Translation of "Duvar" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Duvar" in a sentence and their spanish translations:

Duvar grafiti dolu.

El muro está repleto de graffiti.

Duvar, yazılarla kaplıdır.

El muro está lleno de grafitis.

Duvar tenisi oynarım.

Yo juego squash.

Duvar depremde dayanamadı.

La pared colapsó con el terremoto.

Duvar yeni boyanmış.

La pared está recién pintada.

Duvar kısmen sarmaşıkla kaplıdır.

Una parte de la pared está cubierta por maleza.

Bir duvar inşa ediyorum.

Estoy construyendo una pared.

Bu duvar yeşile boyanmıştır.

Ese muro está pintado de verde.

Duvar beni yağmurdan korudu.

- La pared me cubría de la lluvia.
- La pared me protegía de la lluvia.

Bu duvar çok soğuk.

- Esta pared está muy fría.
- Este muro está muy frío.
- Este muro se siente muy frío.

Duvar, iki metre kalınlığındadır.

La pared tiene dos metros de grosor.

Bütün duvar boyunca karalamalar vardı.

Había garabatos por todo el muro.

Tom bir duvar inşa ediyor.

Tom está levantando un muro.

Bu duvar oradakinden daha uzundur.

Esta pared es más alta que esa.

Eski kenti bir duvar kuşatır.

Una muralla rodeaba la vieja ciudad.

Yeni duvar takvimimi beğendin mi?

¿Qué te parece mi nuevo calendario de pared?

Oturma odasının duvar saati yanlış.

El reloj de pared de la sala de estar es inexacto.

Zaman duvar inşa etme zamanı değil,

Ahora no es el momento para erigir muros,

Evin etrafında taş bir duvar vardı.

La casa tenía un muro de piedra a su alrededor.

Neden burada bir duvar inşa ediyorsun?

¿Por qué construyen un muro aquí?

Bu duvar o duvardan daha uzundur.

Esta pared es más alta que esa.

Bu duvar bizim gözümüze sıradanmış gibi görünebilir

Si bien esta pared nos parece corriente,

Arada duvar varsa daha az bir mesafeye.

un poco menos si hay una pared de por medio.

Duvar köpekleri dışarıda tutacak kadar yüksek değildi.

El muro no era lo suficientemente alto para impedir la entrada a los perros.

Tom duvar yazısını duvara kimin yazdığını bilmiyor.

Tom no sabe quién escribió el grafiti en la pared.

Tom evinin etrafında bir duvar inşa etti.

Tom construyó un muro alrededor de su casa.

Beynimin tam ortasında örülmüş bir duvar var gibiydi.

como si hubiese un muro a mitad de mi cerebro

Bakın, önümüzde uzun otlardan oluşan bir duvar duruyor.

Miren, hay un muro... ...de juncos frente a nosotros. 

Ama bir duvar, çabucak ve kolayca inşa edilmez.

Ahora, construir una pared no es rápido y fácil.

Meksika ile Amerika arasına bir duvar öreceğini açıkladı

Anunció que construiría un muro entre México y América.

Duvar tarafından desteklenen tüm tavan onunla birlikte çöktü.

El techo entero, que estaba apoyado en el muro, se cayó con él.

Perde duvar, düzenli aralıklarla inşa edilmiş yan kuleler tarafından güçlendirilmelidir.

El muro cortina debe reforzarse con torres flanqueantes a intervalos regulares.

Kulübe etrafındaki duvar insan kemiklerinden yapılmış ve onun üstünde kafatasları vardı.

El muro alrededor de la choza estaba hecho de huesos humanos y en su parte superior había cráneos.

Bu duvar insanları dışarıda tutmak için mi içeride tutmak için mi örülmüş ?

- ¿Este muro se construyó para mantener a la gente fuera o para mantenerla dentro?
- ¿Este muro se construyó para mantener a la gente afuera o adentro?

Bir insan aya indi. Berlinde bir duvar yıkıldı. Bir dünya kendi bilimimizle ve hayal gücümüzle bağlandı.

- Un hombre pisó la luna. Una muralla cayó en Berlín. Un mundo hizo conexión gracias a nuestra propia ciencia e imaginación.
- Un hombre pisó la luna. Un muro cayó en Berlín. Un mundo fue conectado por medio de nuestra propia ciencia e imaginación.