Translation of "Arkadaşımın" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Arkadaşımın" in a sentence and their spanish translations:

Arkadaşımın evinde kalıyorum.

- Me voy a quedar en casa de mi amigo.
- Me voy a quedar en casa de mi amiga.

Arkadaşımın dükkanında çalışıyorum.

Trabajo en la tienda de mi amigo.

Arkadaşımın gelmesini bekliyorum.

Estoy esperando a que venga mi amigo.

Tom arkadaşımın arkadaşı.

Tom es el amigo de mi amigo.

Arkadaşımın evine gidiyorum.

Voy a casa de mi amigo.

Tom, arkadaşımın arkadaşıdır.

Tom es amigo de un amigo mío.

Arkadaşımın şemsiyesinin altına sığındım.

Me puse bajo el paraguas de mi amigo.

Alman arkadaşımın adı Hans.

El nombre de mi amigo alemán es Hans.

Bu benim arkadaşımın mektubu.

Esta es la carta de mi amigo.

Bir arkadaşımın olmasını istiyorum.

Quiero tener un amigo.

İspanyol arkadaşımın adı Enrique.

Mi amigo español se llama Enrique.

Arkadaşımın durumu çok ciddi.

El estado de mi amigo es muy grave.

Erkek arkadaşımın evinde kalıyorum.

Me estoy quedando con mi novio.

Kız arkadaşımın klitorisini bulamıyorum.

- No puedo encontrar el clítoris de mi amiga.
- No puedo encontrar el clítoris de mi novia.

Tesadüfen arkadaşımın uzakta yürüdüğünü gördüm.

De casualidad, vi a mi amigo caminando en la distancia.

Arkadaşımın büyük bir ailesi var.

Mi amigo tiene una gran familia.

Arkadaşımın yardımını istemeye karar verdim.

Decidí pedir ayuda a mi amigo.

Washington kentindeki arkadaşımın evinde kalıyorum.

Me estoy quedando en casa de mi amigo en la ciudad de Washington.

Hasta arkadaşımın sağlık durumunu sordum.

Pregunté por mi amigo enfermo.

Arkadaşımın babası ünlü bir romancı.

El amigo de mi padre es un famoso novelista.

Birkaç hafta sonra bir arkadaşımın evindeydim

Varias semanas después estuve en casa de un amigo,

Bugün en iyi arkadaşımın doğum günü.

Hoy es el cumpleaños de mi mejor amigo.

Arkadaşımın gerçekten uzun bir adı var.

Mi amigo tiene un nombre muy largo.

Erkek arkadaşımın benim e-postalarımı gözetlediğini düşünüyorum.

- Pienso que mi novio husmea en mi correo.
- Creo que mi novio me cotillea mi correo.
- Pienso que mi novio me espía mi correo.
- Intuyo que mi novio me cotillea el correo.

Arkadaşımın burada olmaması beni hayal kırıklığına uğrattı.

Me decepciona que mi amigo no esté aquí.

Arkadaşım olmak istiyorsan, öyleyse arkadaşımın arkadaşı da olursun.

Si quieres ser mi amigo, entonces sé también amigo de mi amigo.

Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim.

Me puse bajo el paraguas de mi amigo porque se puso a llover.

Arkadaşımın gelmesini çok uzun süre beklemek zorunda kaldığımda huzursuz hissediyorum.

Me siento inquieto cuando tengo que esperar demasiado tiempo para que mi amiga aparezca.

İstediğim bir kız arkadaşımın olması değil, ben sadece aşık olmak istiyorum.

Lo que quiero no es una novia, sino enamorarme.

Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.

Yo creía que mi novia era normal, ¡pero resultó ser un súcubo!

- Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
- Yanıma bir tane şemsiye aldım, ama arkadaşım şemsiye getirmemiş.

Yo tenía paraguas, pero mi amigo no.