Translation of "çevirmek" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "çevirmek" in a sentence and their spanish translations:

Çevirmek ihanet etmektir.

Traductor, traidor.

Ve anahtarı çevirmek üzereyim.

y estoy a punto de accionar el interruptor.

Charlotte'ın cümlelerini çevirmek istiyorum.

Me gusta traducir las oraciones de Charlotte.

Mary'nin cümlelerini çevirmek kolaydır.

Las frases de Mary son fáciles de traducir.

Bu cümleyi çevirmek istemiyorum.

No quiero traducir esta frase.

O cümleyi çevirmek istemiyorum.

No quiero traducir esta frase.

Bu makaleyi kim çevirmek ister?

¿Quién quiere traducir este artículo?

Canım bu cümleyi çevirmek istemiyor.

No tengo ganas de traducir esta frase.

O kelimeyi çevirmek çok zor.

Esa palabra es muy difícil de traducir.

Çevirmek, ters çevirmekden daha kolaydır.

La traducción directa es más fácil que la inversa.

Bu kelimeyi çevirmek çok zor.

Es muy difícil traducir esta palabra.

- Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- Bir şiiri diğer bir dile çevirmek zordur.
- Şiirleri başka bir dile çevirmek zordur.

Es difícil traducir un poema a otro idioma.

Bu kitabı çevirmek ne kadar sürdü?

- ¿Cuánto tiempo nos tomó traducir este libro?
- ¿Cuánto nos tomará traducir ese libro?

Bu çevirmek için zor bir kelime.

Es una palabra difícil de traducir.

Çekçe bir metni çevirmek çok zordur.

Traducir un texto checo es muy difícil.

O metni çevirmek çok kolay olacak.

Traducir ese texto será muy sencillo.

Bu cümleyi çevirmek için kimseye izin verilmedi.

No se permite que nadie traduzca esta frase.

Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.

Es difícil traducir un poema a otro idioma.

Bir fıkrayı başka bir dile çevirmek zordur.

- Es duro traducir una broma a otro idioma.
- Es difícil traducir una broma a otro idioma.

Bir sözlük olmadan bu cümleyi çevirmek imkansız.

Es imposible traducir esta frase sin acudir a un diccionario.

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.

Traducir oraciones en Tatoeba es más divertido que hacer la tarea.

Yabancı bir dilde yazılmış bir şiiri çevirmek zordur.

Es difícil traducir un poema escrito en un idioma extranjero.

- Birkaç sayfa İngilizce çevirmek iki saatten fazla zamanımı aldı.
- Birkaç sayfa ingilizceyi çevirmek iki saatten daha fazla zamanımı aldı.

- Me tomó más de dos horas traducir unas pocas páginas en inglés.
- Tardé más de 2 horas en traducir unas páginas en inglés.

Bu kitabı çevirmek için ne kadar zamana ihtiyacın vardı?

¿Cuánto tiempo te llevó traducir ese libro?

O raporu Fransızcaya çevirmek üç saatten daha fazla zamanımı aldı.

- La traducción de ese informe al francés llevó más de tres horas.
- Tardé más de tres horas en traducir ese informe al francés.

"Tatlım, yatağa gel." "Hayır, henüz değil. Hala Tatoeba'daki bazı cümleleri çevirmek zorundayım."

"Querido, ven a la cama." "No, todavía no. Aún debo traducir algunas frases en Tatoeba."

Disiplinli ve iyi organize olmuş durumdalar, yavaşça savaşın çizgisini kaba kuvvetle çevirmek üzereler.

Disciplinados y organizados, ellos lentamente logran cambiar el rumbo por mera fuerza bruta.

Robert o kadar meşguldu ki golf oynamak için bir daveti geri çevirmek zorunda kaldı.

Robert estaba tan ocupado que tuvo que rechazar una invitación para jugar al golf.