Translation of "Brezilya" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Brezilya" in a sentence and their spanish translations:

Brezilya iklimini severim.

Me gusta el clima brasileño.

Brezilya Portekizcesini seviyorum.

Me gusta el portugués brasileño.

Brezilya geleceğin ülkesidir.

Brasil es el país del futuro.

Brezilya büyük bir ülke.

Brasil es un país gigante.

Brezilya BRIC ülkelerinden biridir.

Brasil es uno de los países del BRIC.

Brezilya bir Portekiz sömürgesiydi.

Brasil fue una colonia portuguesa.

Dünya üzerindeki Brezilya, Merkatör projeksiyonunda Brezilya ile aynı boyuta sahiptir.

Brasil en el mundo tiene la misma forma que Brasil en la proyección de Mercator.

- Brezilya, harika bir sanatçıyı kaybetti.
- Brezilya büyük bir sanatçısını kaybetti.

Brasil perdió a un gran artista.

Brezilya dünyanın beşinci büyük ülkesidir.

Brasil es el quinto país más grande del mundo.

Brezilya önemli bir siyasetçi yitirdi.

Brasil perdió a un gran político.

Brezilya 515 yıl önce keşfedildi.

Brasil fue descubierto hace 515 años atrás.

Brezilya ordusu saldırı için hazır.

El ejército brasileño se preparó para el ataque.

Brezilya edebiyatındaki en tanınmış kitaplardan biri.

Es uno de los libros más conocidos de la literatura brasilera.

Brezilya Güney Amerika'nın en büyük ülkesidir.

- Brasil es el país más grande en América del Sur.
- Brasil es el país más grande de Sudamérica.

Sirius, Brezilya bayrağındaki 27 yıldızdan biridir.

Sirius es una de las 27 estrellas de la bandera de Brasil.

Brezilya 1825 yılında Arjantin'e savaş ilan etti

Brasil le declaró la guerra a Argentina en 1825.

Brezilya, geçmişe bağlılık göstermeyen genç bir ülkedir.

Brasil es un país joven y sin compromiso con el pasado.

Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı Brezilya takımını yendi.

El equipo inglés venció al brasileño en el torneo internacional de fútbol.

Sanki maçı Brezilya değil de biz kazanmış gibiyiz.

Es como si nosotros, y no Brasil, hubiésemos ganado el partido.

1958'de, Brezilya ilk Dünya Kupası zaferini kazandı.

- En 1958, Brasil ganó su primera Copa del Mundo.
- En 1958, Brasil ganó su primera Copa Mundial.

Brezilya dünyadaki en yüksek suç oranlarından birine sahiptir.

Brasil tiene una de las tasas de criminalidad más altas del mundo.

''Brezilya'' sözcüğünde dört hece ve sekiz harf vardır.

La palabra Brasilia tiene cuatro sílabas y ocho letras.

Brezilya on tane ülke ve Atlantik Okyanusu ile çevrilidir.

Brasil está rodeado por diez países y por el océano Atlántico.

Brezilyalılar, Brezilya geleceğimiz için belirleyici olacak bir dönemden geçiyor.

Brasileños y brasileñas, el Brasil vive momentos que serán decisivos para nuestro futuro.

Brezilya devlet başkanının bir kadın olduğunu okudum. Adı ise Dilma.

He leído que el presidente de Brasil es una mujer. Se llama Dilma.

Peru brezilya ve arjantinden sonra güney amerikanin en büyük üçüncü ülkesidir.

Perú es el tercer país más grande de América del Sur después de Brasil y Argentina.

Brezilya çok zengindir; onun zenginliği çok büyüktür; kahve onun en büyük zenginliklerinden biridir.

Brasil es muy rico; su riqueza es inmensa; el café es una de sus mayores riquezas.

- Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı, Brezilya takımını yendi.
- İngiliz takımı, uluslararası futbol turnuvasında Brezilyalı takımı yendi.

El equipo inglés venció al brasileño en el torneo internacional de fútbol.