Translation of "Jim" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Jim" in a sentence and their spanish translations:

Jim Kanadalıdır.

Jim es canadiense.

Jim nerede?

¿Dónde está Jim?

- Onu Jim diye çağırırlar.
- Ona Jim derler.

- Ellos lo llaman Jim.
- Le llaman Jim.

Jim doktoru seviyor.

A Jim le gusta el médico.

Jim sözünün adamı.

Jim es un hombre de palabra.

Jim bahçeyi suluyor.

Jim está regando el jardín.

Jim elini kaldırdı.

Jim levantó la mano.

Jim bugün gelmeyecek.

- Jim no vendrá hoy.
- Hoy no vendrá Jim.

Jim Londra'ya gitti.

Jim se ha ido a Londres.

Jim henüz gelmedi.

Jim no ha venido todavía.

Jim kapıyı açar.

Jim abre la puerta.

Pencereyi kapa, Jim.

Cierra la ventana, Jim.

Jim, pencereyi kapat.

Jim, cierra la ventana.

Tom Jim kadar uzundur.

Tom es tan alto como Jim.

Jim, derhal hastaneye yatırılmalı.

Jim debe ser hospitalizado inmediatamente.

Jim için çikolata aldım.

Compré chocolate para Jim.

Jim araba sürmeyi öğreniyor.

Jim está aprendiendo a manejar.

Jim hemen hastaneye gitmelidir.

Jim debe ir inmediatamente al hospital.

Jim mektubu Betty'ye yazdı.

Jim le escribió la carta a Betty.

Onu Jim diye çağırırlar.

- Ellos lo llaman Jim.
- Le llaman Jim.

Jim dün Paris'ten ayrıldı.

- Jim dejó París ayer.
- Jim se fue ayer de París.

Jim kadar hızlı koşarım.

Corro tan rápido como Jim.

Jim henüz eve dönmedi.

Jim todavía no ha vuelto a casa.

Jim henüz eve gelmedi.

Jakob todavía no ha venido a casa.

Jim kadar hızlı koşamam.

No puedo correr tan rápido como Jim.

Jim Japonya'yı sevmeyi öğrendi.

A Jim ha sabido gustarle Japón.

Jim zorlanmadan sorumu yanıtladı.

Jim respondió mi pregunta sin dificultad.

Jim öfkesine hâkim olabildi.

Jim fue capaz de contener su enojo.

Jim sınavı geçmekle öğünüyor.

Jim se jactó de haber aprobado el examen.

Jim bana korkak dedi.

Jim me llamó cobarde.

Jim davul çalmayı seviyor.

A Jim le gusta tocar la batería.

Jim okula otobüsle gider.

Jim va al colegio en bus.

Jim Julie'yi kolundan yakaladı.

- Jim agarró por el brazo a Julie.
- Jim cogió a Julie por el brazo.

Jim James'in kısa şeklidir.

- Jim es la abreviatura de James.
- Jim es el diminutivo de James.

Jim benim evimde kaldı.

Jim se quedó en mi casa.

Partiye Jim de geliyor.

Jim también viene a la fiesta.

Jim elma sevmez, değil mi?

A Jim no le gustan las manzanas, ¿verdad?

Jim kız arkadaşını çok seviyor.

Jim está loco por su novia.

Keşke Jim kendisi gibi davransa.

Ojalá Jim se portara bien.

Jim, ona piyanoda eşlik etti.

Jim la acompañó en el piano.

Jim onunla aynı yıl doğdu.

Jim y él nacieron el mismo año.

Jim öğretmenin yanılabileceğini öne sürdü.

Jim insinuó que el profesor podía estar equivocado.

Jim kendi görüşünde ısrar ediyor.

Jim insiste en su opinión.

Jim sınavda kopya çekerken yakalandı.

Pillaron a Jim copiando durante el examen.

Jim bana bir taksi çağırdı.

Jim me pidió un taxi.

Jim kardeşi kadar sıkı çalışır.

Jim estudia tan duro como lo hace su hermano.

Jim eskiden olduğu gibi değil.

Jim no es lo que solía ser.

Jim ile konuşan kız Mary'dir.

La chica hablando con Jim es Mary.

Jim hiç yurt dışında bulunmadı.

Jim no ha ido nunca al extranjero.

- Jim bütün gün çok garip davrandı.
- Jim, tüm gün çok tuhaf davrandı.

