Translation of "Kitapları" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Kitapları" in a sentence and their spanish translations:

Kitapları severim.

Me encantan los libros.

- Bütün kitapları okumadım.
- Tüm kitapları okumadım.

No he leído todos los libros.

- Kitapları burada bırakıyorum.
- Kitapları buraya bırakıyorum.

Dejo los libros aquí.

Onlar dedemin kitapları.

Son los libros de mi abuelo.

Bütün kitapları okumadım.

No he leído todos los libros.

Kitapları raftan indirdi.

Él bajó libros del estante.

Tom kitapları sever.

Tom ama los libros.

Onun kitapları ilginç.

Sus libros son interesantes.

Bunlar kimin kitapları?

¿De quién son estos libros?

Onlar onların kitapları.

Esos son sus libros.

Onlar kimin kitapları?

¿De quién son esos libros?

Kitapları nerede görüyorsunuz?

- ¿Dónde ve los libros?
- ¿Dónde ven los libros?

- Kütüphanedeki bütün kitapları okudum.
- Kütüphanede bütün kitapları okudum.

Leí cada libro de la biblioteca.

Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.

Ordenamos los libros según su tamaño.

Kitapçıda ders kitapları satıyorlar.

Venden libros de texto en la librería.

Onun bol kitapları var.

Tiene muchos libros.

Kitapları geri götürdün mü?

¿Has devuelto los libros?

Lütfen kitapları sırasıyla koy.

Ordena los libros por favor.

O kitapları okumaktan hoşlanır.

- Le gusta leer libros.
- A él le gusta leer libros.

Kitapları neredeyse işe yaramaz.

Sus libros son casi inútiles.

Bu öğrencinin kitapları yeni.

Los libros de este alumno son nuevos.

Onun kitapları daha ağır.

Sus libros son más pesados.

Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.

Mañana llevaré los libros a la biblioteca.

Kitapları masanın üstüne koyma.

No pongas libros sobre la mesa.

Fransızca hangi kitapları okudun?

¿Qué libros has leído en francés?

O da kitapları seviyor.

- A ella también le gustan los libros.
- A él también le gustan los libros.

Bu kitapları kime vereceksin?

¿A quién le vas a dar estos libros?

Kitapları olduğu gibi bırak.

Deja los libros tal como están.

Tom Fransızca kitapları okumaz.

Tom no lee libros en francés.

İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.

Si no tuviera que trabajar, podría leer estos libros.

"Bunlar kimin kitapları?""Onlar Alice'inkidir."

"¿De quién son estos libros?" "Son de Alicia."

Onun kitapları oldukça iyi satıyor.

Sus libros se venden muy bien.

Bu kitapları Almanya'dan sipariş verdim.

Ordené esos libros de Alemania.

Onun her çeşit kitapları var.

Él tiene toda clase de libros.

Kütüphaneci kitapları konularına göre sınıflandırdı.

La bibliotecaria clasificó los libros por tema.

O kitapları bana verebilir misin?

¿Me podría dar ese libro?

Kitapları daha iade etmedin mi?

¿No ha devuelto usted todavía esos libros?

Bu kitapları kitaplığa geri taşı.

Devuelve estos libros al estante.

İngilizce olarak hangi kitapları okudun?

¿Qué libros has leído en inglés?

Ben tüm kitapları ortadan kaldırdım.

Me deshice de todos los libros.

Senin kullandığın aynı kitapları kullanıyor.

Él usa los mismos libros que tú.

Bu kitapları okudun mu Tom?

¿Te has leído estos libros, Tom?

O yayıncı çocuk kitapları konusunda uzman.

Esa editorial está especializada en literatura infantil.

Onun bir sürü değerli kitapları var.

Ella posee muchos libros valiosos.

O, Harry Potter'ın kitapları ile takıntılı.

Está obsesionada con los libros de Harry Potter.

Onun çok sayıda kitapları var mı?

¿Tiene él muchos libros?

Carlos zeki ve yaratıcı. Kitapları ilginçtir.

Carlos es inteligente y creativo. Sus libros son interesantes.

Tom'un bir sürü Fransızca kitapları var.

Tom tiene muchos libros de francés.

Bazı kitapları okudukça daha az anlıyorum.

Hay libros que, cuanto más los leo, menos los entiendo.

