Translation of "Iklim" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Iklim" in a sentence and their spanish translations:

İklim değişiyor.

El clima está cambiando.

- Buradaki iklim ılımandır.
- Burada iklim ılımandır.

El clima está templado.

İklim değişikliğinden bahsetmiyorum.

Y no me refiero al cambio climático.

İklim değişikliğinden kaynaklanan

Una de las soluciones más importantes

İklim değişikliği gerçekleşiyor,

El cambio climático está sucediendo,

Ülkenizde iklim nasıl?

¿Cómo es el clima en tu país?

İklim çok ılıman.

El clima es muy templado.

Sorun, iklim değişikliği değil.

El cambio climático no es el problema.

İklim krizi zaten çözüldü.

Pero la crisis climática ya ha sido resuelta.

Ben bir iklim bilimciyim,

Soy científica del clima,

İklim değişikliği hepimizi öldürmezse

--si no nos mata el cambio climático,

Bir iklim devriminden bahsediyoruz.

en una cantidad mínima de tiempo.

Panik haldeki iklim aktivistleri

Activistas climáticos alarmados

İklim eyleminin yeni psikolojisi

La nueva psicología de la acción climática

İşte, iklim hakkındaki gerçekler.

Así que aquí van algunos datos sobre el clima.

İklim onun sağlığını etkiledi.

El clima afectó su salud.

Buradaki iklim Hokkaido'daki gibidir.

El clima de aquí se parece al de Hokkaido.

İklim nemli ve sıcak.

El clima es húmedo y cálido.

Senin ülkende iklim nasıl?

¿Qué tiempo hace en tu país?

Bu ülkede iklim ılımandır.

El clima es suave en este país.

Hızlı iklim değişimi denen şeydi.

Fue lo que conocemos como un cambio de clima rápido.

İklim aktivisti olacağımı hiç düşünmemiştim.

Nunca planeé convertirme en activista climática.

Bizzat Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'na,

Yo misma quería ir a la Conferencia del Clima de la ONU,

İklim için okulu boykot ettim.

Hice una huelga escolar por el clima.

İklim felaketinden otoriteryen rejime kadar

Desde las catástrofes climáticas hasta el autoritarismo,

Birlikte iklim değişikliğine karşı savaşmalı,

para combatir el cambio climático juntos,

Doğayla, doğanın değişimiyle, iklim değişikliğiyle

O los flujos de la naturaleza, el cambio climático.

iklim değişikliği için derin dekarbonizasyon

como la "descarbonización" profunda para el cambio climático

iklim değişikliğiyle değişmiş bir dünya

un mundo alterado por el cambio climático

İklim değişikliğine çare bulabilir miyiz?

¿Podemos corregir el cambio climático?

iklim değişikliği ve toprak bozunumu.

el cambio climático y la degradación del suelo.

Büyük türleri ormanları etkileyecek iklim

tipos más grandes de ellos no sobrevivirán en el año 2000 como resultado de

Londra Tokyo'dan iklim olarak farklıdır.

El clima de Londres es diferente del de Tokio.

Buradaki iklim Tokyo'dakinden daha ılıman.

El clima aquí es más suave que el de Tokio.

Senin en sevdiğin iklim nedir?

¿Cuál es tu clima favorito?

Burada iklim İngiltere'ninkinden daha hafif.

El clima aquí es más suave que el de Inglaterra.

Japonya'da iklim İngiltere'dekinden daha ılımandır.

El clima en Japón es más templado que en Inglaterra.

İklim değişikliği bir aldatmaca değildir.

El cambio climático no es una patraña.

Bu, iklim nezihleştirme rantına neden olacak

Esto causará fases de gentrificación climática,

Insanlar iklim değişikliği yüzünden göç ediyor

la gente está migrando debido al cambio climático,

Denklik konusundan veya iklim adaletinden bahsetmiyor.

que es absolutamente necesario para que funcione a una escala global.

Şu an iklim değişikliği dursa bile

Incluso si el cambio climático se detuviera ahora mismo,

İklim, küresel bir kriz noktasına ulaştı.

El clima ha llegado a un punto de crisis mundial.

Onlara iklim değişikliğinin önemini anlatmak istiyorum."

Quiero hablar con ellos del porqué es importante el cambio climático".

Ve dünyayı iklim aktivistleri ile donatalım.

inundemos el mundo con activistas por el clima.

Ancak uzun süreli iklim dengesi tuhaf,

Pero la estabilidad climática a largo plazo es extraña,

Bir iklim aktivisti her denemeyi okuyan

Un activista climático no es una persona que ha leído cada estudio

, iklim sonsuza dek değişecek. WordPress sitesi

resto de la Bekaa, el clima cambiará para siempre. El sitio de WordPress

- İklim değişti mi?
- Ortam farklılaştı mı?

¿Ha cambiado el clima?

Deniz seviyesinin yükselmesi beklentisiyle gerçekleşen iklim nezihleştirmesi

La gentrificación climática que ocurre en previsión de aumento del nivel del mar

Sayıları giderek artan iklim mültecileri de görüyorum.

