Translation of "Düşük" in Spanish

0.021 sec.

Examples of using "Düşük" in a sentence and their spanish translations:

- Kan basıncım düşük.
- Düşük tansiyonum var.

Tengo la presión baja.

Lastiğin havası düşük.

Le falta aire al neumático.

Düşük kaliteli uyku olabilir.

más que el sueño prolongado en sí mismo.

O düşük bir rüzgar.

Es un golpe bajo.

Tehlike son derece düşük.

El peligro es mínimo.

Tom'un düşük tansiyonu var.

Tom tiene baja presión sanguínea.

Benim maaşım çok düşük.

Mi salario es muy bajo.

Tomun düşük tansiyonu var

Tom tiene baja presión sanguínea.

- Türkiye'de en düşük maaş nedir?
- Türkiye'deki en düşük maaş nedir?

¿Cuál es el salario mínimo en Turquía?

Daha ulaşılabilir ve düşük maliyetli.

es accesible más fácilmente y tiene un coste menor,

Tüm zamanların en düşük seviyesinde.

nunca ha sido tan bajo.

Düşük ışıkta çekim yapan kameralarsa...

Pero una cámara con poca luz

Düşük ısılar suyu buza çevirir.

Las bajas temperaturas convirtieron el agua en hielo.

Şirket çalışanlarını düşük maaşlarla sömürdü.

La compañía explotaba a sus trabajadores con bajos salarios.

Yen dolar karşısında hâlâ düşük.

El yen está todavía bajo respecto al dólar.

O, şarkıyı düşük sesle söyledi.

Ella cantó suavemente la canción.

O hep düşük maaşından yakınıyor.

Él siempre está quejándose de su bajo salario.

Su düşük sıcaklıklarda buza dönüşür.

A bajas temperaturas, el agua se convierte en hielo.

Arjantin'de en düşük maaş nedir?

¿Cuál es el salario mínimo en Argentina?

Hollanda'da en düşük maaş nedir?

¿Cuál es el sueldo mínimo en Holanda?

Gürcistan'da en düşük maaş nedir?

- ¿Cuánto es el salario mínimo en Georgia?
- ¿Cuál es el salario mínimo en Georgia?

Irak'ta en düşük maaş nedir?

¿Cuál es el salario mínimo en Irak?

O düşük kan basıncından muzdarip.

Ella padece hipotensión.

Gelmesi çok düşük bir ihtimal.

Él es el menos probable que venga.

Geçen yıl bir düşük yaptım.

El año pasado tuve un aborto.

Gelirler giderlerden daha düşük seviyede.

Los ingresos son inferiores a los gastos.

Ama düşük ışıkta görmeye ayarlı kameralar...

Pero las cámaras especiales con poca luz

Bunun hakkında sürekli düşük enerjili diyor

al respecto dice constantemente baja energía

Pale ale düşük-alkollü bir biradır.

Pale ale es una cerveza de baja graduación alcohólica.

Onlar düşük ücretlerinden memnun olmadıklarını söylediler.

- Dijeron que estaban insatisfechos con sus bajos salarios.
- Dijeron que sus bajos salarios no resultaban satisfactorios.

O, benim düşük maaşımdan şikayetçi oldu.

Ella se quejó acerca de mi pequeño salario.

Tom düşük maaşı hakkında şikâyette bulundu.

Tom se quejaba sobre su mal salario.

Memeliler arasındaki en düşük sindirim oranına sahipler.

Tienen la digestión más lenta que cualquier otro mamífero.

Ayrıca yaprakların ısı verme değeri çok düşük,

Y claro, las hojas tienen muy pocas calorías,

Düşük enerjili bir adamın asla Amerika'yı yönetemeyeceğini

que un hombre con poca energía nunca gobernaría América

Kadınlar erkeklerden daha düşük bir maaşla çalıştırılırlar.

Las mujeres tienen salarios más bajos que los hombres.

Lütfen düşük ısıda fasulyeleri bir süre kaynatın.

Por favor, hierve a fuego lento las alubias durante un rato.

Fiyat düşük ama kalitesi çok iyi değil.

El precio es bajo, pero la calidad no es muy buena.

Sen düşük kaliteli deri ceket satın aldın.

Te compraste una campera de cuero trucha.

Onu satın alma. O çok düşük kalite.

No compres eso. Es re trucho.

Tom düşük-yağlı, yüksek-proteinli diyet yapıyor.

Tom está en una dieta baja en grasas y alta en proteínas.

Onun maaşı ailesine bakamayacak kadar çok düşük.

Su salario es muy bajo como para mantener a su familia.

- O emlakçı ile daha düşük bir fiyatı pazarlık etti.
- O emlakçı ile daha düşük bir fiyatı görüştü.

Él negoció un precio más bajo con el agente inmobiliario.

New York City'den düşük gelirli insanların kefaletini ödüyoruz

hemos pagando fianzas a residentes de bajos ingresos de la ciudad de Nueva York,

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

Las cámaras con poca luz revelan a los poderosos depredadores

Küçük arabalar, düşük yakıt tüketimi nedeniyle çok ekonomiktir.

Los autos pequeños son muy económicos debido a su bajo consumo de combustible.

Onun düşük maaşı onun ev satın almasını engeller.

Su bajo salario no le permite comprarse la casa.

