Translation of "Yapacak" in Spanish

0.013 sec.

Examples of using "Yapacak" in a sentence and their spanish translations:

- Kim onu yapacak?
- Bunu kim yapacak?

¿Quién lo hará?

- Yapacak ödevlerim var.
- Yapacak ev ödevim var.

Tengo tarea que hacer.

''Erkek çocuktur yapacak.''

“Los chicos son así”,

Kim sözcülük yapacak?

¿Quién será el vocero?

Onlar ne yapacak?

¿Qué harán?

Yapacak işlerim var.

Tengo recados que hacer.

Yapacak işimiz var.

Tenemos un trabajo que hacer.

Onu kim yapacak?

¿Quién lo hará?

Yapacak şeylerim vardı.

Tenía cosas que hacer.

Bu, güzel yapacak.

Así está perfecto.

Onu yapacak mısın?

¿Vas a hacer eso?

- Yapacak çok şeyim var.
- Yapacak birkaç şeyim var.

- Tengo muchas cosas que hacer.
- Hay muchas cosas que tengo que hacer.

- Yapacak epey işim var.
- Yapacak pek çok işim var.
- Yapacak bir hayli işim var.

Tengo un montón de trabajo por hacer.

- Yapacak çok şey var!
- Yapacak çok fazla şeyler var!

¡Hay demasiadas cosas que hacer!

Biri şu işi yapacak.

Alguien hará ese trabajo.

Hâlâ yapacak şeylerim var.

- Aún tengo por hacer.
- Todavía tengo cosas que hacer.

Yemek yapacak vaktim yok.

No tengo tiempo para cocinar.

Yapacak bir şeyim var.

Tengo algo que hacer.

Yapacak çok şeyim var.

- Tengo mucho que hacer.
- Tengo muchísimas cosas para hacer.

Yapacak çok şeyimiz var.

Tenemos mucho que hacer.

Yapacak bir şey yok.

No tiene nada de ciencia.

Yapacak önemli işimiz var.

Tenemos importante trabajo que hacer.

Yapacak bir şeyim yok.

No tengo nada que hacer.

Onu yapacak halim yok.

No me siento capaz de hacerlo.

Yapacak çok işimiz var.

- Tenemos mucho que hacer.
- Tenemos un montón de trabajo por hacer.

Yapacak bir şey kalmadı.

No queda nada por hacer.

Yapacak bir işimiz var.

Tenemos un trabajo que hacer.

Onlar Tom'a ne yapacak?

¿Qué le van a hacer a Tom?

Başka yapacak işim yok.

No tengo otra cosa que hacer.

Kasiyer size indirim yapacak.

La cajera le hará el descuento.

Yapacak çok şey var!

¡Hay demasiadas cosas que hacer!

Yapacak bazı şeylerim vardı.

Tenía algunas cosas que hacer.

Hâlâ yapacak işim var.

Aún tengo trabajo que hacer.

Yarın yapacak işlerim var.

Mañana tengo cosas que hacer.

Şimdi yapacak işim var.

Tengo trabajo que hacer ahora.

Yapacak çok iş var.

Hay mucho trabajo que hacer.

Bir şey yapacak mısın?

¿Vas a hacer algo?

Tom onu nasıl yapacak?

¿Cómo lo va a hacer Tom?

Yapacak çok işim var.

Tengo demasiadas cosas que hacer.

Yapacak bir projem var.

Tengo un proyecto que hacer.

Yapacak çok işi vardı.

Él tenía mucho trabajo que hacer.

Tom sonra ne yapacak?

¿Qué es lo que hará Tom en ese momento?

O biraz kahve yapacak.

- Ella va a hacer un poco de café.
- Va a hacer un poco de café.

Yapacak birkaç şeyim var.

Tengo un poco de cosas que hacer.

Yapacak başka şeylerimiz var.

Tenemos otras cosas que hacer.

Yapacak bir şeyimiz yok.

No tenemos nada que hacer.

Yapacak işin yok mu?

¿No tienes trabajo que hacer?

Yapacak çok işim vardı.

Yo tenía las manos ocupadas.

Yapacak çok iş vardı.

Había mucho trabajo por hacer.

Şaka yapacak durumda değilim.

Hoy no ando de humor para bromas.

Onu tekrar yapacak mısın?

¿Lo vas a hacer de nuevo?

Yapacak çok şeyim yok.

No tengo mucho que hacer.

Yapacak az şey var.

Tengo poco que hacer.

- Bugün yapacak çok işim var.
- Bugün yapacak çok şeyim var.

Hoy tengo muchas cosas que hacer.

O ince tersine dönüşü yapacak.

supondrá un leve cambio.

Zoom un reklamını yapacak değilim

No anunciaré Zoom

Ev ödevimi yapacak zamanım yok.

No tengo tiempo para hacer mis deberes.

Şimdi yapacak çok şeylerim var.

Ahora tengo muchas cosas que hacer.

Yapacak çok ev ödevim var.

Tengo un montón de tarea por hacer.

Tom yarın erken kahvaltı yapacak.

Mañana, Tom desayunará temprano.

Bugün yapacak çok işim var.

- Yo hoy tengo muchas cosas que hacer.
- Hoy tengo mucho que hacer.
- Hoy tengo muchas cosas que hacer.
- Yo tengo mucho que hacer hoy.
- Tengo mucho que hacer hoy.

Onun yapacak çok işi var.

Ella tiene mucho trabajo que hacer.

O, işi yapacak yeteneğe sahiptir.

Él tiene la capacidad para hacer el trabajo.

Onun yapacak çok şeyi var.

Él tiene mucho que hacer.

Başkan yarın bir açıklama yapacak.

El presidente hará una declaración mañana.

Korkarım ki bir hata yapacak.

Tengo miedo de que cometa un error.

Jane yarın sabah ne yapacak?

- ¿Qué va a hacer Jane mañana en la mañana?
- ¿Qué va a hacer Jane mañana por la mañana?

Tom'un yapacak biraz açıklaması var.

Tom tiene cosas que explicar.

Tom'un yapacak biraz alışverişi var.

Tom tiene que hacer algunas compras.

Bugün yapacak çok şeyim var.

Hoy tengo muchas cosas que hacer.

Hâlâ yapacak çok iş var.

Todavía queda mucho por hacer.

Yarın yapacak çok işim var.

- Tengo mucho trabajo que hacer mañana.
- Mañana tengo mucho trabajo.

Bugün yapacak bir şey yok.

No hay nada que hacer hoy.

Şu anda yapacak işim yok.

No tengo nada que hacer por el momento.

Hâlâ yapacak çok şey var.

Todavía hay mucho por hacer.

Yapacak daha iyi şeylerim var.

Tengo mejores cosas que hacer.

Yapacak bir sürü işim var.

- Tengo una bocha de cosas por hacer.
- Tengo muchas cosas por hacer.

Yapacak çok az şey var.

Hay muy pocas cosas que hacer.

Tom'un yapacak çok işi var.

Tom tiene mucho que hacer.

Onlar bunu bizim için yapacak.

Lo van a hacer por nosotros.

Yapacak büyük bir duyurum var.

Tengo un gran anuncio que darles.