Translation of "şeyim" in Spanish

0.020 sec.

Examples of using "şeyim" in a sentence and their spanish translations:

Hiçbir şeyim.

No soy nada.

Hiçbir şeyim yok.

No tengo nada.

Her şeyim var.

Tengo todo.

Bir şeyim var.

Tengo algo.

Hiçbir şeyim kalmadı.

Ya no me queda nada.

- Gizleyecek bir şeyim yoktu.
- Saklayacak bir şeyim yoktu.

No tenía nada que ocultar.

- Ben bir şeyim var.
- Benim her şeyim var.

Tengo de todo.

- Yapacak çok şeyim var.
- Yapacak birkaç şeyim var.

- Tengo muchas cosas que hacer.
- Hay muchas cosas que tengo que hacer.

- Henüz hiçbir şeyim yok.
- Hâlâ bir şeyim yok.

Aún no tengo nada.

Bildirecek bir şeyim yok.

No tengo nada que declarar.

Yapacak bir şeyim var.

Tengo algo que hacer.

Yapacak çok şeyim var.

- Tengo mucho que hacer.
- Tengo muchísimas cosas para hacer.

Giyecek bir şeyim yok.

No tengo nada que ponerme.

Yapacak bir şeyim yok.

No tengo nada que hacer.

O benim her şeyim.

Esto es todo lo que tengo.

Fırında bir şeyim var.

Tengo algo en el horno.

Söyleyecek çok şeyim var.

- Tengo muchas cosas que decir.
- Tengo mucho que decir.

Verecek bir şeyim yok.

No tengo nada para dar.

Planlanmış bir şeyim vardı.

Yo había planeado algo.

Saklayacak bir şeyim yok.

No tengo nada que ocultar.

Söyleyecek hiçbir şeyim yok.

No tengo nada que decir.

Yapacak birkaç şeyim var.

Tengo un poco de cosas que hacer.

Yiyecek hiçbir şeyim yok.

No tengo nada que comer.

Her şeyim denetim altında.

Lo tengo todo bajo control.

Yazacak bir şeyim yok.

- No tengo nada para escribir.
- No tengo nada con qué escribir.

Söyleyecek bir şeyim var.

Tengo algo que decir.

Yazacak bir şeyim yoktu.

No tenía nada con lo que escribir.

Yapacak çok şeyim yok.

No tengo mucho que hacer.

Kaybedecek bir şeyim yok.

No tengo nada que perder.

Henüz hiçbir şeyim yok.

Aún no tengo nada.

- Sanırım kaybedecek bir şeyim yok.
- Kaybedecek bir şeyim olmadığını düşünüyorum.

Supongo que no tengo nada que perder.

Tümüyle, söyleyecek hiçbir şeyim yok.

No tengo absolutamente nada para contarles.

Bocalıyorum,panikliyorum. Hiçbir şeyim yok.

No sé qué hacer, entro en pánico. No tengo nada.

Söyleyecek daha fazla şeyim yok.

No tengo nada más que decir.

Sana verecek bir şeyim yok.

No tengo nada que darte.

Onunla ortak hiçbir şeyim yok.

No tengo nada en común con ella.

Bugün yapacak çok şeyim var.

Hoy tengo muchas cosas que hacer.

Artık kaybedecek bir şeyim yok.

Ya no tengo nada que perder.

Keşke bağışlayacak bir şeyim olsa.

Desearía tener algo con que aportar.

Sana söyleyecek bir şeyim yok.

No tengo nada que decirte.

Sana gösterecek bir şeyim var.

Tengo algo que enseñarte.

Daha öğrenecek çok şeyim var.

Aún tengo mucho que aprender.

Tom için bir şeyim var.

Tengo algo para Tom.

Tom'a söyleyecek bir şeyim yok.

No tengo nada que decirle a Tom.

Sana verecek bir şeyim var.

Yo tengo algo que darte.

Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.

No tengo nada que decirle.

Söyleyecek başka bir şeyim yok.

No tengo nada más que decir.

Şikâyet edecek bir şeyim yok.

No tengo nada de qué quejarme.

Yaşamak için bir şeyim yok.

No tengo nada por lo que vivir.

Özellikle söyleyecek bir şeyim yoktu.

No tenía nada en particular que decir.

Benim buzdolabımda hiçbir şeyim yok.

- No tengo nada en la nevera.
- No tengo nada en el refrigerador.
- No tengo nada en la heladera.

Yapmam gereken birkaç şeyim var.

Tengo que hacer unas cuantas cosas.

Söyleyecek özel bir şeyim yok.

No tengo nada en particular que decir.

Bugün yapacak hiçbir şeyim yok.

No tengo nada que hacer hoy.

Hâlâ öğrenecek çok şeyim var.

Todavía tengo mucho que aprender.

Hakkında gururlanacağım hiçbir şeyim yok.

No tengo de qué jactarme.

Senin için bir şeyim var.

Tengo algo para vos.

Onlarla ortak bir şeyim yoktu.

Yo no tenía nada en común con ellos.

Benim söyleyecek hiçbir şeyim yok.

No tengo nada que decir.

Ekleyecek başka hiçbir şeyim yok.

- No tengo nada más que agregar.
- No tengo nada más que añadir.

Onlara söyleyecek bir şeyim yoktu.

No tuve nada que decirles.

Bugün yapacak bir şeyim yok.

No tengo nada que hacer hoy.

Öğrenecek çok fazla şeyim var.

Tengo mucho que aprender.

Sana söyleyecek çok şeyim var.

Tengo muchas cosas que decirte.

Sen olmadan ben hiçbir şeyim.

Sin ti no soy nada.

Kilerde yiyecek çok şeyim var.

Tengo muchas cosas para comer en la despensa.

Neredeyse yapacak hiçbir şeyim yok.

No tengo casi nada que hacer.

Bana gelince, söyleyecek hiçbir şeyim yok.

En cuanto a mí, no tengo nada que decir.

Ona söylemek istediğim bir şeyim var.

Hay algo que quiero decirle.

Senin için küçük bir şeyim var.

- Tengo una cosita para ti.
- Tengo una cosita para ustedes.

Onun aleyhinde söyleyecek bir şeyim yok.

No tengo nada que decir en contra.

Sana göstermek istediğim bir şeyim var.

Tengo algo que quiero mostrarte.

Açıklığa kavuşturmak istediğim birkaç şeyim var.

Tengo algunas cosas que quiero aclarar.

İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.

Tengo tantas cosas que no necesito.

Nihayet ihtiyaç duyduğum her şeyim var.

Finalmente tengo todo lo que necesito.

Dün gece içecek çok şeyim vardı.

Anoche bebí demasiado.