Translation of "Alanda" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Alanda" in a sentence and their spanish translations:

Birçok alanda kullanılıyor;

Se usa en una variedad de cosas

Hangi alanda uzmansın?

- ¿Cuál es tu área de especialización?
- ¿En qué campo estás especializado?

Kırsal bir alanda yaşıyorum.

Vivo en una zona rural.

Avlanmak bu alanda yasaklanmıştır.

En esta área está prohibido cazar.

O bu alanda öncüdür.

- Él es un pionero en este campo.
- Es un pionero en este campo.

Arpa, bu alanda dikilecek.

En este campo se va a plantar cebada.

Pirinç bu alanda dikilecek.

En este campo se va a plantar arroz.

Bu alanda ne ekilecek?

¿Qué se va a plantar en este campo?

Su, bu alanda azdır.

El agua escasea en esta zona.

Jeladalar açık alanda korunmasız olurlar.

Al aire libre, los gelada son vulnerables.

Emin olmadıklarından gri alanda değiller,

Son grises no porque no estén seguros,

Hidrolik alanda yaptığı notları yanlız

Estamos solos en el campo hidraulico

Şimdi o alanda ne oluyor?

¿Qué está pasando en ese sector en este momento?

Pirinç bu alanda başlıca üründür.

El arroz es el cultivo principal de esta región.

O, bu alanda bir öncüydü.

Ella fue pionera en este campo.

Bu alanda nadiren kar yağar.

Rara vez nieva por esta área.

Bu alanda sigara içmek yasaktır.

En esta zona está prohibido fumar.

Hiç kırsal alanda yaşadın mı?

¿Alguna vez has vivido en un sector rural?

O, bilimsel alanda harikalar yarattı.

Ha hecho milagros en el campo científico.

İnsanlığın yarısından fazlası bu alanda yaşıyor,

Más de la mitad de la humanidad vive en esta zona,

RH: Hayır, Disney bu alanda lider

RH: No, Disney está en ese orden,

Etrafımızdaki açık alanda çok şey var

Hay muchas cosas en el paisaje a nuestro alrededor,

Bu alanda birçok yabani hayvanlar var.

Hay muchos animales salvajes en esta área.

- Bu alanda yaşıyorum.
- Bu bölgede yaşıyorum.

Yo vivo en este sector.

Tom bazen kamusal alanda burnunu karıştırır.

Tom a veces se hurga la nariz en público.

Kamusal alanda onunla dalga geçmek iyi değil.

No está bien ridiculizarlo en público.

Ama bu kadar açık bir alanda avlanmak zor.

Pero es difícil cazar en un paisaje tan abierto.

Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.

Las personas que viven en esta área se están muriendo debido a la falta de agua.

Tom'un niçin kırsal alanda yaşamayı tercih ettiğini düşünüyorsun?

¿Por qué piensas que Tom prefiere vivir en el campo?

- Geniş bir alanda okumuşluğu vardır.
- Geniş bir yelpazede okur.

Su lectura abarca un amplio campo.

Yoksa bu parçacıkların etrafınızda kalacağı kapalı bir alanda mısınız?

O estas en un espacio cerrado donde van a quedarse?

Pek çok alanda, az yiyecek vardı ve halk açtı.

En muchas partes había poca comida y la gente estaba hambrienta.

Ben bu alanda bir ev inşa etmeyi asla düşünmezdim.

Nunca consideraría construir una casa en esta área.

Şimdi size kapalı alanda çektiğimiz başka bir örneği göstermek istiyorum.

Quiero mostrarles un ejemplo más de una escena de interior que capturamos,

Scipio açık alanda yakalanmak istemeyerek tekrardan güneye doğru hareket ediyor.

Escipión se mueve al sur de nuevo, siendo atrapado a campo abierto.

Kapalı bir alanda diğer insanlarla uzun süreli temas olmasın istemiyoruz,

Lo que queremos es que no haya un contacto prolongado entre personas en un espacio cerrado

Eliptik bisikletler, kapalı alanda egzersiz yapmak için iyi bir seçenektir.

La bicicleta elíptica es una buena alternativa para hacer ejercicio en casa.

Ama bunda sorun yoktu çünkü bu alanda onlarca yıllık deneyimim vardı -

pero estaba bien, porque yo tenía décadas de experiencia en el área.

O bana bu alanda deneyimimin olup olmadığını sordu ve ben hayır dedim.

Me preguntó si tenía experiencia en esa área, y le dije que no.

Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.

Los traductores profesionales muy a menudo se especializan solo en un ámbito, por ejemplo derecho o medicina.

Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.

Sabemos que la avioneta cayó dentro de los 130 km cuadrados de este desierto brutal llamado "Cañón del infierno".

- Esperanto, kültürel ve entelektüel alanda ufkumu genişletmeme yardımcı oldu.
- Esperanto benim entelektüel ve kültürel ufuklarımı genişletmeme yardımcı oldu.

El esperanto me ayudó a expandir mis horizontes intelectuales y culturales.