالية.

Çocuklar masal dinlemeyi sever.

- بعض الأطفال يلعبون ألعاب الفيديو في جميع الأوقات.
- بعض الأطفال يلعبون ألعاب الفيديو في كل الأوقات.

Bazı çocuklar sürekli video oyunu oynar.

كان الأطفال يقضون 45 دقيقة يتحركون ويستمتعون.

Bu yüzden çocukların hepsi 45 dakikayı hareket ederek, koşturarak geçiriyordu.

ولكننا نعلم أن الحكومة لازالت تفرق الأطفال

Ama biliyoruz ki hükûmet hâlâ çocukları ailelerinden ayırıyor

بكوننا مؤهلات للزواج، وقدرتنا على إنجاب الأطفال.

çocuk sahibi olma yeteneğimizle bağlantılı olduğu öğretildi.

ينمو أولئك الأطفال وهم لا يحترمون ذواتهم

Bu çocuklar düşük öz saygı ile büyür

أعلّم الأطفال مهارات حياتية وكيف ينظمون وقتهم.

Çocuklara yaşam becerileri, zaman düzenlemesi öğretiyorum.

أُخبر الأطفال "كونوا واعين بما يحيط بكم"

Çocuklarıma ''Etrafınızdakilerin farkında olun.'' derim.

إذن كيف لنا أن نسمع هؤلاء الأطفال؟

Peki, bu çocukların sesini nasıl duyacağız?

لكني أعلم كذلك أنه لو علمنا الأطفال،

Ama aynı zamanda, çocuklara ebeveynler ve öğretmenlerle

نحن أفضل من الأطفال في تعلّم اللغات.

Bizler dil öğrenmede çocuklardan daha iyiyiz.

الأهمية الثانية هي أن الأطفال لا يخافون.

İkinci avantaj, çocuklar korkusuzdur.

يميلون إلى المخاطرة أكثر من الأطفال والبالغين

daha çok risk alma eğilimde oldukları artık bir sır değil

فلماذا يكون المراهقون أكثر هشاشةً من الأطفال،

o zaman neden ergenler daha gelişmiş bir beyne

يتعلم هؤلاء الأطفال أقل خلال السنة الدراسية.

diğer yıllarda daha az öğreniyorlar.

سجلو ولادة الآف الأطفال في عام 1958

1958'de doğan binlerce bebeğin,

ومن الواضح الآن أن هؤلاء الأطفال المحرومين

ve şimdi bu açıktır ki bu dezavantajlı çocukların

كان جميع الأطفال مثل ابن تلك الأم

bütün çocuklar o annenin evladı gibiydi

حيث يعلم الأطفال المنحدرين من أُسر محرومة

hayatı nasıl tasarlayacaklarını öğreten ''Play For Tomorrow''

وقد كانت الوجوه الصغيرة الحزينة لهؤلاء الأطفال

Çocukların üzgün minik suratları

وعندما بدأت التواصل مع الأطفال بصورة صحيحة،

Çocuklarla doğru dürüst iletişime geçince,

معضم الأطفال الذين أخرجناهم من الدار الأيتام

Yetimhaneden aldığımız çocukların çoğu

لذا إذا استوعبت عدداً كبيراً من الأطفال،

Yani, çok sayıda çocuğu kuruma gönderirseniz

هل تعرف أيًا من الأطفال في الغرفة؟

Odadaki çocuklardan herhangi birini tanıyor musunuz?

سبب انجرار بعض الأطفال المسلمين الصغار في أوروبا

Müslüman gençlerin neden aşırılık ve şiddete yöneldiğini

لجعل هولاء الأطفال يتحركون ويتحركون بنشاط أكبر صباحاً.

hareket etmesi için okulun bir program hazırlamasına yardım ettik.

هؤلاء الأطفال لهم مناعة من ما يحيط بهم.

Etrafındakilere bağışılıkları vardı.

أن هؤلاء الأطفال يجب أن يتعلموا شيئا آخر.

her gün bu çocukların öğrenmesi gereken bir şey oluyordu.

لأن الأطفال ليس لهم الصوت ليتحدثوا عن هذا.

çünkü bu çocukların bunu anlatacak sesleri yok.

لأني أريدكم أن تعيشوا ما يعيشه هؤلاء الأطفال.

çünkü çocuklarımın deneyimlediğini siz de deneyimleyin istiyorum.

مع التعليم، الأطفال يجب أن يتعلموا شيئا آخر.

Eğitimin yanısıra, çocuklara başka bir şeyin öğretilmesi gerek.

حتى من قبل الأطفال الذين يصبحون المثليين أيضاً.

hatta daha sonra eşcinsel olduğunu anlayan çocuklar tarafından bile.

أعتقد أن الأطفال اليوم لا يمكنهم الاستمتاع كثيرًا

şimdiki çocuklar pek bunun keyfini çıkaramıyor sanırım

وهناك لعبة واحدة فقط يلعبها الأطفال في الحي.

ve mahallede çocukların oynaması gereken tek bir oyun kalmıştır geriye

وفي غيابي، كان الأطفال يعانون من إهمال فظيع

Yokluğumda çocuklar o kadar bakımsız kalmışlardı ki

يستحقّ الأطفال الحبّ و الحماية من طرف أمّهاتهم.

Çocuklar, annelerinden sevgi ve korumayı hak ediyor.

هي الأطفال والمراهقين من جانب والعجزة في الجانب الآخر

çocuklar ve gençler, öte yanda yaşlıların uyarılardan en az ihtimalle

كنت أعمل في دول مرض شلل الأطفال فيها شائع،

Çocuk felcinin yaygın olduğu ülkelerde çalışıyordum,

أنا لا أعني أن الأطفال لا يتمتعون بأي منافع

Bu, çocuk olmanın avantajı olmadığı anlamına gelmiyor.

وكانوا يقولون لهؤلاء الأطفال، وبعضهم يبلغ عمره ست سنوات،

Ve o bazıları 6 yaşında olan çocuklara,

لم يكن بمقدور الآلاف من الأطفال الذهاب إلى المدرسة

Binlerce çocuk okula gidemiyordu