Translation of "تعلمت" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "تعلمت" in a sentence and their turkish translations:

تعلمت تقنية جديدة.

Ben yeni bir teknik öğrendim.

تعلمت الكثير منك.

Senden çok şey öğrendim.

أين تعلمت الإنجليزية؟

İngilizceyi nerede öğrendin?

وهل تعلم ماذا تعلمت؟

Ne öğrendim biliyor musunuz?

وبهذه الطريقة تعلمت الألمانية.

Almancayı bu şekilde öğrendim.

وقد تعلمت أن الإجهاد العاطفي

Şunu öğrendim ki duygusal stres

وبتلك الطريقة تعلمت القواعد المجردة.

soyut dil bilgisini bu şekilde öğrendim.

في عام ٢٠١٢، تعلمت الروسية.

2012'de Rusça öğrendim.

‫تعلمت الزحف كالمغاوير‬ ‫في الجيش.‬

Komando sürünmesini orduda öğrenmiştim.

تعلمت ذلك منذ سنوات عديدة.

Bunu çok ama çok uzun zaman önce öğrenmiştim.

لكن الخوارزمية تعلمت ذلك أيضًا.

Fakat algoritma bunu da öğrendi.

تعلمت الكثير عن الحضارة الإغريقية.

Yunan kültürü hakkında çok şey öğrendim.

بمجرد أن تعلمت قبول جسدي وحدوده،

vücudumu ve onun sınırlarını öğrendiğim zaman

لكن خوارزمية Google تعلمت ذلك أيضًا.

Fakat Google'ın algoritması bunu da öğrendi.

أنا قد تعلمت أن أكتب بالأبجدية.

Ebced yazmayı zaten öğrendim.

لأنها تعلمت أنه حتى تكون زوجة جيدة،

çünkü ona "iyi eş materyali"ne sahip olmak için Nijerya'da

كأي طفل أخر، تعلمت كيف تبدو الأسرة.

Her çocuk gibi, bir ailenin neye benzediğini öğrendim.

-تعلمت هذا من المؤرخ نيل أرفين بينتر-

ki bunu da tarihçi Nell Irvin Painter'den öğrendim.

وكلما تعلمت المزيد، كلما أردت التعلم أكثر.

Ne kadar çok bilirseniz, o kadar çok öğrenmek istersiniz.

تعلمت فيها شيئًا مهمًا أود مشاركته معكم.

Bana, sizlerle de paylaşmak istediğim önemli bir şey öğrettiler.

مع مرور الوقت تعلمت بعض الدروس القيمة.

Bu yolda kendime çok değerli dersler çıkardım.

وفي جامعة كولومبيا تعلمت عن نظرية نفسية اجتماعية

Columbia'da "düzenleyici odak" adı verilen

وهذا يعني أني تعلمت التحدث باللغة الخميرية بطلاقة.

"Kimer dilini akıcı olarak konuşmayı öğrendim" dedim.

لكنني تعلمت أيضًا أن الأمر لا يكون هكذا دائمًا.

Fakat bunun her zaman böyle olmadığını da öğrendim.

‫فعلت ما تعلمت العديد ‬ ‫من الفتيات والنساء القيام به.‬

Ben çoğu kız ve kadının yapmayı öğrendiğini yaptım.

أو أنظروا إلى المتنمرة التي تعلمت أن تعتذر لضحيتها.

Mağdur ettiği kişiden özür dileyen zorbaya bir bakın.

تعلمت كيفية ركوب الدراجة عندما كان عمري ست سنوات.

Ben altı yaşındayken bisikletin nasıl sürüleceğini öğrendim..

تعلمت العزف على الغيتار عندما كان عمري عشر سنوات.

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim.

مثلما كنت للعديد من السنوات، إلى أن تعلمت السحر وأصبحت مقبولًا.

tıpkı sihir öğrenip kabul görene dek birkaç yıl benim de olduğum gibi.

تعلمت أن أضع مسافة بيني وبين وجهات النظر التي تحمل الكراهية

ancak kendimi nefret dolu görüşlerden uzaklaştırırken

‫ولكنني تعلمت من خلال الخبرة،‬ ‫وجوب التزام الحذر في النزول بنفسك.‬

Ama deneyimlerime göre biliyorum ki serbest inişte çok dikkatli olmalıyım.

‫تعلمت في الغابة‬ ‫أنه عادة ما تكون الأشياء الصغيرة‬ ‫هي الأكثر فتكاً.‬

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

‫تعلمت في وقت مبكر،‬ ‫إنه في محاولات النجاة، لا تفوّت فرصة ‬ ‫الحصول على بعض البروتين.‬

Hayatta kalmak için protein kaynaklarını hiç pas geçmemeyi erkenden öğrendim.