Translation of "Kara" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Kara" in a sentence and their spanish translations:

Kara benzer.

Parece nieve.

Yağmur kara dönüştü.

La lluvia se convirtió en nieve.

Onların yüzünü kara çıkarmıştım,

Me sentí como si los hubiera defraudado

Kara benziyor değil mi?

Parece nieve, ¿verdad?

Kara bulutlar yağmurun belirtisidir.

Nubes oscuras son señal de lluvia.

O bir kara delik.

- Es un agujero negro.
- Es un hoyo negro.

Tom kara büyü uyguluyor.

Tom practica magia negra.

Gökyüzü kara bulutlarla dolu.

El cielo está cubierto de nubes negras.

Kara kedi uğursuzluk getirir.

Los gatos negros traen mala suerte.

Ben kara mizahı sevmiyorum.

Detesto el humor negro.

Tom yüzümü kara çıkardı.

Tom me defraudó.

Kara kedileri sever misin?

- ¿Te gustan los gatos negros?
- ¿Le gustan los gatos negros?

Tom yüzümü kara çıkardı ve ayrıca Mary'nin yüzünü de kara çıkardı

Tom me decepcionó y también a María.

Kara ve güneşi görmek istiyorum.

Quiero ver la tierra y el sol.

Arabası diz boyu kara gömüldü.

Su coche estaba estancado en nieve que alcanzó hasta sus rodillas.

Denizin başladığı yerde kara biter.

La orilla acaba ahí donde comienza el mar.

Senin kara bir gözün var.

Tienes un ojo morado.

Bahçede bir kara planaryası buldum.

Encontré una planaria terrestre en el jardín.

Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.

No soy capaz de distinguir una rana de un sapo.

Hava, kara bulutlar ile kaplanıyor.

El cielo está cubierto por nubes grises.

- Tencere dibin kara seninki benden kara.
- Benzer benzeri çeker.
- Kişi kendinden bilir işi.

¡El que lo dice lo es!

- Koyu bulutlar yağmura işaret eder.
- Kara bulutlar yağmurun belirtisidir.
- Kara bulutlar yağmur habercisidir.

Nubes oscuras son señal de lluvia.

Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.

Puedo hacerla en la nieve, será visible desde el aire.

Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.

Las noches oscuras deberían facilitar las cosas.

Babam kara yolları idaresinde çalışmaya başlamış.

Mi padre entró a trabajar en Vialidad,

üstelik bir kömür kadar kara aslında

y en realidad es tan negro como el carbón

şimdi dünya üzerindeki kara parçası bütündü

ahora la tierra en la tierra estaba entera

Peki kara böcekli suşisi olan restoran?

¿El restaurante con sushi de cucaracha?

En son ne zaman kara dokundun.

¿Cuándo fue la última vez que tocaste nieve?

Galaksimizin merkezinde bir kara delik var.

Hay un agujero negro en el centro de nuestra galaxia.

Kara Orman pastası doğal bir afrodizyaktır.

- La tarta Selva Negra es un afrodisíaco natural.
- El postre selva negra es un afrodisíaco natural.

Kara Orman keki doğal bir afrodizyaktır.

El postre selva negra es un afrodisíaco natural.

Bu sabah uyandığımda, yağmur kara dönmüştü.

Cuando me he levantado esta mañana, la lluvia se había convertido en nieve.

Şu kara bulutlar muhtemelen yağmur getirecek.

Esas nubes oscuras probablemente traigan la lluvia.

Şu kara bulutlara bak. Yağmur yağacak.

Mira esas nubes negras. Va a llover.

Kara kedilerin kötü şans getirdiklerine inanmıyorum.

No creo que los gatos negros den mala suerte.

Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.

Los elefantes son los animales terrestres más grandes del mundo.

Tom Mary'nin yüzünü kara çıkarmak istemiyor.

Tom no quiere decepcionar a Mary.

Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim.

He oído que Tom compra cosas en el mercado negro.

Odamda büyük bir kara dul örümceği var!

¡Hay una enorme araña viuda negra en mi habitación!

