Translation of "Açtı" in Arabic

0.129 sec.

Examples of using "Açtı" in a sentence and their arabic translations:

Onlar açtı.

كانوا جائعين.

Tom musluğu açtı.

توم فتح الصنبور

Tom suyu açtı.

فتح سامر صمام المياه.

Tom battaniyeyi açtı.

مد توم الغطاء.

O, lambayı açtı.

أشعلَت الضوء.

Leyla kapıyı açtı.

فتحت ليلى الباب.

Leyla suyu açtı.

- فتحت ليلى صنبور الماء.
- فتحت ليلى حنفيّة الماء.

Leyla gözlerini açtı.

فتحت ليلى عينيها.

Sami televizyonu açtı.

شغّل سامي التّلفاز.

Sami pencereyi açtı.

فتح سامي النّافذة.

Sami mektubu açtı.

فتح سامي الرّسالة.

Alıp tıpasını açtı ve

ونزع السدادة

Bu çocuklar çok açtı,

وهؤلاء الأطفال يتضورون جوعًا

O, kutunun kapağını açtı.

أزاحت غطاء الصندوق.

Tom mutfak musluğunu açtı.

توم أفتح صنبور المطبخ

Sami boşanma davası açtı.

طلب سامي الطّلاق.

Sami iki kapıyı açtı.

فتح سامي البابين.

Daha yalnız hissetmeme yol açtı.

وتركني أشعر بالوحدة أكثر من أي وقتٍ مضى.

Bu fotoğrafı yaratmak bilincimi açtı.

خلق هذه الصورة فتح وعيي.

Kesin zaferlerinden birine yol açtı .

انتصارات نابليون الأكثر

Bir kelime, diğerine yol açtı.

الكلمة تقود للاخرى.

Sami yatak odasının kapısını açtı.

فتح سامي باب غرفة النّوم.

Bu kadınlardan bazıları küçük şirketler açtı,

اتجهت بعض هؤلاء النساء لفتح مشاريع صغيرة،

Arkasından Türkiye hemen bir dava açtı

رفعت تركيا دعوى قضائية مباشرة

Ve Da Vinci'ye ustalık yolunu açtı

وفتح الطريق لإتقان دافنشي

Ve İmparatorun Wagram'daki zaferinin yolunu açtı.

ومهد الطريق لانتصار الإمبراطور في فجرام.

Istilacının İngiltere Kralı olmasının yolunu açtı .

لغزو آخر ليصبح ملك إنجلترا.

Tom lafı kesmek için, ağzını açtı.

- توم تكلّم ليقاطع الآخرين.
- توم فتح فمه لمقاطعة الآخرين.

Tom buzdolabını açtı ve içine baktı.

فتح توم ثلاجته و نظر داخلها.

Fadil bir fast-food restoran açtı.

فتح فاضل مطعما للأكل الخفيف.

2016 seçimlerinde Donald Trump'ın seçilmesine yol açtı,

قاد هذا في النهايه لانتخاب دونالد ترامب في 2016

Programı öğretmen açtı. Sanki dersteymiş gibi artık

تم فتح البرنامج من قبل المعلم. كما لو كان في الصف الآن

Ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.

‫وافتتح في 1972 أول حديقة أفاعي في البلاد.‬

Kız gözlerini açtı, ayıyı gördü ve pencereye kaçtı.

فَتَحَتْ الفَتَاةُ عَيْنَيْهَا وَرَأَتْ الدُّبَّ وَهَرَبَتْ إِلَى النَّافِذةِ.

Ve birçok bozukluğun tedavisi olarak egzersizle ilgilenmeme yol açtı.

وقادني للاهتمام بممارسة التمارين الرياضية كعلاج للعديد من الاضطربات.

Teknoloji, birer kara kutu olan zihinlerimize yeni pencereler açtı.

لقد فتحت التكنولوجيا نوافذ جديدة في عقولنا، أي صندوقنا الأسود.

Yenilik için muazzam ve acil bir ihtiyaca yol açtı.

خلقت حاجة هائلة وفورية للابتكار.

önce kürsüye, daha sonrasında ise kalabalığa yaylım ateşi açtı

فتح النار أولاً على المنصة ، ثم على الحشد

Vinci kasabasında noterin gayrimeşru çocuğu olarak dünyaya gözlerini açtı

فتح عينيه على العالم باعتباره الطفل غير الشرعي لكاتب العدل في مدينة فينشي

Tom kapıyı açtı ve Mary'ye meşgul olup olmadığını sordu.

فتح توم الباب وسأل فيما إذا كانت ماريا مشغولة.

Tom yavaşça gözlerini açtı ve ardından Mary onu ​​öptü.

فتح توم عيناه ببطء ومن ثمّ قبّلته ماري.

- Sami'nin kızı başını açtı.
- Sami'nin kızı başörtüsü takmayı bıraktı.

توقّفت ابنة سامي عن ارتداء الحجاب.

Ve bu da beynin biyolojik olarak yeniden düzenlenmesine yol açtı.

أدت إلى إعادة التنظيم الحيوي للدماغ.

Gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı.

أدى الى حاجتنا الى التركيز في التدقيق على الحقائق

Project Mercury ve Project Gemini'nin uzay uçuşları Apollo'nun yolunu açtı.

مهدت الرحلات الفضائية لمشروع ميركوري ومشروع جيميني الطريق لأبولو.

Leclerc'in ölümleri onun için bir yol açtı. Ertesi yıl, Davout'un birlikleri

Leclerc ، مهدت الطريق له.

Fadil sessizce arka kapıyı açtı ve ayaklarının ucuna basarak eve girdi.

فتح فاضل المنزل بهدوء و دخل على أطراف أصابعه.

Sonraki bahar, Napolyon'un ordusu Alpler üzerinden İtalya'ya yürüdü. Yolu Lannes'ın öncüsü açtı

في الربيع التالي ، سار جيش نابليون فوق جبال الألب إلى إيطاليا. قادت طليعة لانز الطريق ،