Translation of "الدولة" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "الدولة" in a sentence and their turkish translations:

وتلك الدولة هي كوبا.

O ülkelerden biri ise Küba.

أنت عبء على الدولة

Devlete yük oldunuz

قمنا بجمع الأشياء من الدولة.

Devletten bir şeyler topladık.

الأسر الفعالة في إدارة الدولة

devlet yönetiminde etkili aileler

العامل هو لبنة بناء الدولة

işçi bir memleketin yapı taşıdır

المضايقة والاغتصاب في الدولة العثمانية

Osmanlıda taciz ve tecavüze

ترحب مباحث أمن الدولة هنا

SGK karşılıyor işte

انتشرت الشائعة على مدار الدولة.

Söylenti ülke geneline yayıldı.

ستخرج الدولة بعد ست شهور.

O, ülkeyi altı ay içinde terk ediyor.

ألا توجد قناة محايدة في الدولة

yok mu memlekette tarafsız olan bir kanal

أعلنت تلك الدولة حربا ضد جارتها.

Ülke komşusu karşı savaş ilan etti.

نلقي نظرة على ألمانيا تلك الدولة العملاقة

o dev ülke Almanya'ya bir bakın

وخدمات الصحة النفسية في هذه الدولة مدمرة جدا.

ve zihin sağlığı hizmetlerinin çok bozuk olmasına kızgınım.

لأنها تحدد الهيكل الكامل لتجميع البيانات في الدولة،

bir ülkedeki bütün veri topluluğu yapısını;

ولكن بعد ذلك نفد الدواء من صيدلية الدولة،

Ancak bir süre sonra ilaçlar tükendi

مركبات تقوم الدولة بإتلافها أو بيعها، وقمنا بإصلاحها.

Devletin artık ihtiyaç duymayıp satmayı planladığı taşıtları tamir ettik.

لم تقل الدولة أن القوة تعلم هؤلاء المعلمين

devlet zorla o öğretmenlere ders verin demedi

بينما تتعامل الدولة مع أشياء مثل فيروسات التاجية ،

devlet böyle koronavirüs gibi şeylerle uğraşırken

الكثير لم يأخذها حتى. قدمت الدولة الطعام لشعبها

Hatta birçoğu almadı bile. Devlet erzak yardımında bulundu halkına

أسّس السلطان الجديد الدولة على التقاليد التركية والإسلامية

Yeni Sultan devleti Türk ve Müsülman geleneklerine uygun şekilde merkezileştiriyordu.

الدولة وفقدت السيطرة تدريجياً على البلاد بالكامل لتخرج

ülke üzerindeki kontrolünü kademeli olarak tamamen kaybederek,

تمت تجربته من خلال تدمير الدولة وتقسيمها في الماضي

geçmiş yıllarda devleti yıkmakla ve bölmekle yargılanmış bir

إذا وجدت العمل وأخذه إلى الدولة ، فلا توجد عقوبة

eseri bulursanız ve bunu devlete götürürseniz cezası yok

في الواقع ، وجد الناس هذا التكبير بدلاً من الدولة

yani aslına bakarsanız bu Zoom u insanlar buldu devletten ziyade

الدولة لمواطنيها ناهيك عن تحولها لمركزٍ ماليٍ عالميٍ مهم

hatta önemli bir küresel finans merkezine dönüşmesinden bahsetmiyorum

الشواطئ مؤخراً وتعد جزر القمر الدولة العربية الوحيدة المهددة

büyük erozyonu ve adalar. Ay, yeryüzünden tamamen gizlenme tehdidi altındaki tek Arap ülkesidir

تعتبر اليابان الدولة الرائدة عالميا في صناعة التكنولوجيا المتقدمة.

Japonya dünyanın yüksek teknoloji endüstrisinin lideri.

زايد ان اولوية الدولة هي التعليم. بحيث تتمكن البلاد من

, ilk günden itibaren ülkenin önceliğinin eğitim olduğunu açıkladı

الدولة التي تمتلك ما يقارب المئة مليار برميل نفطٍ احتياطي

olan ülke, iki milyar varili aşan yıllık üretiminden bahsetmeye bile

مالية قوية لخزينة الدولة مع صناديق سيادية قادرة على تحريك

yalnızca yaklaşık yüzde otuzunu aktarıyor ve tüm bunlar, kamu parasını

علينا أن نأخذه إلى الدولة حتى لو وجدنا شيئًا مثل هذا

böyle birşey bulduysak bile devlete götürmemiz gerekiyor

تدعي أنها من عام 2036. يقول إنه يعمل من أجل الدولة.

2036 yılından geldiğini iddia ediyor. Devlet için çalıştığını söylüyor.

وتمكنت مع عائلتها من التغلغل في مفاصل الدولة وهي ذاتها التي

ailesiyle birlikte devletin derzlerine sızmayı başaran ve

الدولة ، حارب ضد إسرائيل ، بما في ذلك من خلال أعمال الإرهاب.

devlet, aracılığıyla da dahil olmak üzere, İsrail'e karşı savaştı terör eylemleri.

على العكس ، إذا أخذوها إلى الدولة ، فسوف يحصلون على أموال أكبر بكثير.

Aksine devlete götürseler aslında çok daha büyük paralar alacaklardı

سلطة الدولة في ليبيا كلها بحلول عام الفين واربعة عشر عاد المشير

çatışma arenasına dönüştürdü. 2000 yılına kadar emekli

نشأ الأخوان فلاد ورادو ، أبناء الأمير الواتشي السابق فلاد الثاني دراكول ، في الدولة العثمانية

Eski Eflak prensi 2.Vlad'ın oğulları Vlad ve Radu kardeşler, Osmanlı sarayında soylu bir

فلاد لم ينس هذا حتى بعد سنوات من تركه الدولة العثمانية للانضمام إلى صفوف المجر

Vlad Osmanlı sarayını Macar tarafına katılmak için terk etti. Burada geçirdiği yıllarını hiç unutmayacaktı

هل نحن ذاهبون إلى الأسواق المصابة؟ أم أننا نأمل بشدة في الدولة لأنه ليس لدينا أموال؟

Peki virüslü marketlere mi gideceğiz? Yoksa paramız kalmadığı için çaresiz bir şekilde devletten medet mi umacağız?

في وقت لاحق ، تم إنشاء برج ترامب دون إنفاق ليرة تركية على الجيب بقرض من الدولة.

daha sonrasında devlet kredisiyle cebinden bir TL bile harcamadan Trump Tower kuruluyor