Translation of "önündeki" in Spanish

0.038 sec.

Examples of using "önündeki" in a sentence and their spanish translations:

Sınıfın önündeki duraktaydı.

Ella estaba parada en el frente de la clase.

İstasyonun önündeki kafeteryaya girdik.

Entramos en una cafetería en frente de la estación.

Bankanın önündeki otopark tamamen dolu.

El estacionamiento en frente al banco estaba completamente lleno.

Evinizin önündeki sokakta park ettim.

Aparqué en la calle en frente de tu casa.

Madeni paranın önündeki sözleri anlamıyorum.

No entiendo las palabras que hay en la cara de la moneda.

Saygı, önündeki kişinin gözünün içine bakmaktır,

Mirar a la persona frente a ti a los ojos

Güneş eski yelkenlinin önündeki suda parlıyordu.

El sol relucía en el agua delante del viejo velero.

Bu kitabı istasyonun önündeki kitapçıdan aldım.

Compré este libro en la librería frente a la estación.

Önündeki kadın da "Nasıl istersiniz?" diye sordu.

La que atiende le pregunta: "¿Cómo lo quiere?"

Tom Mary'yi bazen evinin önündeki caddede görür.

Tom a veces ve a Mary en la calle al frente de su casa.

Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

Tom se estacionó en uno de los lugares vacíos en frente de la biblioteca.

Bir şekilde önündeki şeyin tehlikeli olmadığını fark ediyor,

De alguna manera, se dio cuenta de que no era peligroso,

İklim bozukluğu ile baş etmenin önündeki en büyük engel

Ya ven, el mayor obstáculo para encarar los problemas del clima

Kütüphanenin önündeki ağaçların altında öğle yemeklerini yiyen bazı adamlar vardı.

Había algunos hombres almorzando bajo los árboles frente a la biblioteca.

Tom okulun önündeki büyük meşe ağacına adının baş harflerini kazıdı.

Tom talló sus iniciales en un gran roble frente al colegio.