Translation of "Parlıyordu" in French

0.008 sec.

Examples of using "Parlıyordu" in a sentence and their french translations:

Çatı güneşte parlıyordu.

Le toit brille sous le soleil.

Yıldızlar gökyüzünde parlıyordu.

Des étoiles scintillaient dans le ciel.

Sevinçten yüzü parlıyordu.

Son visage rayonna de joie.

Yüzü sağlıktan parlıyordu.

Son visage rayonnait de santé.

Yüzü sevinçten parlıyordu.

Son visage rayonnait de bonheur.

Mutluluktan yüzü parlıyordu.

Son visage était illuminé de bonheur.

Gözleri sevinçle parlıyordu.

Ses yeux brillaient de mille feux.

Araba mumluydu ve parlıyordu.

La voiture est cirée et toute brillante.

Güneş ışıl ışıl parlıyordu.

Le soleil brillait fort.

Mary'nin gözleri heyecanla parlıyordu.

Les yeux de Mary brillaient d'excitation.

Gökyüzünde çok sayıda yıldız parlıyordu.

D'innombrables étoiles scintillaient dans le ciel.

Güneş tüm muhteşem güzelliğiyle parlıyordu.

Le soleil rayonnait de toute sa splendeur.

Karanlıkta bir kırmızı ışık parlıyordu.

Une lumière rouge luisait dans l'obscurité.

Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.

Le soleil brillait, pourtant il faisait froid.

Kısa bir sağanaktan sonra su damlaları ağaç yapraklarında parlıyordu

Des gouttes d'eau brillaient sur les feuilles des arbres après la brève averse.

Uyandığımda yağmur yağıyordu ama öğleden sonra gökyüzü açılmıştı ve güneş parlıyordu.

Il pleuvait lorsque je me levai, mais à l'après-midi, le ciel s'était éclairci et le soleil brillait.