Translation of "Ederek" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Ederek" in a sentence and their spanish translations:

Temas ederek seks yapıyorlar.

son el pene y la parte penetrada.

Bunu başkasının hareketlerini taklit ederek

podemos transferirlo imitando los movimientos de otra persona

TechCrunch Disrupt ortamını taklit ederek

Recreé el entorno del TechCrunch Disrupt

Ev dekore ederek tatili geçirdim.

Pasé las vacaciones decorando la casa.

Patronuna hakaret ederek riske atmayın.

No te arriesgues a insultar a tu jefe.

Insanlarla sınırlı temasa dikkar ederek?

incluso si toman precauciones para evitar contacto con otras personas?

Hayatını sürüngen araştırmalarında öncülük ederek geçirdi

Ha dedicado su vida a la investigación innovadora de reptiles,

Böylece girişimci olumsuz kayıplar elde ederek

y de manera inadvertida agrava su asociación

Bazı iyi ortakları da dâhil ederek

y buenos socios,

O tebessüm ederek hepimizi içeri aldı.

- Ella nos cautivó a todos con su sonrisa.
- Ella nos cautivó a todas con su sonrisa.

Arabayı tamir ederek üç saat geçirdim.

Pasé tres horas arreglando el coche.

Zengin olsam zamanımı seyahat ederek geçiririm.

Si yo fuera rico, pasaría mi tiempo viajando.

Parayı kabul ederek, insanların saygısını kaybetti.

Al aceptar el dinero, perdió el respeto de la gente.

O, seninle tanışmayı umut ederek geldi.

Vino con la esperanza de verte.

Kimse içeceklerden tasarruf ederek zengin olmadı.

Nunca nadie se volvió rico ahorrando en tragos.

Hem de öğrenci çıktılarını geliştirmeye dikkat ederek

buscando tanto retorno para los inversores

Yapmak istediğimiz değişikler, sadece hayal ederek gerçekleştirilemez.

Los cambios que queremos no pueden alcanzarse soñando;

Hiçbirimiz siyahi veya Cumhuriyetçilerden nefret ederek doğmuyoruz.

que nadie sale del útero odiando a los negros ni a los republicanos.

Bu da, daha fazla kişiye hizmet ederek

permitiéndoles servir a más gente

önüne gelen her şeyi yok ederek ilerliyor

progresa destruyendo todo lo que viene delante de ti

Bana öyle hitap ederek, ne yaptığını sanıyorsun?

¿Qué piensas que estás haciendo hablándome con ese tono condescendiente?

Bütün öğleden sonrayı arkadaşlarla sohbet ederek geçirdim.

- Pasé toda la tarde hablando con unos amigos.
- Pasé toda la tarde charlando con mis amigos.
- Pasé el resto de la tarde charlando con amigos.
- Estuve toda la tarde charlando con amigos.

Tom bütün hayatını insanlara yardım ederek geçirdi.

Tom pasó toda su vida ayudando a gente.

Onun derslerini takip ederek resim yapmayı öğrendim.

He aprendido a dibujar siguiendo sus lecciones.

Tom zamanının çoğunluğunu Mary'ye yardım ederek harcar.

Tom pasa la mayoría de su tiempo ayudando a Mary.

Al-Mansurah savaşında Haçlı ordusunu yok ederek gösterdi

fue uno de los comandants que destruyeron al ejército de los cruzados en la batalla de Al-Mansurah

Diğer karıncalar bu köprünün üzerinden devam ederek tırmanıyor

otras hormigas continúan trepando por este puente

Dikkat ederek ve yüksek standartlarını karşılamayan subayları işten

Aquí estableció su reputación como un administrador excepcional

Yaz tatillerimin dörtte üçünden fazlasını seyahat ederek geçirdim.

Pasé más de tres cuartos de mis vacaciones viajando.

Tom işçileri organize ederek iyi bir iş yaptı.

Tom hizo un buen trabajo organizando a los trabajadores.

Riskle ilişkilendirilen olumsuz duyguları körelterek ve hatta yok ederek

puede, potencialmente, cambiar el cerebro ya vulnerable del adolescente

O kadar çok fazla dua ederek zamanlarını harcıyorlar ki.

y por una intervención divina en sus vidas.

Arkadan gelen karıncalar bu kimyasal izleri takip ederek ilerliyorlar

las hormigas por detrás están siguiendo estos rastros químicos

İngiliz komutan General O'Hara'nın yakalanmasına yardım ederek kendini gösterdi.

por ayudar a capturar al comandante británico, el general O'Hara.

Altıncı Kolordu'nun saldırısı Rus solunu paramparça ederek Napolyon'un en

El ataque del Sexto Cuerpo destrozó la izquierda rusa, lo que condujo a una de las victorias

Gazı olan karbondioksitin yol açtığı dünyayı öldürmekle tehdit ederek

amenazar con matar la tierra propulsada por gases que son el arma mortal para ella

O, diğerlerini ve onların örneğini takip ederek golf öğrendi.

Él aprendió a jugar al golf observando a otros y siguiendo su ejemplo.

- Gazete dağıtarak para kazandı.
- Gazete teslim ederek para kazanıyordu.

Él ganó dinero vendiendo periódicos.

E-posta mesajlarının mahrem olmadığını farz ederek hareket etmelisiniz.

Debes asumir que los e-mails no son privados.

Daha sonrasında ise rastgele hareketler ederek güneş sisteminin içerisinde ilerliyor

luego se mueve al azar y se mueve dentro del sistema solar

Bazı insanlar cumhurbaşkanının seyahat ederek çok fazla zaman harcadığını düşünüyor.

Algunos piensan que el presidente pasa demasiado tiempo viajando.

Değiştiremediğin şeyler hakkında şikâyet ederek çok fazla zaman harcamaya çalışma.

Intenta no pasar tanto tiempo quejándote de cosas que no puedes cambiar.

Tom seçimi kimin kazanacağını tahmin ederek iyi bir iş yaptı.

Tom hizo un buen trabajo pronosticando quien ganaría la elección.

, ancak farklılıklarını bir kenara koydular. Birlikte, bir ateşkes imzalandığına ikna ederek

Juntos, engañaron a un comandante austríaco para que entregara un puente vital sobre el Danubio,

Şikâyet ederek daha az üretken bir şey yaparak daha fazla zaman harcamalısın.

Deberías pasar menos tiempo quejándote y más haciendo algo productivo.

Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.

En este curso, vamos a dedicar tiempo para ayudarle a que hable más como un hablante nativo.

Baldızı Aimée Leclerc ile evlenmeye teşvik ederek Davout'u Birinci Konsolos'un geniş ailesine kattı.

la cuñada de Pauline Bonaparte, lo que llevó a Davout a la familia extendida del Primer Cónsul.

- Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- Tom cezasını gelecek ay hizmet ederek bitirecek.

Tom terminará de cumplir su sentencia el próximo mes.

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.

El 26 de septiembre es el Día Europeo del Lenguaje. El Consejo de Europa quiere agudizar la atención en el patrimonio multilingüe de Europa, promover el desarrollo del multilingüismo y alentar a los ciudadanos a aprender idiomas. Tatoeba, como un medio para el aprendizaje de fácil acceso y como una comunidad activa, promueve un método muy práctico para el estudio y la apreciación de las lenguas.