Translation of "Gülümsedi" in French

0.038 sec.

Examples of using "Gülümsedi" in a sentence and their french translations:

Profesör gülümsedi.

Le professeur sourit.

Mike gülümsedi.

- Mike sourit.
- Mike a souri.

Bana gülümsedi.

Elle m'a souri.

O gülümsedi.

Elle a souri.

Tom gülümsedi.

- Tom a souri.
- Tom sourit.

Herkes gülümsedi.

- Tout le monde a souri.
- Tout le monde sourit.

Onlar gülümsedi.

- Ils ont souri.
- Elles ont souri.

İkizler gülümsedi.

- Les jumeaux sourirent.
- Les jumeaux ont souri.

Sita gülümsedi.

- Sita sourit.
- Sita souriait.

Sadece gülümsedi.

Elle a juste souri.

Alice gülümsedi.

Alice sourit.

Bebek bana gülümsedi.

- Le bébé m'a souri.
- Le bébé me sourit.

Ona söyleyip gülümsedi.

Il le lui dit et elle sourit.

Diğer çocuklar gülümsedi.

Les autres garçons sourirent.

O ona gülümsedi.

Elle lui sourit.

Kader bana gülümsedi.

Le destin m'a souri.

Tom gönülsüzce gülümsedi.

Tom sourit sans enthousiasme.

Tom beceriksizce gülümsedi.

- Tom sourit maladroitement.
- Tom souriait maladroitement.

Tom kibarca gülümsedi.

Tom sourit poliment.

Kızlardan bazıları gülümsedi.

- Certaines des filles rirent.
- Certaines des filles ont ri.

O, bebeğine gülümsedi.

Elle sourit à son bébé.

Tom zorla gülümsedi.

Tom eut un sourire forcé.

Üç kadın gülümsedi.

Les trois femmes sourirent.

Sadece Tom gülümsedi.

Seul Tom a souri.

Tom neredeyse gülümsedi.

Tom a presque souri.

Tom sonunda gülümsedi.

Tom sourit finalement.

İki kişi gülümsedi.

- Ils ont tous les deux souri.
- Elles ont toutes les deux souri.

Onlar ona gülümsedi.

- Ils lui sourirent.
- Elles lui sourirent.

Onlar birbirlerine gülümsedi.

- Ils se sourirent l'un à l'autre.
- Ils se sourirent.

Pierre sessizce gülümsedi.

Pierre souriait en silence.

- Tom dışında herkes gülümsedi.
- Tom hariç herkes gülümsedi.

- Tout le monde sourit sauf Tom.
- Tout le monde a souri sauf Tom.

Nancy mutlu şekilde gülümsedi.

Nancy souriait gaiement.

İki leydi birbirine gülümsedi.

- Les deux dames se sourirent.
- Les deux femmes se sourirent.

Dün, o bana gülümsedi.

Hier elle m'a souri.

Şans sonra bize gülümsedi.

La chance nous a souri alors.

O, mutlu şekilde gülümsedi.

Elle sourit avec bonheur.

Küçük kız bana gülümsedi.

La fillette m'a souri.

O, gülümsedi ve ayrıldı.

- Il sourit et partit.
- Il a souri et est parti.

Tom az önce gülümsedi.

Tom venait de rire.

Ama çiftçi ona gülümsedi.

Mais le fermier lui sourit.

O, huzursuzca ona gülümsedi.

- Elle lui sourit avec gêne.
- Elle lui a souri avec gêne.

Onların ikisi de gülümsedi.

Ils ont tous les deux souri.

Yaşlı bayan kız torununa gülümsedi.

La vieille dame sourit à sa petite-fille.

Bana gülümsedi ve trene bindi.

Il me sourit et monta dans le train.

Bize gülümsedi ve trene bindi.

Il nous sourit et monta dans le train.

İki kızdan biri Tom'a gülümsedi.

- L'une des deux fillettes sourit à Tom.
- L'une des deux filles fit un sourire à Tom.

O bana baktı ve gülümsedi.

Elle m'a regardé et a souri.

Güneş her sabah pencereden gülümsedi.

Chaque matin, le soleil souriait à travers la fenêtre.

Uzun adam Tom'a baktı ve gülümsedi.

Le grand homme regarda Tom et sourit.

O, gülümsedi ve hoşça kal dedi.

Il sourit et dit au-revoir.

Gülümsedi ve küçük hediyemi kabul etti.

Elle sourit et accepta mon petit cadeau.

O, arkadaş canlısı kahverengi gözlerle bana gülümsedi.

Elle m'a souri avec ses jolis yeux marron.

O, ne demek istediğimi anladı ve gülümsedi.

Il a compris ce qu'il voulait dire et a souri.

Ben ona gülümsedim ve o geri gülümsedi.

- Je lui souris et elle me retourna mon sourire.
- Je lui ai souri et elle m'a retourné mon sourire.

O bana gülümsedi, sonra ben de ona gülümsedim.

Il m'a souri, puis je lui ai souri.

Kız durdu ve gülümsedi; genç adam durdu ve içini çekti.

La jeune fille se tut et sourit ; le jeune homme se tut et soupira.

Tom Mary'nin fıkralarından birkaçına gülümsedi ama onlardan bazılarının çok komik olmadığını düşündü.

Tom a ri à certaines blagues de Mary, mais il pensait que certaines d'entre elles n'étaient pas très drôles.