Translation of "Hayvanların" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Hayvanların" in a sentence and their spanish translations:

Hayvanların bile sayılıp

incluso los animales se cuentan

Aslan hayvanların kralıdır.

El león es el rey de los animales.

Aslan, hayvanların kralıdır.

El león es el rey de los animales.

Hayvanların resmini çiziyoruz.

Estamos dibujando animales.

Hayvanların derisi kıllarla kaplıdır.

La piel de los animales está cubierta de pelo.

Şu hayvanların davranışı saçmadır.

El comportamiento de esos animales es absurdo.

Hayvanların çoğunun kafatası vardır.

La mayoría de los animales tienen caja craneana.

Dokunaçlı hayvanların çoğu omurgasızdır.

La mayoría de los animales con tentáculos son invertebrados.

Modern hayvanların anatomilerini ele alıp

¿Recuerdan el método del horquillado filogenético conservado

O hayvanların bu figürlerden korkarak

temiendo a esos animales de estas figuras

Aslan hayvanların kralı olarak adlandırılır.

El león es llamado el rey de los animales.

Onlar hayvanların nefret edemediğini söylüyorlar.

Se dice que los animales no pueden odiar.

Hayvanların ateşten niçin korktuğunu düşünüyorsunuz?

- ¿Por qué piensas que los animales le temen al fuego?
- ¿Por qué crees que los animales temen al fuego?
- ¿Por qué crees que los animales le temen al fuego?
- ¿Por qué piensas que los animales temen al fuego?

Sizce hayvanların ruhu var mıdır?

¿Piensa usted que los animales tienen alma?

Onlar hayvanların yanlış kullanılmasına karşılar.

Ellos están en contra del abuso animal.

özellikle hayvanların duygularını ciddiye alırsak.

sobre todo tomando en serio las emociones de los animales.

Bu hayvanların da yakalandıkları bir şey.

Muchos animales  quedan atrapados en esto.

Bu hayvanların da yakalandıkları bir şey.

Muchos animales quedan atrapados en esto.

Gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

la noche presenta a los animales oportunidades y desafíos

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

la noche presenta a los animales oportunidades y desafíos

Hayvanların hayatına karışınca çizgiyi aşmış oluyorsun.

Al interferir en la vida de los animales, cruzas un límite.

Hayvanların acı çektiğini görmekten nefret ederim.

Odio ver sufrir a los animales.

Hayvanların içgüdüleri var, bizim vergilerimiz var.

Los animales tienen instintos, nosotros tenemos impuestos.

Bu Tarzanvari hayvanların bizi kolayca öldürebilecekleri kuşkusuz.

No hay duda de que estos personajes estilo Tarzán podrían matarnos fácilmente.

Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.

Las llamadas de animales ocultos que se comunican en la oscuridad.

Virüs taşıyan yabani hayvanların ortamlarından uzak durmak

Evitar los entornos de los animales salvajes portadores de virus.

Tembel hayvanların gizli silahı dört bölmeli bir mide

El arma secreta del perezoso es un estómago de cuatro partes

Günün sıcağından kaçıp sığınan hayvanların çoğu, geceleri dışarı çıkar.

Los animales que se refugiaron del calor del día suelen salir durante la noche.

Bu hayvanların şartlara uyum sağlayabilir olduğunu görmenizi sağlıyor bu.

Te hace retroceder y darte cuenta cuán adaptables son estos animales.

Şehirde başarılı olmak için... ...hayvanların caddelerde dolaşmayı öğrenmesi gerekir.

Para tener éxito en la ciudad, los animales deben aprender a moverse en la calle.

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

ofrece el ambiente perfecto para que los animales vuelvan a sus hábitos salvajes.

Bana hayvanların kokusundan nefret ettiğini yazdığı bir kartpostal göndermiş.

Ella me envió una tarjeta postal que decía que odia el olor de los animales.

Aşağıda su varsa bu orada hayvanların da olacağı anlamına gelir.

Y si allí hay agua, probablemente, también haya animales.

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

Sientes cuán vulnerables son las vidas de estos animales.

...hayvanların, bu yeni gece dünyasını şaşırtıcı yöntemlerle nasıl fethetmekte olduğunu keşfediyoruz.

descubrimos las formas extraordinarias en que los animales conquistan este nuevo mundo nocturno.

Kanun aynı zamanda "yabani hayvanların evcilleştirilmesini ve çoğaltılmasını" da teşvik ediyordu.

La ley también "alentó la domesticación y cría de vida silvestre".

- Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- Sadece kendi öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanların etini yerim.

Sólo como la carne de animales que yo haya matado personalmente.