Translation of "Tahmin" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Tahmin" in a sentence and their spanish translations:

Tahmin et!

¡Adivina qué!

- Bunu tahmin ettin.
- Bunu tahmin ettiniz.

- Lo predijiste.
- Tú lo predijiste.
- Lo predijisteis.
- Vosotras lo predijisteis.
- Vosotros lo predijisteis.
- Usted lo predijo.
- Lo predijo usted.
- Ustedes lo predijeron.
- Lo predijeron ustedes.

- Doğru tahmin ettin.
- Doğru tahmin ettiniz.

Adivinaste bien.

Bu, tahmin edebileceğinizden

Puede ser que sea una solución mucho más eficiente

Tahmin edebileceğiniz gibi,

Como pueden imaginar,

Neredeydim tahmin et.

Adivina dónde he estado.

Tahmin bile edememiştim.

No podía ni imaginármelo.

Bir tahmin yap.

Adivina.

Tahmin etmeye çalış.

Adivina.

Mesafeyi tahmin edemem.

No puedo calcular la distancia.

Ve tahmin edebileceğiniz gibi,

Como se pueden imaginar,

Siz geleceği tahmin etmiyorsunuz;

el futuro no se puede predecir.

Evet tahmin ettiğiniz gibi

Si como lo adivinaste

Tapınak olduğu tahmin ediliyor

Supuse que era un templo

önceden tahmin edebilir miyiz?

podemos adivinar

Ben doğru tahmin ettim.

- Lo adiviné correctamente.
- Acerté.

Tom doğru tahmin etti.

Tom adivinó bien.

Tom yanlış tahmin etti.

Tom adivinó mal.

Kim olduğumu tahmin et.

Adivina quién soy.

Burada olacağını tahmin ettim.

Me imaginé que estarías aquí.

Ne olacağını tahmin edemeyiz.

No se puede prever que pasará.

Tahmin etmeme izin verin.

Déjame adivinar.

O onu tahmin etti.

Él lo predijo.

Onu hiç tahmin etmedim.

Nunca lo habría adivinado.

Kimin kazandığını tahmin et.

Adivina quién ganó.

Onun olacağını tahmin etmiştim.

- Anticipé que eso pasaría.
- Anticipé que eso ocurriría.

Kimse bunu tahmin edemezdi.

Nadie habría sido capaz de anticiparlo.

- Ne yapmak istediğimi tahmin et.
- Ne yapmak istediğimi tahmin edin.

Adivina lo que quiero hacer.

- Tom Mary'nin parolasını tahmin etti.
- Tom Mary'nin şifresini tahmin etti.

Tom adivinó la contraseña de Mary.

Doğru bir şekilde tahmin edemem.

No puedo predecirlo.

Ama beni koklayarak tahmin edebilirsin.

pero puedes adivinarlo al olerme.

Ama tahmin edin ne oldu?

Pero adivinen qué.

Her zaman sorunu tahmin ediyorsun.

Siempre estás esperando problemas.

Onun yaşını tahmin edebilir misiniz?

¿Puedes adivinar su edad?

O, onun kazanacağını tahmin etti.

Él predijo que ella ganaría.

Evini henüz temizlemediğini tahmin ediyorum.

Me imagino que tú todavía no has limpiado la casa.

Benim yaşımı tahmin edebilir misiniz?

¿Puedes adivinar mi edad?

Tomiko benim kilomu tahmin etti.

Tomiko adivinó mi peso.

- Kehanet gerçekleşti.
- Tahmin doğru çıktı.

La profecía se hizo realidad.

Bu hikaye çok tahmin edilebilir.

Esta historia es demasiado previsible.

Bugün kimi gördüğümü tahmin et.

- Adivina a quién vi hoy.
- Adivinen a quién vi hoy.

Ne yaptığımı tahmin edemiyor musun?

¿No adivinas lo que estoy haciendo?

Onun olacağını önceden tahmin edemedim.

No pude anticipar que eso sucedería.

1000 dolar zarar tahmin ettik.

Hemos estimado el daño en mil dólares.

Onun bana söylediğini tahmin et.

Adivina lo que me dijo.

Ben bu olayı tahmin edemezdim.

- Yo no podía prever este evento.
- No podía prever este evento.

çok kızgın olacaklarını tahmin edebiliriz

se sentirán muy enfadados,

Elmasın değerini tahmin edebilir misin?

- ¿Puedes adivinar el valor del diamante?
- ¿Te imaginas cuánto vale el diamante?

Muhtemelen neler olduğunu tahmin edebilirsiniz.

Aunque probablemente adivines qué está pasando.

Tom sonuçları tahmin etmeye çalıştı.

Tom intentó predecir los resultados.

Gerçekten geleceği tahmin edebilir misin?

- ¿Realmente puede predecirse el futuro?
- ¿Realmente puedes predecir el futuro?

Tom onu tahmin etmedi mi?

- ¿No lo había predicho Tom?
- ¿No lo predijo Tom?

Tom'un nasıl hissedeceğini tahmin edemiyoruz.

No podemos predecir cómo se sentirá Tom.

- Biz bin dolarlık zarar tahmin ediyoruz.
- Hasarın bin dolar olduğunu tahmin ediyoruz.

Estimamos los daños en mil dólares.

Şimdi, kaçınız bunu doğru tahmin etti?

¿Cuántos de Uds. han acertado?