Tom'un yüzmesinin oldukça düşük bir ihtimal olduğunu düşünüyorum.

- Creo que es muy poco probable que Tom vaya a nadar.
- Creo que es poco probable que Tom vaya a nadar.

Ancak gripte ölüm oranı daha da düşük: %0.1.

Pero la tasa de la gripe es incluso mas baja, 0.1 %

Ben mümkün olduğunca düşük bir profil tutmaya çalışıyorum.

Trato de mantener el perfil bajo lo más que puedo.

Tom, Mary'nin kolyesini çok düşük bir fiyatla sattı.

Tom vendió el collar de María a muy bajo precio.

Tom kolyeyi Mary'ye çok düşük bir fiyatla sattı.

Tom vendió el collar de Mary a un muy bajo precio.

Ben, bu elbiseyi düşük bir fiyata satın aldım.

Compré este vestido a bajo precio.

Ne kadar çok uyursanız, ölüm riskiniz o kadar düşük

No se trata de que cuanto más se duerma,

Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde

Producen entre el 60 y el 80 % de los alimentos en países de bajos ingresos,

HS: Dişiler çok daha düşük perdede. 400 hertz civarındalar.

HS: Las hembras están a un tono mucho más bajo, a unos 400 hercios.

Ressam olarak amacım mümkün olan en düşük miktarı kullanmak.

Mi objetivo como artista es usar la menor cantidad posible.

İthal arabalar için talep daha düşük fiyatlardan dolayı artıyor.

La demanda de coches importados está aumentando por ser más económicos.

Eğer fiyat biraz daha düşük olsaydı uçak biletlerini alırdık.

Habríamos comprado los billetes de avión si el precio hubiese sido un poco más bajo.

Finansal kaynağı düşük olan okullar kalitesiz araç gereçle eğitim veriyor,

Las escuelas con menos recursos tienen equipos de menor calidad,

Düşük kaliteli uykusu olan kişiler daha uzun süre uyumaya çalışırlar,

Quienes sufren de mala calidad del sueño normalmente tratarán de dormir más,

Kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

enfermedad cardíaca, embolia y cáncer,

Düşük gelirli ülkelerde 240 milyon kadın gebe kalmak isteyip istemediğine

Doscientos catorce millones de mujeres de países de bajos ingresos

Gözlerinde bulunan aynaya benzer hücreler var olan düşük ışığı kuvvetlendiriyor.

Las células de espejo en sus ojos amplifican la poca luz que hay.

Ama merak etmeyin bu türlerle zaten karşılaşma ihtimalimiz çok düşük

pero no te preocupes, es muy poco probable que encontremos estas especies de todos modos

Farkında mısınız burada seviye aslında düşük yine karşıya küfür var

¿Eres consciente de que el nivel es realmente bajo nuevamente?

Tom hapishane tarafından temin edilen düşük kaliteli yiyecek yiyerek besleniyordu.

Tom se hartó de comer la comida de baja calidad en la prisión.

Arkadaşlarımdan çoğu yaşlanırken kilo almalarına rağmen ben ağırlığımı düşük tuttum.

He mantenido mi peso bajo, a pesar de que muchos de mis amigos han aumentado de peso mientras se hacían mas viejos.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.

Una cámara con poca luz revela este mundo congelado.

Bu düşük frekanslı ses ağaç örtüsünden sekip duvarların oluşturduğu seti aşıyor.

Este infrasonido rebota en el dosel arbóreo y penetra la pared de los árboles.

Düşük frekanslı gürlemelerle... ...ki bazısı o kadar düşüktür ki insanlar duyamaz...

Mediante ruidos de baja frecuencia, algunos tan bajos que son inaudibles para los humanos,

Gecenin bir yarısı. Düşük ışığa duyarlı kameralar çarpıcı bir görüntü yakalıyor.

A mitad de la noche, las cámaras de poca luz revelan una vista extraordinaria.

O kadar düşük sesle konuşuyorsun ki ne dediğini tam olarak duyamıyorum.

Hablas tan bajo que no puedo entender lo que dices.

Suchet, birliklerinin yetersiz tedarik edildiğini, disiplinsiz olduğunu ve morallerinin düşük olduğunu gördü.

Suchet encontró que sus tropas estaban mal abastecidas, mal disciplinadas y con la moral baja.

Tüm yıl boyunca 15 dolardan daha düşük bir fiyata bu inanılmaz belgesel

Puedes registrarte en tu Smart TV usando el código EpicHistory para acceder a esta increíble

Ya da bisiklet sürenlerden kapma riskinin sandığımdan daha düşük olduğunu fark ettim.

Covid-19 de corredores o ciclistas afuera es bastante mas bajo de lo que pensé.

Ancak uzmanlar çok daha düşük, sadece 3 milyon insanın katılımını ortaya koyuyor

Pero expertos colocan ese número muy por debajo, a tan sólo 3 millones de personas.

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

Pero las cámaras con poca luz revelan una especie con un enfoque diferente.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bir anne kutup ayısı ile iki yavrusunu tespit ediyor.

Una cámara con poca luz revela a una mamá osa polar y a sus dos oseznos

- Japon tatlıları, Batı tatlılarından kalori olarak daha düşüktür.
- Japon tatlıları, Batı tatlılarından daha düşük kalorilidir.

Los dulces japoneses tienen menos calorías que los occidentales.