Translation of "Gülümsedi" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Gülümsedi" in a sentence and their spanish translations:

Profesör gülümsedi.

El profesor sonrió.

Mike gülümsedi.

Mike sonrió.

Bana gülümsedi.

Ella me sonrió.

O gülümsedi.

- Ella sonrió.
- Sonrió.

Tom gülümsedi.

Tom sonrió.

Herkes gülümsedi.

- Todos sonrieron.
- Se produjo una sonrisa colectiva.

Onlar gülümsedi.

Sonrieron.

İkizler gülümsedi.

Las gemelas sonrieron.

Sita gülümsedi.

Sita sonrió.

Alice gülümsedi.

Alice sonrió.

Sita kibarca gülümsedi.

Sita sonrió alegremente.

Kız bana gülümsedi.

La niña me sonrió.

Ona söyleyip gülümsedi.

Él se lo dijo y ella sonrió.

Sadako, onlara gülümsedi.

Sadako les sonrió.

Diğer çocuklar gülümsedi.

Los otros chicos sonrieron.

O ona gülümsedi.

- Ella le sonrió.
- Ella le sonrió a él.

Aynada kendine gülümsedi.

Se sonrió a sí misma en el espejo.

Kader bana gülümsedi.

El destino me sonrió.

Tom bile gülümsedi.

Incluso Tom sonrió.

Tom onaylayarak gülümsedi.

Tom sonrió condescendiente.

Kızlardan bazıları gülümsedi.

Algunas de las niñas se rieron.

Bebek bana gülümsedi.

El bebé me sonrió.

O, bebeğine gülümsedi.

Ella le sonrió a su bebé.

Ünlü piyanist gülümsedi.

El famoso pianista sonrió.

Herkes Tom'a gülümsedi.

Todo el mundo sonrió a Tom.

Tom neredeyse gülümsedi.

Tom casi sonrió.

Tom sonunda gülümsedi.

Por fin sonrió Tom.

İki kişi gülümsedi.

- Los dos sonrieron.
- Ambos sonrieron.
- Las dos sonrieron.
- Ambas sonrieron.

Judy bana gülümsedi.

Judy me sonrió.

Onlar birbirlerine gülümsedi.

- Se sonrieron el uno al otro.
- Se sonrieron mutuamente.

Tom, Mary'ye gülümsedi.

Tom le sonrió a Mary.

- Tom Mary'ye geri gülümsedi.
- Tom da Mary'ye gülümsedi.

Tom le devolvió la sonrisa a Mary.

Tom Mary'ye gülümsedi ve o ona geri gülümsedi.

Tom sonrió a Mary y ella le devolvió la sonrisa.

Tom Mary'ye gülümsedi ve Mary de geri gülümsedi.

Tom sonrió a Mary y ésta le devolvió la sonrisa.

Nancy mutlu şekilde gülümsedi.

Nancy sonrió felizmente.

İki leydi birbirine gülümsedi.

Las dos damas se sonrieron la una a la otra.

O, gülümsedi ve ayrıldı.

Él sonrió y se fue.

Şarkısını söylerken bana gülümsedi.

Ella me sonrió mientras cantaba una canción.

Dün, o bana gülümsedi.

Ella me sonrió ayer.

O, hüzünlü olarak gülümsedi.

Ella sonrió melancólicamente.

Tom'dan başka herkes gülümsedi.

Todos sonrieron excepto Tom.

Şans sonra bize gülümsedi.

Esa vez la suerte nos sonrió.

Tom Mary'yi gördüğünde gülümsedi.

Tom sonrió cuando vio a Mary.

O, mutlu şekilde gülümsedi.

Sonrió con alegría.

Küçük kız bana gülümsedi.

La niña pequeña me sonrió.

Gülümsedi ve elveda dedi.

Ella sonrió y dijo adiós.

Kim tatlı tatlı gülümsedi.

- Kim sonrió adorablemente.
- Kim sonrió con dulzura.

Ama çiftçi ona gülümsedi.

Pero el granjero le sonrió.

O, huzursuzca ona gülümsedi.

Ella le sonrió con inquietud.

Tom aynada kendine gülümsedi.

Tom se sonrió a sí mismo en el espejo.

Onların ikisi de gülümsedi.

Ambos sonrieron.

Bana gülümsedi ve trene bindi.

Me sonrió y se montó en el tren.

Bize gülümsedi ve trene bindi.

Él nos sonrió y se subió al tren.

Büyükbabam başını salladı ve gülümsedi.

Mi abuelo asintió y me sonrió.

O, elini kaldırdı ve gülümsedi.

Él alzó su mano y sonrió.

İki erkek kardeş birbirine gülümsedi.

Los dos hermanos se sonrieron el uno al otro.

O bana baktı ve gülümsedi.

Él me miró y sonrió.

O, etrafında döndü ve gülümsedi.

Ella volteó y sonrió.

Mary odaya girdiğinde Tom gülümsedi.

Tom sonrió cuando Mary entró en la habitación.

Güneş her sabah pencereden gülümsedi.

El sol sonreía a través de la ventana todas las mañanas.

Tom gülümsedi ama cevap vermedi.

Tom sonrió pero no respondió.

Tom, Mary ona bakarken gülümsedi.

Tom sonrió cuando Mary le miró.

Tom Mary'nin mektubunu okurken gülümsedi.

Tom sonrió mientras leía la carta de Mary.

Ne söyleyeceğini bilmediği için sadece gülümsedi.

Sin saber qué decir, sencillamente sonrió.

O, gülümsedi ve hoşça kal dedi.

Sonrió y dijo adiós.

Uzun adam Tom'a baktı ve gülümsedi.

- El hombre alto lo miró a Tom y sonrió.
- El hombre alto miró a Tom y sonrió.

Ona merhaba dedim ve o gülümsedi.

Le dije hola y ella sonrió.

O, geriye baktı ve bana gülümsedi.

Él miró hacia atrás y me sonrió.

Tom gülümsedi ve hoşça kal dedi.

Tom sonrió y dijo adiós.

Gülümsedi ve küçük hediyemi kabul etti.

Ella sonrió y aceptó mi regalito.

İki genç kız mutlu bir şekilde gülümsedi.

Las dos muchachas jóvenes sonrieron felizmente.

O, ne demek istediğimi anladı ve gülümsedi.

Entendió lo que quería decir y sonrió.

Tom May'nin gözlerine derinden baktı ve gülümsedi.

- Tom miró profundamente a los ojos de María y sonrió.
- Tom miró profundamente a María a los ojos y sonrió.

Yaşlı kadın bir rahatlama iç çekişiyle gülümsedi.

La anciana sonrió con un suspiro de alivio.

Tom ve Mary birbirlerine baktı ve gülümsedi.

Tom y Mary se miraron el uno al otro y sonrieron.

Yaşlı adam dizüstü bilgisayarımı gördü ve bana gülümsedi.

- El viejo vio mi cuaderno y me sonrió.
- El anciano vio mi cuaderno y me sonrió.

Tom Mary'nin kulağına bir şeyler fısıldadı ve o gülümsedi.

Tom le susurró algo al oído a María y ella sonrió.

Tom Mary'nin fıkralarından birkaçına gülümsedi ama onlardan bazılarının çok komik olmadığını düşündü.

Tom se rió de algunos de los chistes de Mary, pero pensó que algunos de ellos no eran muy divertidos.