Buradaki bazı insanların düşüncelerini tahmin edebiliyorum

Me puedo imaginar que algunas personas aquí piensan

Ve çocuğumuzun bizi seveceğini tahmin edebilelim.

y a nuestros hijos amarnos.

Geleceklerinde ne yattığını tahmin etmek imkânsızlaşıyor.

es imposible predecir qué les deparará el futuro.

Van depremini önceden tahmin eden profesör

Profesor que predijo el terremoto de Van por adelantado

Rus kayıplarının 44.000 olduğu tahmin ediliyor.

Las bajas rusas se estiman en 44.000.

Ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.

- No se sabe qué va a pasar.
- No se puede decir qué va a pasar.

O, tahmin ettiğimden daha çok sadıktı.

Es más leal de lo que había supuesto.

Hava durumu bilimsel olarak tahmin ediliyor.

El clima es pronosticado científicamente.

Max'ın tahmin ettiği gibi, takımımız kaybetti.

Tal como predijo Max, nuestro equipo perdió.

Hiçbir şeyi asla önceden tahmin edemem.

Yo nunca puedo predecir nada.

Sorun geliyor ve bunu tahmin edebiliyoruz

El problema se avecina y podemos predecirlo

Kaç yaşında olduğumu tahmin edebilir misin?

¿Puedes adivinar mi edad?

Onlar bugün için yağmur tahmin ediyorlardı.

Anunciaban lluvia para hoy.

Tom Mary'ye geleceği tahmin edebileceğini söyledi.

Tom ha dicho a María que él podía predecir el porvenir.

- Bil bakalım neredeydim?
- Neredeydim tahmin et.

- Adiviná dónde estuve.
- Adivina dónde he estado.

Bu akşam kim geliyor, tahmin et.

Adivina quién viene esta noche.

Onların gezisinde sorunlar olacağını tahmin ediyorum.

Preveo que ellos tendrán problemas en la expedición.

On vakanın dokuzunu doğru tahmin ettim.

Adiviné bien en nueve de diez casos.

Şifren kolay tahmin edilebilecek şeyler olmasın.

Tu contraseña no debe ser algo fácil de adivinar.

- Bil bakalım, bana ne oldu?
- Bana ne olduğunu tahmin etsene!
- Tahmin et bana ne oldu!

- Adivina qué me pasó.
- Adivinen qué me pasó.
- Adivine qué me pasó.
- Adivina lo que me pasó.
- Adivinad lo que me pasó.
- Adivine lo que me pasó.
- Adivinen lo que me pasó.

çoğu insanı pembe olanı seçeceğini tahmin ettim.

ya que se ha probado que el rosa es un color relajante.

"Evet! Tam da tahmin ettiğim gibi! Evet!"

"¡Tenía razón!

Tahmin edebileceğiniz gibi bunların hiçbiri kolay değil.

Todo esto no siempre será fácil, como se imaginarán.

Ya buzullarımız tahmin ettiğimden daha hızlı eriyorsa?

¿Y si nuestros glaciares se derriten mucho más rápido de lo que anticipo?

Kitaplara ne kadar harcadığını tahmin etmeye çalış.

Calcula cuánto gastas en libros.

Yarın ne olacağını tahmin etmek mümkün değil.

- ¿Quién sabe qué sucederá mañana?
- No se sabe qué va a pasar mañana.
- No se sabe lo que sucederá mañana.

Havanın yarın nasıl olacağını tahmin etmek zor.

Es difícil predecir cómo estará el tiempo mañana.

Bu yıl için %4 enflasyon tahmin ediliyor.

Se pronostica un 4% de inflación para este año.

Bu sabah ne gördüğümü asla tahmin edemezsin.

Nunca adivinarás qué vi esta mañana.

Onun şimdi ne düşündüğünü kimse tahmin edemez.

Nadie puede adivinar lo que él está pensando en este momento.

Depremi önceden tahmin etmek gerçekten mümkün mü?

¿Realmente es posible predecir un terremoto?

Biz bin dolar zarar olacağını tahmin ediyoruz.

Estimamos los daños en mil dólares.

Hava tahmin raporuna göre, yarın kar yağacak.

Según el pronóstico va a nevar mañana.

Depremi önceden tahmin edebileceğimiz günler uzak değil.

Pronto vendrá el día en que seremos capaces de predecir los terremotos.

Bugün başıma gelenleri tahmin edemeyeceğine bahse girerim.

- ¿A que no adivina usted lo que me ha ocurrido hoy?
- ¡Apuesto que no adivinas lo que me sucedió hoy!

Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.

Se hacían muchas conjeturas sobre lo que iba a ocurrir.

Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.

Vas a haber adivinado su significado para el final del capítulo.

Bunun olacağını tahmin edemedim, bu yüzden göreceğiz.

No preví esto, así que ya veremos.

Seninle bu kahrolası tahmin oyunlarını oynamaktan bıktım.

Estoy cansado de jugar a estos malditos juegos de adivinanzas contigo.

Tom Mary'nin yarışı kazanacağını önceden tahmin etti.

Tom predijo que María ganaría la carrera.

Ben senin Tom Jackson olduğunu tahmin ediyorum.

Supongo que eres Tom Jackson.

Sizin Tom'dan daha iyi olduğunuzu tahmin ediyorum.

Supongo que eres mejor que Tom.

Tahmin edeceğiniz gibi o yatta tekrar seyahat etmedim.

Saben, nunca más volví a aquel yate.

Onunla ne istersem yapabilirim ve sonuçları tahmin edebilirim.

podía hacer lo que quisiera con él, y podía predecir mis resultados.