Translation of "Yıkamak" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Yıkamak" in a sentence and their spanish translations:

Bulaşıkları yıkamak zorundayım.

Tengo que lavar los trastes.

Tom ellerini yıkamak istedi.

Tom quería lavarse las manos.

Kirli çamaşırları yıkamak istedi.

Ella quería lavar la ropa sucia.

Çamaşır yıkamak benim işim.

- Lavar ropa es mi tarea.
- Lavar la ropa es mi tarea.
- Lavar la ropa es mi trabajo.

Onu yıkamak birkaç saatimi aldı.

Me tomó varias horas lavarlo.

Çamaşır yıkamak için zamanım yok.

No tengo tiempo para hacer la colada.

Hava güneşliyken çamaşır yıkamak zorundayım.

Tengo que lavar la ropa ahora que aún está soleado.

Bulaşıkları yıkamak için kimin sırası?

¿A quién le toca lavar los platos?

O, arabayı yıkamak zorunda değil.

Él no tiene que lavar el coche.

O, saçını yıkamak için su kaynatıyor.

Ella hierve agua para lavarse el pelo.

Yapman gereken bütün şey bulaşıkları yıkamak.

Todo lo que tienes que hacer es lavar los platos.

Kim benim kirli arabamı yıkamak ister?

¿Quién quiere lavar mi coche sucio?

Ellerimi yıkamak ve dişlerimi fırçalamak zorundayım.

Tengo que limpiarme las manos y los dientes.

Mike bugün annesinin arabasını yıkamak zorunda değil.

Mike no tiene que lavar el coche de su madre hoy.

Arabayı yıkamak beklediğimizden daha uzun zaman aldı.

Lavar el coche llevó más tiempo de lo que esperábamos.

Tom ellerini yıkamak için sabun ve su kullandı.

Tom usó agua y jabón para lavarse las manos.

Tom arabayı yıkamak zorunda değil. Mary onu zaten yıkadı.

Tom no necesita lavar el auto. Mary ya lo lavó.

Ellerinizi düzenli olarak yıkamak kendinizi hastalıklardan korumak için iyi bir yoldur.

Lavarse regularmente las manos es una buena manera de cuidarse de enfermedades.

- Ona yüz dolara arabamı yıkattım.
- Ona arabamı yıkamak için bir yüz dolar verdim.

Lo hice lavar mi auto por cien dólares.