Translation of "Fotoğrafı" in Spanish

0.021 sec.

Examples of using "Fotoğrafı" in a sentence and their spanish translations:

Bana fotoğrafı göster.

¡Enséñame la fotografía!

Bu fotoğrafı seviyorum.

Me encanta esta foto.

Dick fotoğrafı bana verdi.

Dick me pasó la foto.

Dick bana fotoğrafı uzattı.

Dick me pasó la foto.

Bana fotoğrafı gösterir misin?

¿Me muestras la foto?

O kız kardeşimin fotoğrafı.

Es una fotografía de mi hermana.

O ona fotoğrafı gösterdi.

Ella le mostró la foto.

Bu, havaalanının bir fotoğrafı.

Esta es una foto del aeropuerto.

İşte ailemin bir fotoğrafı.

Aquí hay una foto de mi familia.

Bu fotoğrafı yaratmak bilincimi açtı.

Hacer esta fotografía despertó mi conciencia.

Bu benim yeni evin fotoğrafı.

Es la foto de mi nueva casa.

Sitene bir fotoğrafı nasıl yükleyebilirim?

¿Cómo puedo subir una foto a tu página web?

Bu fotoğrafı görünce ailemi düşünüyorum.

Cuando veo esta fotografía, me acuerdo de mi familia.

Ben bu fotoğrafı saklayabilir miyim?

¿Me puedo quedar esta fotografía?

Bu, Torn'un ailesiyle olan bugünkü fotoğrafı.

Pero esta es una foto de Torn hoy con su familia.

O fotoğrafı bir hafta önce çektim.

Saqué esa foto hace una semana.

Bu fotoğrafı her gördüğümde babamı düşünüyorum.

Cada vez que veo esa foto pienso en mi padre.

Bu fotoğrafı beğeniyorum çünkü benim erkekliğimi gösterir.

Me gusta esta foto porque muestra mi virilidad.

Ailemin bir çerçeveli fotoğrafı masamın üstünde asılı.

Una foto enmarcada de mi familia está colgada por encima de mi escritorio.

- Bu annemin bir resmidir.
- Bu, annemin fotoğrafı.

Esta es una fotografía de mi madre.

Bu bizim galaksimiz, Samanyolu'nun bugünkü halinin bir fotoğrafı.

Esta es una imagen de nuestra galaxia, la Vía Láctea, en la actualidad.

Tom fotoğrafı çerçeveledi ve onu yatağın üzerine astı.

Tom enmarcó la fotografía y la colgó sobre la cama.

- O kız kardeşimin fotoğrafı.
- Bu, kız kardeşimin bir resmidir.

Ésta es una foto de mi hermana.

Tom'un John'un ona verdiği Mary'ye ait birkaç fotoğrafı var.

Tom tenía varias fotos de Mary que John le había dado.

- Duvarımda büyükannemin bir resmi asılı.
- Duvarımda anneannemin bir fotoğrafı asılıdır.

- Estoy colgando una foto de mi abuela.
- Estoy colgando en la pared una foto de mi abuela.

- O kız kardeşimin fotoğrafı.
- O, benim küçük kız kardeşimin fotoğrafıdır.

Esa es la fotografía de mi hermana menor.

- Boston'la ilgili hiç resmin var mı?
- Sizde Boston fotoğrafı var mı?

¿Tiene usted fotos de Boston?