Translation of "Yüzük" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Yüzük" in a sentence and their spanish translations:

Yüzük lanetli.

El anillo está maldito.

- Bu yüzük çok pahalı.
- Bu yüzük fazla pahalı.

Este anillo es demasiado caro.

- Bu yüzük ne kadar değer?
- Bu yüzük ne kadar eder?
- Bu yüzük ne eder?

¿Cuánto vale este anillo?

Ne güzel bir yüzük!

¡Qué hermoso anillo!

Mary gümüş yüzük takıyor.

María lleva puesto un anillo de plata.

O bir yüzük mü?

- ¿Es eso un timbre?
- ¿Es eso un anillo?

Her parmağında yüzük vardı.

Tenía un anillo en cada dedo.

O, değerli bir yüzük takıyor.

Ella lleva puesto un valioso anillo.

Bu yüzük hiçbir yerde bulunmayacaktı.

El anillo no aparecía en ninguna parte.

Anne kıza bir yüzük verdi.

Mamá le dio un anillo a la niña.

O, odasına döndüğünde elmas yüzük gitmişti.

Cuando ella regresó a su habitación, el anillo de diamantes había desaparecido.

Nişanlısı ona büyük bir yüzük verdi.

Su novio le dio un anillo muy grande.

O yüzük gerçek altından mı yapılmıştır?

¿Ese anillo está hecho de oro auténtico?

Tom Mary'ye bir elmas yüzük vermemeliydi.

Tom no debió haberle dado a Mary un anillo de diamante.

Bir yüzük ve biraz nakit kayıpi

Falta un anillo y algo de efectivo.

Tom evlendi fakat bir yüzük takmadı.

Tom era casado, pero no usaba anillo.

Bu yüzük saf altın mı yapılmış?

¿Este anillo es de oro puro?

O elmas yüzük, bir servete mal oldu.

- Ese anillo de diamantes costaba un ojo de la cara.
- Ese anillo de diamantes costó un ojo de la cara.
- Ese anillo de diamantes costaba un riñón.
- Ese anillo de diamantes costó un riñón.

Bu elmas yüzük benim için çok abartılı.

Este anillo de diamante es muy extravagante para mí.

Benimle evlenmeye karar verdiğinde, bana bir yüzük ver.

Llámame cuando decidas casarte conmigo.

Zengin bir adam olsaydım sana elmas bir yüzük alırdım.

Si fuera un rico, te compraría un anillo de diamantes.

Tom Mary için bir elmas yüzük aldığını hiç kimseye söylemedi.

Tom no le dijo a nadie que había comprado un anillo de diamantes para Mary.

O, onu ona elmas bir yüzük alması için ikna etti.

Ella lo convenció que le comprara un anillo de diamantes.

Tom bir alyans takmıyordu ama Mary onun yüzük parmağında beyaz bir halka fark etti.

Tom no llevaba anillo de boda pero Mary se percató de una marca blanca alrededor de su dedo anular.

Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak.

- La mano tiene cinco dedos: el pulgar, el índice, el medio, el anular y el meñique.
- La mano tiene cinco dedos: pulgar, índice, anular, corazón y meñique.