Translation of "Açtı" in Spanish

0.017 sec.

Examples of using "Açtı" in a sentence and their spanish translations:

- Gözlerini açtı.
- Gözünü açtı.

Ella abrió los ojos.

- Herkes açtı.
- Herkesin karnı açtı.

- Todos tenían hambre.
- Todos estaban hambrientos.

Onlar açtı.

Ellos tenían hambre.

Tom açtı.

Tom tenía hambre.

Ağzını açtı.

Ella abrió la boca.

Kuşlar açtı.

- Los pájaros tenían hambre.
- Los pájaros estaban hambrientos.

Gözlerini açtı.

Ella abrió los ojos.

O, kafesleri açtı.

Él abrió las jaulas.

Bill televizyonu açtı.

- Bill ha encendido la tele.
- Bill prendió la televisión.

Tom TV'yi açtı.

- Tom encendió la televisión.
- Tom encendió el televisor.

Tom ısıtıcıyı açtı.

Tom encendió el calefactor.

Tom musluğu açtı.

- Tom dio la llave.
- Tom abrió la canilla.

Tom buzdolabını açtı.

Tom abrió el refrigerador.

Tom perdeleri açtı.

Tom abrió las cortinas.

Birçok çiçek açtı.

Un montón de flores florecieron.

Birisi kapıyı açtı.

Alguien abrió la puerta.

Pantolonunun fermuarını açtı.

Él se bajó la cremallera de los pantalones.

Tom ışığı açtı.

Tom encendió la luz.

Tom kapıyı açtı.

Tom abrió la puerta.

Tom bavulunu açtı.

Tom abrió su maleta.

Gömleğinin düğmelerini açtı.

Se desabotonó la camisa.

Ona dava açtı.

Ella le demandó.

Birisi pencereyi açtı.

Alguien abrió la ventana.

Tom pencereyi açtı.

Tomás abrió la ventana.

O, kapıyı açtı.

Él abrió la puerta.

Tom dolabı açtı.

Tom abrió el armario.

Bebek ağzını açtı.

El bebé abrió la boca.

O ağzını açtı.

Él abrió la boca.

O, radyoyu açtı.

Él prendió la radio.

O ışığı açtı.

Ella apagó la luz.

Kız şemsiyesini açtı.

La niña abrió su paraguas.

Tom radyoyu açtı.

Tom prendió el radio.

Tom televizyonu açtı.

Tom le subió el volumen al televisor.

Tom birayı açtı.

Tom abrió la cerveza.

Tom kitabını açtı.

Tom abrió su libro.

Tom kutuyu açtı.

Tom abrió la caja.

Tom sinekliği açtı.

Tom abrió la puerta mosquitera.

Tom boruyu açtı.

Tom desatascó la alcantarilla.

Başkan toplantıyı açtı.

El presidente hizo la apertura a la reunión.

Tom vantilatörü açtı.

Tom encendió el ventilador.

Tom zarfı açtı.

Tom abrió el sobre.

Tom lambayı açtı.

Tom encendió la luz.

Tom dizüstünü açtı.

Tom abrió su laptop.

Tom kitabı açtı.

Tom abrió el libro.

Tom ağzını açtı.

Tom abrió la boca.

Karga kanatlarını açtı.

El cuervo extendió sus alas.

O, lambayı açtı.

Ella encendió la luz.

Bu çocuklar çok açtı,

Y estos niños están muy hambrientos,

O, kapıyı çekerek açtı.

Ella tiró de la puerta para abrirla.

Üşüdüğü için, sobayı açtı.

Ella encendió la estufa porque tenía frío.

O, zarfı yırtarak açtı.

Él rasgó el sobre.

Tom çekmecenin kilidini açtı.

Tom le quitó la llave al cajón.

Tom araba kapısını açtı.

Tom le quitó la llave a la puerta del auto.

Tom araba radyosunu açtı.

Tom encendió la radio del auto.

Tom kurşun kalemi açtı.

Tom le sacó punta a un lápiz.

Tom mektubu yırtarak açtı.

Tom hizo pedazos la carta.

Tom bir pencere açtı.

Tom abrió una ventana.

O, çabucak mektubu açtı.

Abrió la carta rápidamente.

Tom evrak çantasını açtı.

Tom abrió los cerrojos de su maletín.

Tom ceketinin düğmelerini açtı.

Tom se desabotonó su chaqueta.

Tom ceketinin fermuarını açtı.

Tom se desabrochó su chaqueta.

O, gömleğinin düğmelerini açtı.

Se desabotonó la camisa.

Küçük kız pencereyi açtı.

La muchacha abrió la ventana.

Tom kutuyu dikkatle açtı.

Tom abrió la caja con cuidado.

Tom el fenerini açtı.

Tom encendió su linterna.

Tom ofisinin kapısını açtı.

Tom abrió la puerta de su oficina.

Tom şarabın tıpasını açtı.

Tom descorchó el vino.

Tom mavi kapıyı açtı.

Tom abrió la puerta azul.

Tom mektubu çabucak açtı.

Tom abrió la carta rápidamente.

Tom gömleğin düğmelerini açtı.

Tom se desabotonó la camisa.

Tom bir bira açtı.

Tom abrió una cerveza.

Daha yalnız hissetmeme yol açtı.

y me hizo sentir más sola que nunca.

Bu fotoğrafı yaratmak bilincimi açtı.

Hacer esta fotografía despertó mi conciencia.

Kesin zaferlerinden birine yol açtı .

más decisivas de Napoleón .

Taze ıstakozun görünümü iştahımı açtı.

Ver la langosta fresca me dio apetito.

Aktris dergiye iftira davası açtı.

La actriz demandó la revista por difamación.

Sonra, nihayet, o, ağzını açtı.

Entonces, finalmente, ella abrió la boca.

Üç çocuk binanın kapılarını açtı.

Los tres niños abrieron las puertas del edificio.

Yalnız kalır kalmaz mektubu açtı.

Ella abrió la carta tan pronto se encontró a solas.

Anahtarını buldu ve kapıyı açtı.

Encontró su llave y abrió la puerta.

Tom ön kapının kilidini açtı.

Tom le quitó la llave a la puerta del frente.

Üç çocuk binanın kapısını açtı.

Tres niños abrieron las puertas del edificio.

O, yalnız kalınca mektubu açtı.

En cuanto se quedó solo, abrió la carta.