Translation of "Uzattı" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Uzattı" in a sentence and their spanish translations:

O, elini uzattı.

Él extendió la mano.

Parayı tezgahtara uzattı.

Él le entregó el dinero al vendedor.

O, elini bana uzattı.

Tendió su mano hacia mí.

Dick bana fotoğrafı uzattı.

Dick me pasó la foto.

O, sağ kolunu uzattı.

Él extendió su brazo derecho.

Kalışını beş gün uzattı.

Ella prolongó su estadía por cinco días.

Tom Mary'ye menüyü uzattı.

Tom le pasó el menú a María.

Utançla kıkırdayarak, prezervatifi uzattı.

Con una risita de vergüenza, ella le tendió el condón.

Tom makası Mary'ye uzattı.

Tom le pasó a Mary las tijeras.

Tom broşürleri Mary'ye uzattı.

Tom le pasó los folletos a Mary.

Tom süpürgeyi Mary'ye uzattı.

Tom le pasó la escoba a Mary.

Tom Mary'ye anahtarını uzattı.

Tomas le dio a Maria sus llaves.

O, tatildeyken sakal uzattı.

Se dejó crecer la barba mientras estaba de vacaciones.

Tom sözleşmeyi Mary'ye uzattı.

Tom pasó el contrato a Mary.

Elini uzattı ve onu tuttum.

Extendió la mano y la tomé.

Tom Mary'ye bir bıçak uzattı.

Tom le pasó un cuchillo a Mary.

Tom, Mary'ye mektup açacağını uzattı.

- Tom le dio a Mary el abrecartas.
- Tom le pasó a Mary el abrecartas.

Tom Mary'ye bir şişe uzattı.

Tom le dio una botella a Mary.

Tom Mary'ye el fenerini uzattı.

Tom le pasó la linterna a María.

O, yoksullara yardım eli uzattı.

Él prestó su ayuda a los pobres.

O, ona bir kitap uzattı.

Ella le entregó un libro.

Tom kalışını üç gün uzattı.

Tom extendió su estadía por tres días.

Tom Mary'ye bir kitap uzattı.

Tom le pasó un libro a Mary.

Tom Mary'ye bir not uzattı.

Tom le entregó una nota a Mary.

Tom Mary'ye bir bira uzattı.

Tom le pasó a María una cerveza.

Tom, Mary'ye kendi bıçağını uzattı.

Tom le pasó su cuchillo a Mary.

O, daha fazlası için elini uzattı.

Requirió de más ayuda.

O, kitabı almak için kolunu uzattı.

Él estiró el brazo para coger el libro.

Daha olgun görünmek için sakal uzattı.

Él se dejó crecer barba para lucir más maduro.

Tom Mary'ye bir fincan kahve uzattı.

Tom le dio a Mary una taza de café.

O, borçlu olduğu parayı ona uzattı.

Ella le dio el dinero que le debía.

Tom Mary'ye bir enerji içeceği uzattı.

Tom le pasó a María una bebida energética.

Genç adam elini uzattı ve onu salladım.

El joven estiró su mano, y yo la estreché.

Tom Mary'ye yirmi dolarlık bir fatura uzattı.

Tomás le pasó a María un billete de veinte dólares.

Tom Mary'ye bir bardak kırmızı şarap uzattı.

Tom le pasó a María un vaso de vino tinto.

Tom köpeğini okşamak için elini aşağıya uzattı.

Tom se agachó para acariciar a su perro.

Tom ehliyetini çıkardı ve polis memuruna uzattı.

Tom sacó su licencia de conducir y se la entregó al oficial de Policía.

Tom Mary'ye bir torba ayçiçeği çekirdeği uzattı.

Tom le pasó a María un saco de semillas de girasol.

Tom Mary'ye bir fincan sıcak kahve uzattı.

Tom le pasó a Mary una taza de café caliente.

Tom, Mary'ye yarım milyon dolarlık bir çek uzattı.

Tom le pasó a Mary un cheque por un millón de dólares.

Tom sütü bardağa doldurdu ve sonra Mary'ye uzattı.

Tom echó algo de leche en el vaso y se lo entregó a Mary.

Tom buzdolabından iki bira çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.

Tom sacó dos cervezas del frigorífico y le tendió una a Mary.

O, ona ceketini uzattı sonra kapıyı açtı ve onun gitmesini rica etti.

Ella le tendió la chaqueta, entonces abrió la puerta y le pidió que se fuera.