Translation of "Yapmasına" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Yapmasına" in a sentence and their portuguese translations:

Bunu yapmasına izin verirdim.

Eu o teria deixado fazer isso.

Haçlı ordularının yapmasına maruz kaldılar

eles foram expostos aos exércitos cruzados fazendo

Tom'un onu yapmasına izin verelim.

Vamos deixar Tom fazer isso.

Tom'un onu yapmasına izin vermeyeceğim.

Eu não vou deixar Tom fazer isso.

Bunu Tom'un yapmasına izin vermiyorum.

Não vou deixar o Tom fazer isso.

Sevdiği gibi yapmasına izin vereceğim.

Eu vou deixá-la fazer da maneira que gosta.

Tom'un bunu yapmasına gerek yok.

Tom não precisa fazer isto.

Tom'un onu yapmasına gerek yok.

Tom não precisa fazer isso.

Tom'un onu yapmasına izin verme.

- Não deixe Tom fazer isso.
- Não deixe o Tom fazer isso.

Tom'un onu yapmasına yardım etmeyeceğim.

Eu não vou ajudar Tom a fazer isso.

Tom'un bunu yapmasına izin vermeyeceğim.

Não permitirei que o Tom faça isso.

Kimsenin bunu yapmasına izin vermedim.

Não deixei ninguém fazer isso.

Tom'un bunu yapmasına gerek kalmayacak.

O Tom não vai precisar disso.

Onu kendi başına yapmasına izin verme.

Não deixe que ele o faça por si mesmo.

Tom'un bunu tekrar yapmasına izin vermeyin.

Não deixe o Tom fazer aquilo de novo.

Tom'un onu yapmasına asla izin verilmemeliydi.

Nunca se deveria ter permitido que Tom fizesse isso.

Tom'un onu hemen yapmasına gerek yok.

- Tom não precisa fazer isso agora.
- Tom não precisa fazer isso imediatamente.

Siz arkadaşların bunu yapmasına izin vereceğim.

- Vou deixar vocês fazer isso.
- Vou deixar que vocês façam isso.

Neden Tom'un onu yapmasına izin vermiyorsun?

Por que você não deixa o Tom fazer isso?

Tom'un artık onu yapmasına izin vermeyeceğim.

Não permitirei que Tom faça mais isso.

Tom'un onu yapmasına yardım etmeye çalıştım.

Eu tentei ajudar o Tom a fazer isso.

Neden Tom'un onu yapmasına izin vermedin?

Por que não deixou Tom fazer isso?

Tom'un bunu hemen yapmasına gerek yoktu.

Tom não precisava fazer isso imediatamente.

Tom onu yapmasına yardım etmenizi istiyor.

O Tom quer que você o ajude a fazer isso.

Belki Tom'un bunu yapmasına yardım edebilirim.

Talvez eu possa ajudar o Tom a fazer isso.

Tom'a bunu yapmasına gerek olmadığı söylenmedi.

Não falaram para o Tom de que ele não precisa fazer isso.

Tom'un bunu yapmasına yardım etmek istiyoruz.

- Nós queremos ajudar o Tom a fazer aquilo.
- Queremos ajudar o Tom a fazer aquilo.

Tom'un bunu bugün yapmasına izin veremem.

- Eu não posso permitir que o Tom faça isso hoje.
- Não posso permitir que o Tom faça isso hoje.

Tom'un yaptığı şeyi yapmasına devam etmesini istiyorum.

Quero que Tom continue fazendo exatamente o que está fazendo.

Tom'un yapmak istediğini yapmasına izin vermeni öneririm.

Eu sugiro que você deixe Tom fazer o que ele quiser.

Tom'un onu yapmasına yardım etmem gerekiyor mu?

Devo ajudar o Tom a fazer isso?

Tom'a kesinlikle onun yaptığını yapmasına izin vermedim.

- Tom, com toda a certeza, não tinha a minha permissão para fazer o que fez.
- Tom, com toda a certeza, não tinha a minha permissão para fazer o que ele fez.

