Translation of "Havası" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Havası" in a sentence and their spanish translations:

Lastiğin havası düşük.

Le falta aire al neumático.

- Lastiğin çok az havası var.
- Tekerin çok az havası var.

Le falta aire al neumático.

Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

El aire del mar es puro y sano.

Japonya'nın havası İngiltere'den daha sıcaktır.

El clima de Japón es más cálido que el de Inglaterra.

Pekin'in dumanlı havası keyfimi kaçırıyor.

El aire lleno de smogg de Pekín me hace sentir triste.

Onun hakkında gizemli bir havası var.

Él tiene un aire de misterio.

Bu arabanın lastiklerinin yeterli havası yok.

Las ruedas de este auto no tienen suficiente aire.

Onun herkesi rahatlatan alçakgönüllü bir havası vardı.

Ella tenía un aire modesto que tranquilizaba a todos.

Durgun sabah havası şarkılarını ağaçtan ağaca, uzaklara taşır.

El aire quieto de la mañana lleva sus canciones lejos del dosel arbóreo.

New York havası yaz mevsiminde sıcak ve nemlidir.

El clima en Nueva York en verano es cálido y húmedo.

Gökyüzü karanlık ve gri - Tipik bir yağışlı mevsim havası.

El cielo está sombrío y gris - un cielo típico de la estación de lluvias.

Soğuk ve kuru, parlak güneş, ne güzel kış havası!

Frío y seco, una esplendida luz del sol, ¡qué hermoso clima de invierno!

- Bu lastik biraz az şişirilmiş.
- Bu lastiğin biraz havası inmiş.

El neumático está un poco desinflado.

Duyarken, birkaç Mareşal onun üstünlük havası ve keskin tavırlarından rahatsız oldu.

mientras que varios mariscales estaban irritados por su aire de superioridad y modales bruscos.