Translation of "Birbirine" in Russian

0.008 sec.

Examples of using "Birbirine" in a sentence and their russian translations:

birbirine bağlayacak olursanız,

в рисунке малого масштаба,

birbirine doğru yaklaştıralım

давайте приблизимся друг к другу

Onlar birbirine aşık.

Они влюблены друг в друга.

Onlar birbirine takıldı.

- Они дразнили друг друга.
- Они дразнились.

İpler birbirine dolandı.

Нитки запутались.

Dişlerim soğuktan birbirine vurdu.

У меня зубы стучали от холода.

Bunların hepsi birbirine benziyor.

- Они все одинаковы.
- Они все одинаковые.

İki olay birbirine bağlı.

Два происшествия связаны друг с другом.

İki leydi birbirine gülümsedi.

Две леди улыбались друг другу.

Üç genç birbirine baktı.

Три мальчика посмотрели друг на друга.

Dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.

Она крепко сжала губы.

Tüm paraboller birbirine benzer.

Все параболы подобны.

Bu borular birbirine vidalanır.

Эти трубы свинчиваются вместе.

İki kabloyu birbirine bağla.

- Соедините вместе два кабеля.
- Соедините два кабеля вместе.

Herkes birbirine yardım etmeli.

Все должны помогать друг другу.

Kitabın iki sayfası birbirine yapışmış.

Две страницы из книги склеились.

İki cadde birbirine paralel çalışır.

Две улицы идут параллельно друг другу.

Tereyağı ve şekeri birbirine karıştırdı.

Она смешала сливочное масло и сахар.

Krasnodar ve Krasnoyarsk'ı birbirine karıştırıyorum.

Я путаю Красноярск и Краснодар друг с другом.

Tom iki boruyu birbirine kaynattı.

Том сварил две трубы.

Tom ve Mary birbirine kızgındılar.

Том и Мэри злились друг на друга.

Tom ve Mary birbirine bağlıdır.

Том и Мэри зависели друг от друга.

Onların hikayeleri sıkıca birbirine geçer.

Их истории тесно переплетены.

Onların sesleri telefonda birbirine benziyor.

У них голоса по телефону похожи.

Bu iki parça birbirine uyuyor.

Те два кусочка подходят друг к другу.

Bu iki parça birbirine uymuyor.

Эти два кусочка не подходят друг к другу.

Bu iki grubu zekice birbirine bağlamak.

поможет установить эффективную связь между этими двумя группами.

İki erkek kardeş birbirine çok benzer.

Два брата очень похожи.

Tom ve Mary pencereden birbirine baktı.

Том и Мэри смотрели друг на друга через окно.

Tom ve Mary'nin birbirine ihtiyacı var.

- Том и Мэри нужны друг другу.
- Том и Мэри нуждаются друг в друге.

Tom ve Mary birbirine kafa salladı.

Том и Мэри кивнули друг другу.

Kaliforniya ve Nevada birbirine sınır komşusudur.

Калифорния и Невада граничат друг с другом.

Şu ikisi tam olarak birbirine benziyor.

- Те два абсолютно одинаковые.
- Те две абсолютно одинаковые.

Onlar ortak çıkarları tarafından birbirine bağlıdır.

- Их связывают общие интересы.
- Они связаны между собой общими интересами.

Bu semboller, benzer düşünen insanları birbirine bağladı

Эти символы связывали единомышленников,

Bilim ve sanat burada birbirine dokunuyor biraz

Наука и искусство касаются друг друга здесь

İki ahtapotun birbirine yakın durması çok nadirdir.

Крайне редко можно наблюдать двух осьминогов рядом друг с другом.

Tom ve Mary birbirine çok yakın duruyordu.

Том и Мэри стояли очень близко друг к другу.

Ken ve erkek kardeşi birbirine çok benzer.

Кэн и его брат очень похожи.

Süveyş Kanalı, Akdeniz ve Kızıldeniz'i birbirine bağlar.

Суэцкий канал соединяет Средиземное и Красное моря.

Aslında yaptığım tek şey bu dalları birbirine sarmak.

Я переплетаю все эти ветви.

Paul'ün üç oğlu var. Onlar birbirine çok benziyor.

У Павла три сына. Они очень похожи.

Tom ve Mary bir an için birbirine baktı.

Том и Мэри посмотрели на мгновение друг на друга.

Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

Татоэба действительно многоязычна. Все языки связаны друг с другом.

Tom bulmaca parçalarını birbirine geçirmek için zorlamaya çalıştı.

Том попытался силой приткнуть одну паззлинку к другой.

- Köprü iki şehri birleştiriyor.
- Köprü iki şehri birbirine bağlıyor.

- Мост соединяет друг с другом два города.
- Мост соединяет между собой два города.

Biz de küçük, birbirine bağımlı küresel bir köy haline geliyoruz.

Мир становится тесной взаимозависимой глобальной деревней.

Yalnızlık ile izole edilmeyi birbirine karıştırmamak gerek. Bunlar iki farklı şey.

Не стоит путать одиночество с уединением. Это две разные вещи.

Tüm mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aile kendi yolunda mutsuzdur.

Все счастливые семьи похожи друг на друга, каждая несчастливая семья несчастлива по-своему.

- İki kar tanesi tam olarak benzer değildir.
- Hiçbir kar tanesi birbirine benzemez.

Нет двух одинаковых снежинок.

Fakat burada, uzak akrabalarla birbirine tamamen yabancı olanlar yıldızların altında su içip yıkanıyor.

Но здесь, под звездами утоляют жажду и купаются и дальние родственники, и незнакомцы.

Bütün mutlu aileler birbirine benzer, mutsuz olan her aile mutsuzluğunu kendine göre yaşar.

Все счастливые семьи похожи друг на друга, каждая несчастливая семья несчастлива по-своему.

- Genel yaklaşımı anladım, ancak, korkarım ki detayları birbirine karıştırıyorum.
- Genel olarak mevzuyu kaptım, ancak korkarım ki detaylarda boğuluyorum.

Я понимаю общий подход, но, боюсь, путаюсь в деталях.