Translation of "Kaybetmiş" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Kaybetmiş" in a sentence and their spanish translations:

Kimliğini kaybetmiş benliğini kaybetmiş ahlakını ise hiç

la identidad que ha perdido su identidad y la moral que ha perdido su identidad

Onu kaybetmiş olmalıyım.

Debo de haberlo perdido.

Kendimi kaybetmiş hissediyorum.

Me siento perdido.

Anahtarlarını kaybetmiş olamaz.

Él no puede haber perdido sus llaves.

O, yolunu kaybetmiş olabilir.

Él tal vez se perdió.

İştahımı kaybetmiş gibi görünüyorum.

- Me parece que se me fueron las ganas de comer.
- Me parece que se me fue el apetito.

Onlar oyunu kaybetmiş olamazlar.

No pueden haber perdido el partido.

Anahtarımı yolda iken kaybetmiş olmalıyım.

- He de haber perdido mi llave en el camino.
- Se me debe haber caído la llave en el camino.

Birkaç pound kaybetmiş gibi görünüyorsun.

Parece que has perdido unas cuantas libras.

O karabatak uçma yeteneğini kaybetmiş.

- Ese cormorán perdió la capacidad de volar.
- Ese cormorán perdió la capacidad para volar.

Tom anahtarını kaybetmiş olmasından korkuyordu.

Tom tenía miedo de haber perdido su llave.

Biletimi bulamıyorum. Onu kaybetmiş olmalıyım.

No encuentro mi boleto. He de haberlo perdido.

Tom anahtarını kaybetmiş gibi görünüyor.

Tom parece haber perdido su llave.

Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.

La hembra aislada perdió la batalla con los leones.

Kazada ebeveynlerini kaybetmiş kıza başsağlığı bile dileyemedim.

No pude más que compadecer a la chica que había perdido a sus padres en el accidente.

- O, şemsiyesini yine kaybetmiş.
- Şemsiyesini gene yitirdi.

Él volvió a perder su paraguas.

O, kırk yaşındayken enerjisini kaybetmiş olduğunu söyledi.

Él dijo haber perdido su vigor a los cuarenta.

Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.

Muchos habían perdido sus brazos o piernas.

İslamın merkez gücü olmayı kaybetmiş olan Abbasi Halifesi

El califato Abbasid, aunque ya no era más el centro del poder político en el mundo islámico,

- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.

- Cuando llegué a casa, me di cuenta de que había perdido la cartera.
- Cuando llegué a casa, me di cuenta de que había perdido la billetera.