Tom, Mary'nin onu yapmasına asla izin vermez.

O Tom nunca permitiria que a Mary fizesse isso.

Sık sık Tom'un bunu yapmasına yardım ederim.

- Eu frequentemente ajudo o Tom a fazer isso.
- Frequentemente ajudo o Tom a fazer isso.

Tom Mary'nin bunu yapmasına izin verilmediğini söylüyor.

O Tom diz que a Mary não pode fazer isso.

Tom Mary'nin onu yapmasına gerek olmadığını söyledi.

Tom disse que a Mary não precisava fazer isso.

Benden başka hiç kimsenin onu yapmasına izin verilmez!

Ninguém além de mim tem permissão de fazer isso!

Tom bana onu yapmasına yardım etmemi rica etti.

O Tom rogou para eu ajudá-lo a fazer aquilo.

Tom asla birinin bir şey yapmasına izin vermez.

Tom nunca deixa ninguém fazer alguma coisa.

Tom Mary'ye bakıcıya ödeme yapmasına yardım etmeyi önerdi.

Tom se ofereceu para ajudar Maria a pagar por uma babá.

Tom'un Mary'nin bunu yapmasına yardım edip etmeyeceğinden eminim.

- Tenho certeza de que o Tom vai ajudar a Mary a fazer isso.
- Eu tenho certeza de que o Tom vai ajudar a Mary a fazer isso.

Tom şu an bunu yapmasına gerek olmayacağını söylüyor.

O Tom diz que ele não vai precisar fazer isso agora.

Muhtemelen Tom'un onu yapmasına yardım edebilecek tek kişiyim.

Acho ser a única pessoa capaz de ajudar o Tom com isso.

Tom'un bunu bir daha yapmasına asla izin vermeyeceğim.

- Eu nunca mais vou deixar o Tom fazer aquilo de novo.
- Nunca mais vou deixar o Tom fazer aquilo de novo.

Tom, Mary'nin bunu yapmasına izin vermeye karar verdi.

Tom decidiu deixar a Mary fazer isso.

Tom, biri bunu yapmasına yardım ettiği için şanslıydı.

Tom teve sorte que alguém o ajudou a fazer isso.

- Onların onu yapmasına izin veremeyiz.
- Onu yapmalarına izin veremeyiz.

Não podemos deixá-los fazer isso.

Tom'un onu senin için yapmasına izin versen iyi olur.

É melhor você deixar o Tom fazer isso por você.

Tom, Mary'ye bunu yapmasına yardım etmek zorunda olduğunu söyledi.

O Tom disse que ele tinha que ajudar a Mary a fazer aquilo.

- Tom, Mary'nin bunu yapmasına gerek olmadığını söyledi.
- Tom, Mary'nin bunu yapması gerekmediğini söyledi.
- Tom Mary'nin onu yapmasına gerek olmadığını söyledi.

Tom disse que a Mary não precisava fazer isso.

- Tom'un bunu yapmasının önüne geçemedik.
- Tom'un bunu yapmasına engel olamadık.

Não conseguimos impedir Tom de fazer isso.

Tom onun yapmak istediği hiçbir şeyi Mary'nin yapmasına izin vermeyecek.

- Tom não vai deixar a Mary fazer o que ela quiser.
- Tom não vai deixar a Mary fazer o que quiser.

Fadıl, dedektiflerin evinde kısaca arama yapmasına izin vermeyi kabul etti.

Fadil concordou em deixar os detetives revistar ligeiramente sua casa.

Tom, bunu yapmasına yardım edecek birini bulmak zorunda olduğunu söylüyor.

O Tom diz que tem de encontrar alguém que o ajude a fazer isso.

Tom, Mary'nin bunu yapmasına yardım etmek için hazır olacağını söyledi.

Tom disse que estaria disposto a ajudar Mary a fazer isso.

Tom bugün Mary'nin bunu yapmasına yardım etmek için çok yorgun.

Tom está cansado demais para ajudar Mary a fazer isso hoje.