Bir kara tahta, siyah olmak zorunda değildir.

- Una pizarra no tiene que ser necesariamente negra.
- Una pizarra no tiene por qué ser negra.

Filler bugün yaşayan en büyük kara hayvanlarıdır.

Les elefantes son los mayores animales terrestres vivos actualmente.

Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemiyorum.

No soy capaz de distinguir una rana de un sapo.

(Senin) Davranışların ailemizin üzerine kara leke getirdi.

Tu conducta trajo la desgracia a nuestra familia.

Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemem.

No soy capaz de distinguir una rana de un sapo.

Ne karanlıkta yat ne de kara düş gör

ni mientas en la oscuridad ni sueñes negro

- Benim yüzümü kara çıkarma.
- Beni hayal kırıklığına uğratma.

- No me decepciones.
- No me defraudes.
- No me desilusiones.

Birkaç gün önce yaptığın gibi yüzümü kara çıkarma.

No me decepciones como el otro día.

- Kara kedileri sever misin?
- Siyah kedileri sever misin?

- ¿Te gustan los gatos negros?
- ¿Le gustan los gatos negros?

Tom Mary'nin kara biberi nereden alacağını bildiğini düşündü.

Tom pensó que Mary sabía en dónde comprar pimienta negra.

Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.

La tecnología ha abierto nuevas ventanas en la caja negra de nuestra mente.

Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,

Incluso cuando cavo un poco buscando nieve más compacta,

Toprak, sadece kara parçasının yüzeyini kaplayan ince bir örtü

El suelo es solo un fino velo que cubre la superficie de la tierra,

Kara ve buza karşı çekiyor ve bu da beni tutacaktır.

irá en contra de la nieve y del hielo, y resistirá.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Pronto, la leona perderá las ventajas que traen las noches oscuras.

Dünya'nın en büyük kara memelisi şehrin tam göbeğinden geçip gidiyor.

El mamífero terrestre más grande del mundo se desliza por el centro de la ciudad.

Bazı insanların neden kara kedilerin uğursuz olduğunu düşündüğünü merak ediyorum.

Me pregunto por qué algunas personas piensan que los gatos negros dan mala suerte.

- Seni yüzüstü bırakmayacağım.
- Yüzünü kara çıkarmayacağım.
- Seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.

No te decepcionaré.

Şu an pek çok insan beyni bir kara kutu gibi düşünüyor,

La mayoría de gente piensa en el cerebro como una caja negra,

Yağmur ormanlarında diğer kara parçalarına oranla daha fazla yeni türe rastlanmaktadır.

Se descubren más especies nuevas en la selva que en cualquier otro lugar.

Bu kara ayılar, kış uykusuna yatmadan hemen önce kendilerini şehre atıyor.

Justo antes de hibernar, estos osos negros visitan el centro.

Karbon ayrılması olarak bildiğimiz bir işlem ile kara parçaları ve denizler

está siendo absorbido por la tierra y los mares

Uzun kara kış sonunda bitti ve yerini yumuşak ılıman bahara bıraktı.

El invierno, largo y cruel, por fin terminó, dejando lugar a una suave y templada primavera.

- Kimin konuştuğuna bak.
- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Konuşana bak hele.
- Diyene de bakın.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

Mira quién habla.

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

Mientras la luna sigue menguando, ella debe aprovechar al máximo las noches más negras.

Vampir yarasalar en çok en kara gecelerde harekete geçer. Karanlıkta kan peşindedirler.

Los murciélagos vampiros son más activos en las noches más oscuras. Buscan sangre en la oscuridad.

- Güneş kara bulutların arkasında yok oldu.
- Güneş yağmur bulutlarının arkasında gözden kayboldu.

El Sol se ocultó completamente detrás de las nubes.

- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

Un amigo en la necesidad es un amigo de verdad.

Kara delikler ve solucan delikleri bunların kısa yolu gibi bir şey yani kısa yol sekmesi gibi yine

Los agujeros negros y los agujeros de gusano son como atajos de ellos, como una pestaña de atajo nuevamente