Translation of "الصبار" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الصبار" in a sentence and their turkish translations:

‫يحتاج الصبار إلى مساعدة ليلية خاصة.‬

Kaktüslere geceleyin özel destek gerekir.

‫كثير من الصبار لا يزهر إلا ليلًا.‬

...pek çok kaktüs sadece gece çiçek açar.

‫وهذا يعني أنه سيقطع الصبار بشكل أسهل.‬

Böylece kaktüsü çok daha kolay bir şekilde keseceğiz.

‫ولكن هذا كان قراراً جيداً ‬ ‫بخصوص الصبار البرميلي.‬

Ama altınfıçı kaktüsü iyi bir karardı.

‫هل نحاول استخراج السوائل من هذه؟‬ ‫أو الصبار البرميلي؟‬

Bundan mı sıvı çıkarmayı deneyelim, altınfıçı kaktüsünden mi?

‫تريدني أن أجرب ‬ ‫خوض حرب مع نبات الصبار البرميلي؟‬

Demek bir altınfıçı kaktüsüyle savaşmamı istiyorsunuz?

‫الصبار البرميلي يحتوي بالفعل ‬ ‫على الكثير من السوائل الجيدة.‬

Böyle bir altınfıçı kaktüsünde bol miktarda iyi sıvı bulunur.

‫لا شيء يعادل سوائل الصبار البرميلي‬ ‫الذي تمتصه عبر  قطعة قماش متعرقة.‬

Terli bir atkıdan geçmiş olan altınfıçı kaktüsü suyu gibisi yoktur.

‫عن استخراجه من هذا الصبار البرميلي الكبير‬ ‫الذي تغطيه هذه الأشواك ‬ ‫وهذه الشعيرات الصغيرة أيضاً.‬

iğne ve minik tüylerle kaplı, yaşlı bir altınfıçı kaktüsüne göre çok daha kolay olacaktır.