Translation of "Saldırı" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Saldırı" in a sentence and their spanish translations:

Saldırı yoktu.

No hubo agresión.

Saldırı engellendi.

Se impidió el ataque.

- Kaleniz saldırı altında.
- Kalen saldırı altında.

Vuestro castillo está siendo atacado.

Biz saldırı altındaydık.

Estábamos siendo atacados.

Saldırı videoda gösterildi.

El ataque fue mostrado en vídeo.

Siyahi toplumlar saldırı altında,

las comunidades negras han sido atacadas.

Saldırı ve darptan suçlandı.

Él fue denunciado por robo y lesiones.

İlk saldırı hedefi ıskaladı.

El primer ataque no dio al blanco.

Köpek balıkları sürpriz saldırı yapıyor.

Los tiburones tienen el elemento sorpresa.

Askerlere bir saldırı yapması emredildi.

A los soldados se les ordenó que hicieran un ataque.

Onlar zirveye bir saldırı düzenlediler.

Ellos asaltaron la cumbre.

Brezilya ordusu saldırı için hazır.

El ejército brasileño se preparó para el ataque.

Saldırı gece yarısından sonra geldi.

El ataque llegó después de medianoche.

Güney Eflak'da saldırı ve yağmaya başlar

de saqueo y violación en el sur de Valaquia.

Ney, düşmana önemli bir saldırı düzenledi.

Ney dirigió un ataque crucial contra el enemigo.

Şimdi, Hannibal gizlenmiş birliklerine saldırı işareti veriyor.

Ahora, Hannibal da la señal a sus hombres ocultos de atacar. tack.

Fakat hedeflerine yaklaştıkça Romalılar saldırı pozisyonuna geçtiler.

Pero conforme se aproximan a su objetivo deseado, los romanos van a la ofensiva.

Örümcek hızlı bir saldırı ile cevap verir.

La araña responde con un ataque veloz.

Polis bazı uyuşturucu satıcılarına karşı saldırı düzenledi.

La policía condujo una redada contra algunos traficantes de droga.

İşkence sonucu, Kartaca denizcileri Sicilya'ya saldırı planını anlattılar.

Bajo tortura, los marinos revelan detalles sobre el plan cartagines para atacar Sicilia.

...sindirme enzimleriyle düşmanını eritiyor. Başarılı bir karşı saldırı.

y disuelve al enemigo con enzimas digestivas. Un contraataque exitoso.

, adamları yeniden düzenlediler ve başarılı bir saldırı düzenlediler.

reorganizaron a los hombres y lideraron un ataque exitoso.

Soult, düşmanı kafasını karıştıran bir yandan saldırı başlattı.

Soult lanzó un ataque de flanqueo que confundió al enemigo.

13.00 civarı, Napolyon toplu bir saldırı emri verdi

A las 13:00, Napoleón ordenó un ataque general.

Kitbuqa bütün bir saldırı emrini verdi hedefi Baybarsın öncülerini

Kitbuqa ordeno atacar con todo, buscando eliminar a la vanguardia de Baibars antes de que ellos

Küçük paralı asker birliği ile birilikte saldırı için kullanıyor.

el vacío del poder militar dejado por los ejércitos decimados y marcha hacia Valaquia al frente de

Ertesi gün, Lannes ordusu Avusturya merkezine bir saldırı düzenledi,

Al día siguiente, el cuerpo de Lannes lideró un ataque contra el centro austríaco,

... ve daha sonra Aboukir kasabasına başarılı bir saldırı düzenledi.

expedición de Desaix al Alto Egipto ... y luego liderando un exitoso asalto a la ciudad de Aboukir.

Manevra ve saldırı için, birlikler genelde sütun formasyonunu alırdı.

Entonces, para maniobras y ataques, los batallones generalmente formaban una "columna de divisiones".

Bir saldırı varsa bu genellikle yavrusunu koruyan bir annenin tepkisidir.

Cuando ocurre un ataque, generalmente es una madre que protege a su cría.

Görünüşe göre kaotik bir saldırı başladığında Memlükler geriye doğru itiliyordu

Una escaramuza aparentemente caótica surgió mientras a los mamluk se les hacía retroceder.

İlk saldırı dalgası kesildikten sonra, Lannes'ın gönüllü çağrısı cevapsız kaldı.

Después de que la primera ola de asalto fue derribada, el llamado de Lannes a voluntarios quedó sin respuesta.

Tom Mary'ye bir saldırı tüfeğini nerede alabileceğini bilip bilmediğini sordu.

Tom le preguntó a Mary si acaso sabía en dónde podría comprar un rifle de asalto.

Wellington'un pozisyonuna günün geç saatlerine kadar herhangi bir koordineli saldırı başlatamadı.

pudo lanzar ningún ataque coordinado contra la posición de Wellington hasta el final del día.

Cocks işte bu yüzden, sebepsiz ve intikam amaçlı toplu saldırı hikâyelerine inanmıyor.

Por eso Cocks es escéptico de las historias sobre ataques a grupos sin provocación y por venganza.

Maharbal, Hannibal'ın ikinci komutanı onları karşılamak üzere hareket edip, sürpriz bir saldırı düzenliyor.

Maharbal, el segundo al mando de Hannibal, cabalgó para encontrarlos, lanzando un ataque sorpresa.

Ve 13 Haziran, ilk saldırı ile ilgili Tek bir ölçekleme merdiven kolayca püskürtüldü.

Y el 13 de Junio, su primer asalto con tan solo una escala fue repelido fácilmente.

- Saldırı en iyi savunma şeklidir.
- En iyi savunma saldırıdır.
- En iyi müdafaa hücumdur.

La mejor defensa es un buen ataque.

Tartışmalı filminin gösterime girmesinin ardından saldırı ve aşağılamalara maruz kalıp en sonunda öldürüldü.

Tras del lanzamiento de su obra controvertida; él fue acosado, avergonzado y eventualmente asesinado.

Açık bir savaşa zorlayamayacak halde olan Hannibal için Arretium'a yapılacak bir saldırı söz konusu değil.

Sin ser capaz de forzar una batalla bierta, para Hannibal, un asalto en Arretium está fuera de discusión.

Kuşatma ve yok etme umuduyla sürpriz bir saldırı başlattı . Ney, dörde bir üstündeydi, harika bir mücadele geri çekildi ve

Ney, superado en número cuatro a uno, llevó a cabo una brillante retirada de combate y escapó de