Translation of "şemsiyesini" in Spanish

- O, şemsiyesini yine kaybetmiş.
- Şemsiyesini gene yitirdi.

Él volvió a perder su paraguas.

Kız şemsiyesini açtı.

La niña abrió su paraguas.

O, şemsiyesini kaybetti.

Él ha perdido su paraguas.

Tom şemsiyesini kaybetti.

Tom perdió su paraguas.

O, şemsiyesini trende bıraktı.

Ella dejó su paraguas en el tren.

O, şemsiyesini otobüste bıraktı.

Ella dejó su paraguas en el bus.

Tom şemsiyesini yerine koydu.

Tom abrió su paraguas.

Şemsiyesini otobüste bırakmış olabilir.

Quizás ella se olvidó el paraguas en el autobús.

Yanlışlıkla onun şemsiyesini getirdim.

Yo me traje su paraguas por error.

Tom şemsiyesini geri istiyor.

Tom quiere su paraguas de vuelta.

Tom trende şemsiyesini bıraktı.

Tom se dejó el paraguas en el trén.

Yanlışlıkla Tom'un şemsiyesini aldım.

Tomé el paraguas de Tom por error.

Biri şemsiyesini salonda bıraktı.

Alguien dejó su paraguas en el salón.

Tom şemsiyesini otobüste bıraktı.

Tom se dejó el paraguas en el autobús.

- O, şemsiyesini bir silah olarak kullandı.
- Şemsiyesini silah olarak kullandı.

Él usó su paraguas como un arma.

Biri onun şemsiyesini geride bıraktı.

Alguien dejó su paraguas.

Tom şemsiyesini nereye bıraktığı unuttu.

Tom olvidó dónde había dejado el paraguas.

Dikkatsizliğinden sık sık şemsiyesini unutur.

Él a menudo olvida su paraguas por descuido.

O, her zaman şemsiyesini kaybediyor.

Él siempre está perdiendo su paraguas.

Tom neredeyse şemsiyesini restoranda unutuyordu.

Tom casi se olvidó el paraguas en el restaurante.

O, şemsiyesini trende unutmak eğilimindedir.

Él suele olvidar su paraguas en el tren.

Tom şemsiyesini yanına almayı unuttu.

A Tom se le olvidó llevarse su paraguas.

O, şemsiyesini kapattı ve koşmaya başladı.

- Ella cerró la sombrilla y echó a correr.
- Ella cerró el paraguas y echó a correr.
- Ella cerró el paraguas y se mandó a correr.

Tom'un niçin şemsiyesini arabada bırakacağını anlamıyorum.

No entiendo por qué Tom dejaría su paraguas en el auto.

Tom şemsiyesini Mary'nin arabasında bırakmış olabilir.

Puede que Tom se haya dejado el paraguas en el coche de Mary.

Tom Mary'ye şemsiyesini yanına almasını tavsiye etti.

Tom le aconsejó a María que se llevara su paraguas.

O, şemsiyesini unutmuştu bu yüzden ona benimkini ödünç verdim.

Ella había olvidado su paraguas así que le presté el mío.