Cada vez más, también me encuentro con refugiados climáticos.

İklim değişikliğine karşı küresel savaşa önderlik etmeleri.

Liderar la lucha global contra el cambio climático,

Ve iklim değişikliğini düzenlemede yardım ettiği düşünülüyor.

y la sugerencia es que han ayudado a moderar el cambio climático.

Sonsuzluk için iyi huylu kalan bir iklim.

un clima que permanece benigno por eones...

İnsanlar iklim değişikliğinin hızla ilerlediği haberlerini duyduklarında

Cuando las personas escuchan noticias sobre el clima que les llega directamente,

iklim değişimiyle mücadele etmek, Atlantik'i geçmeye hazır.

está lista para cruzar el Atlántico en una misión para luchar contra el cambio climático.

Ve şimdi bir iklim aktivisti olarak huzurlarınızda bulunuyor,

y ahora, estando aquí como activista climática,

İklim değişikliğine karşı ayakta durabilmek için birlikte çalışmalıyız.

Para combatir el cambio climático, tenemos que trabajar juntos.

Hatta iklim biliminin kendisinden şüphe etmek bile isteyebilirim.

O, podría incluso querer dudar de la ciencia climática en sí.

Neyse ki, toprak bozunması ve iklim değişikliği olan

Por suerte, también puedo decirles que hay una solución

Olan zürafaların ana besin kaynağını ortadan kaldıran iklim

climáticos que han eliminado la principal fuente de alimento de las jirafas, que son los

Dünya'daki iklim şartları gittikçe daha düzensiz bir hâl aldıkça

Como las condiciones climáticas en el mundo son cada vez más erráticas,

İklim bozukluğu ile baş etmenin önündeki en büyük engel

Ya ven, el mayor obstáculo para encarar los problemas del clima

iklim değişikliği gibi bir şey neden önemli bir sorun,

de por qué el cambio climático es un problema tan serio,

Kaynaklanan iklim değişikliği nedeniyle hızla değişecek . 12 Aralık 2000

mundo cambiará rápidamente debido al cambio climático derivado del

, iklim değişikliğiyle mücadelede hala tarihi bir gün olmasına rağmen,

calentamiento global. Aunque el 12 de diciembre de 2000

Ormansızlaşmanın azaltılması, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için tek yoldur.

Reducir la deforestación es una manera de mitigar los impactos del calentamiento global.

Zamanımızın en acil meydan okumalarından biri de iklim değişikliği.

Uno de los desafíos más urgentes de nuestro tiempo es el cambio climático.

Şimdi iklim göçü için plan yapmaya başlarsak ne anlama gelir?

¿Qué pasaría si comenzamos con el plan de migración climática ahora?

Çoğu iklim bilimci veya çevreci siyasetçi bile dünyanın her yerine

Incluso la mayoría de los científicos climáticos o políticos verdes

Bağlayıcı ilk küresel anlaşma olan Paris İklim Anlaşması'nın imzalanmasından sonra

vinculante para reducir las emisiones para mantener la tasa de calentamiento global

Belki ağlıyor. Karbondioksitten sonra iklim üzerinde en büyük etkiye sahiptir

llorando. Tiene la mayor influencia en el clima después del

İklim değişikliğinin yaşamlarımızı nasıl etkileyeceğini anlamaya acil bir ihtiyaç var.

Se requiere urgentemente entender como los cambios climáticos afectarán nuestras vidas.

Küresel ısınma nedeniyle iklim değişikliklerinin devam etmesi yaklaşık seksen yıl sonra

cuando el agua del mar se arrastrará debido al derretimiento del hielo de los polos para destruir a la

. Gezegendeki her organizma gibi hayvanlar da iklim değişikliğine karşı bağışık olmayacak

mundo. Los animales, como todos los organismos del planeta, no serán inmunes al

Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.

Como el clima aquí es muy templado, nieva muy rara vez, incluso en invierno.

Mary geleceğe gitti ve iklim değişikliğinin dünya üzerindeki tüm yaşamı tahrip ettiğini gördü.

Mary viajó al futuro y descubrió que el cambio climático había destruido toda la vida sobre la Tierra.

. Arı sayısının her geçen gün azalması ve iklim değişikliklerinin bir sonucu olarak nesli tükenme

próximo. En conjunto con la disminución del número de abejas diarias y ante la amenaza de

İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.

El cambio climático, la guerra civil, las dificultades financieras y el caos infraestructural han causado todos ellos turbulencias en este país.

Bir karbon ayakizi bizim faaliyetlerimizin bir sonucu olarak ürettiğimiz karbondioksit kirlenmesinin miktarıdır. Bazı insanlar iklim değişikliğinden endişeli olduğu için karbon ayakizlerini azaltmaya çalışıyorlar.

Una huella de carbono es la cantidad de contaminación de dióxido de carbono que producimos como producto de nuestras actividades. Algunas personas intentan reducir su huella de carbono porque están preocupados acerca del cambio climático.