Translation of "Londra'ya" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Londra'ya" in a sentence and their spanish translations:

Londra'ya gidiyorum.

- Voy para Londres.
- Voy a Londres.

Londra'ya vardım.

Llegué a Londres.

- Londra'ya gitmek isterim.
- Londra'ya gitmek istiyorum.

Me gustaría ir a Londres.

Tren Londra'ya gidecek.

El tren tiene como destino Londres.

Londra'ya gitmek istiyorum.

Quiero ir a Londres.

Tren Londra'ya vardı.

El tren llegó a Londres.

O, Londra'ya gitti.

Él se fue a Londres.

Londra'ya gitmek isterim.

Me gustaría ir a Londres.

Laurie, Londra'ya gitti.

Laurie fue a Londres.

Ben Londra'ya gidiyorum.

Voy para Londres.

Ben Londra'ya gideceğim.

Iré a Londres.

Onlar Londra'ya gidiyorlar.

Salen para Londres.

Onlar Londra'ya gidecekler.

- Irán en coche a Londres.
- Conducirán hasta Londres.

Jim Londra'ya gitti.

Jim se ha ido a Londres.

- Geçen yıl Londra'ya gittik.
- Biz geçen yıl Londra'ya gittik.

Fuimos a Londres el año pasado.

Londra'ya ne zaman vardınız?

- ¿Cuándo llegó usted a Londres?
- ¿Cuándo llegaste a Londres?

Sibirya yoluyla Londra'ya geldi.

Él llegó a Londres pasando por Siberia.

O, dün Londra'ya vardı.

Llegó ayer a Londres.

Onun Londra'ya gittiğini biliyorum.

Sé que se fue a Londres.

Sık sık Londra'ya giderim.

Voy a Londres con frecuencia.

Bu yaz Londra'ya gidiyorum.

Voy a ir a Londres este verano.

Londra'ya kadar otobüsle gittim.

Fui en autobús hasta Londres.

Biz Londra'ya dün vardık.

Llegamos a Londres ayer.

Gelecek yıl Londra'ya gideceğim.

El próximo año iré a Londres.

- Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.
- Hava kararmadan önce Londra'ya varacağız.

Alcanzaremos Londres antes del anochecer.

Londra'ya gittiğinden beri telefon etmedi.

No ha llamado desde que se fue a Londres.

Onlar bavulumu yanlışlıkla Londra'ya gönderdi.

Enviaron mi maleta a Londres por error.

O, Londra'ya hareket etmek üzeredir.

Él está a punto de ir a Londres.

Bir ay önce Londra'ya gitti.

Él fue a Londres hace un mes.

Biz gece yarısı Londra'ya vardık.

Llegamos a Londres a la medianoche.

Londra'ya dokuz Şubat sabahında vardım.

Fue en la mañana del nueve de febrero cuando llegué a Londres.

İngilizce eğitimi için Londra'ya gitti.

Se fue a Londres a estudiar inglés.

Bir gün Londra'ya gitmek istiyorum.

Me gustaría ir a Londres algún día.

O, 1970'te Londra'ya gitti.

Fue a Londres en 1970.

Hava kararmadan Londra'ya asla varamayacağız.

No llegaremos a Londres antes de que anochezca.

O gün Londra'ya gittin mi?

¿Ese día fuiste a Londres?

O, Paris üzerinden Londra'ya gitti.

Él fue a Londres vía París.

New York Londra'ya ne kadar uzaklıktadır?

¿Qué distancia hay de Nueva York a Londres?

Ara sıra iş için Londra'ya gideriz.

De vez en cuando, vamos a Londres por trabajo.

O, iki yıl önce Londra'ya gitti.

Fue a Londres hace dos años.

Geçen yıl, biz Londra'ya gezi yaptık.

El año pasado viajamos a Londres.

Onun ne zaman Londra'ya gideceğini bilmiyorum.

No sé cuándo sale ella hacia Londres.

Senin varışından önce, o, Londra'ya gitti.

Antes de que llegaras, él salió hacia Londres.

O, ayda bir kez Londra'ya gider.

- Él viaja a Londres una vez al mes.
- Él viaja a Londres mensualmente.

O, Londra'ya gitti, orada bir hafta kaldı.

Se fue a Londres, donde pasó una semana.

O, gelecek hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.

Ella hará un viaje de negocios a Londres la semana próxima.

Londra'ya varır varmaz bize iki satır yazmayı unutma.

Asegúrate de mandarnos una nota tan pronto llegues a Londres.

Londra'ya geldiğinde lütfen beni mümkün olduğunca çabuk ara.

- Por favor, llámame en cuanto llegues a Londres.
- Por favor, llámame tan pronto llegues a Londres.
- Por favor, llámame lo antes posible cuando llegues a Londres.

- O üç kez Londra'da bulundu.
- Üç kez Londra'ya gitti.

- Él estuvo en Londres tres veces.
- Ha estado en Londres tres veces.

Lütfen ! Londra'ya geldiğinde, olabilecek en yakın zamanda beni ara .

Por favor, llámame lo antes posible cuando llegues a Londres.