Translation of "Bıraktığı" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Bıraktığı" in a sentence and their spanish translations:

Genellikle arkasında bıraktığı koma

el coma que suele dejar atrás

Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.

Tom olvidó dónde había dejado el paraguas.

Cidden Tanrı'nın insanlara bıraktığı bir şey.

entregado literalmente de Dios al hombre.

Bu, yoksulluğun kalıcı iz bıraktığı ve

Ahora eso significa que la pobreza deja una cicatriz realmente duradera

Tom bıraktığı az miktarda yiyeceği yedi.

Tom se comió la poca comida que le quedaba.

Oğlu ile beraber daha önce yarım bıraktığı

se fue con su hijo antes

Bu arkasında bıraktığı ize ise koma diyoruz

este es el rastro dejado atrás, lo llamamos coma

Biz onun geride bıraktığı müzik için minnettarız.

Estamos agradecidos por el legado musical que él dejó.

Kapıyı açık bıraktığı için o onu azarladı.

Ella le regañó por haber dejado la puerta abierta.

Mary çocuklarını başıboş bıraktığı için John'u suçladı.

Mary culpó a Jack por dejar sus niños desatendidos.

Tom'un anahtarlarını nerede bıraktığı hakkında fikri yoktu.

Tom no tenía ni idea de dónde había dejado las llaves.

Tom Mary'nin onun için bıraktığı notu buldu.

Tom encontró el mensaje que le había dejado María.

Ve Dreyfus'un bıraktığı yerden casusluk çalışmalarını devam ettiriyor.

y ha recogido el testigo que dejó Dreyfus.

Tom, Mary'nin yemek odası masasında bıraktığı elmayı yedi.

Tom se comió la manzana que había dejado Mary sobre la mesa del comedor.

Ona geride bıraktığı şeyleri vermek için onu geri çağırdı.

Ella lo llamo para darle algo que él había olvidado.

Babamın öldüğünde bıraktığı antikalar değersiz hurdalardan başka bir şey değildi.

Las antigüedades que dejó mi padre al morir resultaron no ser más que basura inútil.