Translation of "Kentte" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Kentte" in a sentence and their spanish translations:

Kentte popülerlik kazandı.

- Ella alcanzó popularidad en la ciudad.
- Ella logró popularidad en la ciudad.

Küçük bir kentte büyüdü.

Él creció en una ciudad pequeña.

Bu kentte yaşamayı planlıyorum.

Planeo vivir en la ciudad.

Ben bu kentte yaşamıyorum.

No vivo en esta ciudad.

Bir kentte yaşamak istiyorum.

Yo quiero vivir en una ciudad.

Bu kentte birçok köprü var.

Hay muchos puentes en esta ciudad.

Biz onun kentte yaşadığını biliyoruz.

Sabemos que ella vive en la ciudad.

Büyük bir kentte yaşamak isterim.

Quiero vivir en una gran ciudad.

Geçen gün kentte eski komşuma rastladım.

El otro día me encontré con mi antiguo vecino en la ciudad.

İspanya'nın güneyindeki büyük bir kentte yaşar.

Él vive en una gran ciudad en el sur de España.

Bu kentte Hristiyandan çok Müslüman var.

En esta ciudad hay más musulmanes que cristianos.

Bu kentte 249 tane mahalle var.

En esta ciudad hay 249 barrios.

Gustavo'nun bu kentte hiç arkadaşı yok.

Gustavo no tiene ningún amigo en esta ciudad.

Kentte yalnızca bir tane sinema vardı.

- Había solo un cine en la ciudad.
- Solo había un cine en la ciudad.

Eski kocam artık bu kentte yaşamıyor.

Mi ex-esposo ya no vive más en esta ciudad.

Kentte birkaç büyük ahşap eski ev vardı.

Había algunas grandes y viejas casas de madera en el pueblo.

Bu kentte üç tane güzellik salonu var.

En esta ciudad hay tres salones de belleza.

- Şehirde yaşamak istiyor.
- O, kentte yaşamak istiyor.

Quiere vivir en la ciudad.

ırkçı sayılabilecek bir kentte cılız siyahi bir çocuktum.

delgadito, negro, en una ciudad algo racista,

Onlar bu kentte haftada kaç kez çöp topluyorlar?

¿Cuántas veces a la semana se recoge la basura en esta ciudad?

- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.

Vivimos en una hermosa ciudad.

- Çok turist var kasabada.
- Şehirde birçok turist var.
- Kentte çok sayıda turist var.

Hay muchos turistas en la ciudad.

- Biz güzel bir şehirde yaşıyoruz.
- Güzel bir kentte yaşıyoruz.
- Güzel bir şehirde yaşıyoruz.

Vivimos en una hermosa ciudad.