Translation of "الإمساك" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "الإمساك" in a sentence and their turkish translations:

‫لكن عليها الإمساك بواحد أولًا.‬

Tabii yakalayabilirse.

‫لا يمكنه الإمساك بها بنظره.‬

Onları görerek yakalayamaz.

بالطبع لم يتم الإمساك به

tabi ki de yakalanmamak

‫وأذهب وأحاول الإمساك بهذه الأفعى.‬ ‫حسناً.‬

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

إذا تم الإمساك بالحفر فهناك عقوبة

Kazı yaparken yakalanırsanız cezası var

هذا الشخص سيحاول الإمساك به في الهواء

o kişi havada yakalamaya çalışırdı

‫أو سأحاول الإمساك بذيلها،‬ ‫وأبتعد تماماً عن الرأس.‬

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

‫ما أفضل الطرق ‬ ‫لمحاولة الإمساك بهذه الأفعى السامة؟‬

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

‫أو أحاول الإمساك بالذيل، ‬ ‫وأبتعد تماماً عن الرأس.‬

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

‫حسناً، نريد الإمساك به ‬ ‫ووضعه في زجاجة المياه.‬

Tamam, bu ufaklığı alıp onu bu su şişesine koymalıyız.

‫أعرف من خبرتي‬ ‫أن الإمساك بالخراف ليس دائماً سهلاً.‬

Deneyimlerime dayanarak koyun yakalamanın kolay olmadığını biliyorum.

‫ما هي أفضل الطرق ‬ ‫لمحاولة الإمساك بهذه الأفعى السامة؟‬

Bu zehirli sürüngeni yakalamaya çalışmanın en iyi yolu nedir?

‫تستطيع سفن الصيد الإمساك بمئات الأطنان‬ ‫في رحلة واحدة.‬

Trol tekneleri tek seferde yüzlerce ton balık çekebilir.

‫هل تريد أن نجرب الإمساك بخروف‬ ‫وأن نستخدمه في الاستدفاء؟‬

Isınmak için koyun yakalamayı denemek istiyorsunuz demek?

‫هناك فرصة في الإمساك بالأنواع الثلاثة‬ ‫في الوقت المحدود الذي نملكه.‬

sahip olduğumuz sınırlı zamanda üçünü birden yakalama şansımız var.

‫إن كنت ما زلت تعتقد أنه يمكنك ‬ ‫الإمساك بالأفعى المجلجلة من هنا،‬

Hâlâ o çıngıraklı yılanı yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız

‫تمكن فريق مؤلف من 10 أشخاص‬ ‫من الإمساك بألفين أفعى خلال عدة أيام.‬

On kişiydik ve birkaç gün içinde 2.000 tane yakaladık.

‫إن كنت ما زلت تعتقد أنه يمكنك ‬ ‫الإمساك بالرتيلاء من هنا،‬ ‫اختر "أعد المحاولة".‬

Hâlâ bir tarantula yakalayabileceğinize inanıyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.