"Neden kitapları ateşe atıyorsun?" "Çünkü üşüyorum."

"¿Por qué estás tirando libros al fuego?" "Porque tengo frío."

Bana bu kitapları nereye koyacağımı söyle.

- Dime dónde pongo estos libros.
- Dígame dónde poner estos libros.

Tüm bu kitapları üç ayda okudum.

Me leí todos estos libros en tres meses.

O bazen kitapları kütüphaneye geri götürmeyi unutur.

A veces se le olvida devolver los libros de la biblioteca.

İngilizce öğretmenim bu kitapları okumamı tavsiye etti.

Mi profesor de inglés me ha aconsejado leer estos libros.

- Saatlerce kitap okudum.
- Kitapları okurken saatler harcadım.

Pasé muchas horas leyendo libros.

Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

El lunes tengo que entregar los libros en la biblioteca.

Bunlar benim kitaplarım; şunlar ise onun kitapları.

Éstos son mis libros y ésos son los suyos.

Patronum kitapları çok hızlı okuma yeteneğine sahiptir.

Mi jefe tiene la capacidad de leer libros muy rápidamente.

Küçük kız kardeşim şimdi kitapları iyi okuyabiliyor.

Mi hermana menor ya puede leer bien libros.

İngilizce öğretmenim bana bu kitapları okumamı öğütledi.

- Mi profesor de inglés me ha recomendado leer estos libros.
- Mi profesor de inglés me recomendó leer estos libros.

O ona şu kitapları okumasını tavsiye etti.

Ella le aconsejó que se leyera esos libros.

Tom bütün bu kitapları bir günde okuyamaz.

- Tom no puede leer todos estos libros en un día.
- Tom no se puede leer todos estos libros en un día.

Genç iken güzel kitapları okumak güzel bir şey.

Es bueno leer buenos libros cuando se es joven.

Onlara ihtiyacı olmasa bile kitapları ona iade edeceğim.

- Le devolveré los libros aunque no los necesite.
- Le devolveré los libros aunque él no los necesite.

Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.

Hay que leer aquellos libros que pueden entenderse fácilmente.

Bu kitaplar benim, şu kitaplar da onun kitapları.

- Estos libros son míos y esos son de él.
- Estos libros son míos y esos son suyos.

Ödünç aldığım kitapları sana geri vermek için geldim.

- Vine para devolverte los libros que tomé prestados.
- He venido para devolverte los libros que me llevé.

Bütün bu kitapları koyacak bir yer bulmam gerek.

Necesito encontrar un sitio para poner todos estos libros.

- İhtiyacım olan kitabı getirdim.
- O ihtiyacım olan kitapları getirdi.

Él ha traído los libros que yo necesitaba.

Küçük çocuklar genellikle ejderhalar ve diğer canavarlar hakkında kitapları sever.

Comúnmente a los niños pequeños le gustan los libros sobre dragones y otros monstruos.

Eğer kitapların listesi çok uzunsa lütfen bütün yabancı kitapları dışarıda bırak.

Si la lista de libros es extremadamente larga, por favor, excluye todos los libros extranjeros.

- Kitap okumayı seviyorum.
- Ben kitap okumayı severim.
- Ben kitapları okumayı severim.

- Me gusta leer libros.
- Me encanta leer libros.

Önemli olan kaç tane kitap okuduğun değil ama hangi kitapları okuduğundur.

Lo que es importante no es cuántos libros lees, sino cuáles libros lees.

- Yumi birçok kitabı vardır.
- Yumi'nin birçok kitabı var.
- Yumi'nin birçok kitapları var.

Yumi tiene muchos libros.

- Daha sonraki hayatınızda yararlı olacakları için böyle kitapları okuyun.
- Gelecek hayatında faydalı olacak kitaplar oku.

Leer estos libros puede ser útil en la vida futura.

Bu kitapları beğeneceğine söz veremem ama sanırım en azından onları bir gözden geçirmen iyi bir fikir olurdu.

- No te puedo asegurar que estos libros te vayan a gustar pero creo que es buena idea que al menos les eches un vistazo.
- No puedo asegurarte que estos libros te vayan a gustar pero creo que sería buena idea que al menos les echaras un vistazo.

Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

Cada año la organización organiza algunos encuentros de voluntarios que venden libros Frisios por las casas.