Jim se comportó muy extraño todo el día.

Ne zamandan beri Jim Robinson'u tanıyorsunuz?

¿Desde cuándo conoces a Jim Robinson?

Jim onun kime telefon ettiğini duyabiliyordu.

Jim pudo oír a quien ella llamo .

Jim neşeyle ıslık çalarak arabasını sürdü.

Jim conducía su coche, silbando alegremente.

Jim tekrar gelmeyeceğine bana söz verdi.

Jim me prometió no venir otra vez.

Jim yedi trenini kaçırmış gibi görünüyordu.

Parecía que Jim había perdido el tren de las siete en punto.

- Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.
- Jim, bir avukat değil, ama bir doktordur.

- Jim no es abogado, es médico.
- Jim no es abogado, sino médico.

Jim arkadaşlarının herhangi birinden daha uzun boylu.

Jim es el más alto de todos sus amigos.

Jim dışarı gitti, ama Mary evde kaldı

Jim salió, pero Mary se quedó en casa.

Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.

Jim dijo que no le importaría esperarnos.

Jim değişim öğrencisi olarak Japonya'da bizimle kaldı.

Jim vivió con nosotros mientras estuvo en Japón como estudiante de intercambio.

Jim onunla tanışır tanışmaz Mary'ye âşık oldu.

Jim se enamoró de Mary en el momento en que la conoció.

Kollarını bağlamış olarak Jim tek başına oturuyordu.

Jim se sentó solo con sus brazos cruzados.

Jim ve Nancy'nin nerede olduklarını biliyor musunuz?

¿Sabes dónde están Jim y Nancy?

O, odaya girdiğinde biz Jim hakkında konuşuyorduk.

Habíamos estado hablando de Jim cuando entró al cuarto.

Jim bebeği uyandırmamak için odaya sessizce girdi.

Jim entró a la habitación sin hacer ruido para no despertar al bebé.

Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.

- Jim no es abogado, es médico.
- Jim no es abogado, sino médico.

Jim, bir avukat değil. O bir doktor.

- Jim no es abogado, es médico.
- Jim no es abogado, sino médico.

Jim buzlu caddede kaydı ve kendini incitti.

Jim se resbaló en la calle congelada y se lastimó.

- Jim yolu geçmeden önce sola ve sağa baktı.
- Jim caddeyi geçmeden önce sağ ve sol taraflara baktı.

Jim miró a la izquierda y a la derecha antes de cruzar la calle.

- "O kim?" " O Jim."
- "O kimdir?" "O Jim'dir."

- "¿Quién es él?" "Es Jim."
- "¿Quién es?" "Es Jim."

Sadece Jim değil, annesi ve babası da hasta.

No solo Jim, su padre y su madre también están enfermos.

Jim yolu geçmeden önce sola ve sağa baktı.

Jim miró a izquierda y derecha antes de cruzar la calle.

Jim henüz yolun sol tarafında sürmeye alışkın değil.

Jim todavía no está acostumbrado a conducir por la izquierda.

Jim kalemini düşürdü ve onu almak için eğildi.

Jim botó su bolígrafo y se agachó a recogerlo.

Jim liseden mezun olduğundan beri iki yıl geçti.

Han pasado dos años desde que Jim se graduó de la secundaria.

Jim kızlarla arkadaşlık yapma sanatını biliyor gibi görünüyor.

- Jim parece conocer el arte de conocer muchachas.
- Jim parece conocer el arte de hacerse amigo de las muchachas.

Jim, benim kompozisyonumda bazı dil bilgisi hatalarına dikkat çekti.

Jim me ha señalado algunos errores gramaticales en la redacción.

Jim haftada en az üç kez koşmaya gittiğini söylüyor.

Jim dice que hace footing al menos tres veces a la semana.

Jim, her ne pahasına olursa olsun her zaman beladan kaçınır.

- Jim siempre se aleja de los problemas a toda costa.
- Jim siempre rehúye los problemas por cualquier medio.

Jim bana geçen hafta yazdı ve iki aylığına geri döndüğünü söyledi.

Jim me escribió la semana pasada y me dijo que había vuelto hace dos meses.

Onun Komuta Modülü Pilotu, Borman'ı çoğundan daha iyi tanıyan Jim Lovell'di - Gemini 7'de,

Su piloto del módulo de mando era Jim Lovell, quien conocía a Borman mejor que la mayoría: en Gemini 7,